10 Nisan 2019 Çarşamba

2019 Nisan Ayı Okuduklarım

______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

2019 NİSAN AYI ÖZETİ
______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

      

      



______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________



Kant Kulübü - Cem Akaş
Türkiye'nin bilimkurgu romancılığını başarıyla yürütmeye çalışan Cem Akaş'tan çok uzun yıllar önce gençler için yazdığı bir ilkgençlik romanı Kant Kulübü.
İnsanların daha iyi bir hayat yaşayabilmeleri için alternatif geleceklerinden en uygununu yaşayabilmeleri için kurulan bir kurum Kant Kulübü. Bu kulübün ise en azılı rakibi Zürafaları Lekeleme Komitesi. İlginç bir macera, keyifli bir roman. 
Ayrıca Murat Menteş sevenler üzülecek ama çok daha uzun yıllar önce Cem Akaş, komik isimli karakterler, farklı durumlara getirdiği yorumlar ile başı çekmiş. Buzcam, Kemer, Dikburun gibi isimli karakterler var kitapta.
Tadımlık, heyecanlı bir kitap okumak isteyen varsa deneyebilir. Cem Akaş'a başlamak için de güzel bir kitap, 15-22 yaş arasına daha fazla hitap ediyor.

"İnsan kendinden ötesini düşünebildiği ölçüde insandır."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Ah Biz Eşekler - Aziz Nesin
20 öykünün yer aldığı Aziz Nesin kitabında ağırlıklı olarak bürokrasi eleştirisi ve milletin kısıtlı zekasıyla birbirlerini kandırma hırsı hikayeleri yer alıyor. Kurnazlığı başına dert olan adamın hikayesi olan "Bizim Ev", hiç görmediği, hiç tanımadığı bir kadının ismi ile hayata tutunan adamın hikayesi "Marta Tore Öldü", diğer öykülerin arasından sıyrılıp akılda kalabilecek olanlardan bir kaçı. "İffetimi Nasıl Korudum" öyküsünde de gururla anlatılan iffet korunmasının nasıl gerçekleşmediğini de gayet kinayeli biçimde anlatmış Nesin.

"Belki bu sizin rüyanızı okuyanlardan birisi, dairesinin dışına kendini atar da, birisi dışarı çıkınca, öbürleri de belki kendilerine çizdikleri dairelerinden çıkarlar."

"Hamlet'i bilirsiniz, Danimarkalı bir körpe prens, oyun boyunca <Anamı kim şaaptı?> diye şüpheler içinde kıvranır, döner duru. Bir türlü karar veremez. Sonra da oldu mu olmadı mı <to be or not to be> diye felsefe yapar."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Sarıyaz - Mahir Ünsal Eriş
Uzun sürelik bir suskunluk ardından Mahir Ünsal Eriş, iki kitabını da aynı anda çıkararak şaşırttı bizi. Sarıyaz'da, bir deprem olayının çevresinde dönen küçük bir yerleşim bölgesinde pek de önemli olmayan ama kendi içerisinde fırtınalar koparan 8 öyküye odaklanıyor. Çocukluk kokuları, kaçış planları, yalnızlık özlemi, küçük pişmanlık, büyük pişmanlıklar. Hepsi de bir potada eritilmiş fakat birbirine karışmamış hikayeler. Gayet oturaklı ve dokunaklı hikayeler vardı. Kelime çeşitliliği ve kullanımı bakımından da fazlasıyla zengin bir kitap.

1- şengül : Ekşi terinin kokusuyla, fiziki özelliği ile değil, samimiyetiyle küçücük bir çocuğun aklında yer eden Şengül.
2- sarı : Depremden kaçarken, hayatın soğuk yüzüyle tanışan çocuğun yine ne kadar sıcak olduğu tartışılan ailesine dönüş hikayesi.
3- beyefendi : Melih Cevdet Anday'a selam.
4- gül özlem gül : Kocasının boyunduruğundan çıkıp kendine ev düzmek isteyen Özlem'in hikayesi.
5- ecevit, öpücük : En iyi hikaye diyebilirim. 2 Ergenin ilk cinsel deneyimlerini yaşama isteği ile muhabbet kuşunun kesişimi.
6- gece nöbeti :  Kitaba ismini veren durumu anlatan hikaye.
7- dedemin turnası : Kapitalist düzene bir turna metaforu ile bakış atan hikaye. Güzeldi.
8- sevgi çağının sonu : Karısına aşkı biten adamın kendisiyle yüzleşme süreci.

"Bu Cimi Cengiz gibi adamlar, çocuklarla ve sokak köpekleriyle kolaylıkla arkadaşlık kurarlar, her iki grupla da yetişkin bir insanla sohbet ediyormuş gibi, hiç yapmacıksız konuşurlar, çok ufacık tuhaflıklara uzun uzun şaşırırlar, hiçbir şeye mahsusçuktan gülmez, güldüler mi de kahkahalarıyla insanı gülmeye özendirirler."

"Hakiki kitap satılmaz, satıldığıyla değil sayıldığıyla övülür. Kitap dediğin elden ele geçer. Çok satan şeyden hayır gelse dünyayı fırıncılar yönetirdi, öyle ya!"

"Dünya hali böyledir, insan koyun koyuna yattığıyla bile aynı rüyayı görmez. Herkes kendi hesabına uyanır, herkes kendi kabusuna uyur."

"Sonuçta beraber gülmüştük. Beraber gülünce insanlar arkadaş sayılırlar artık."
"İnsan kabahatin kendinde olduğunu bilince, hakikatin zehri kendine sıçramasın diye suçu, başının üstünden geçen kuşa bile atabilir."



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Kara Yarısı - Mahir Ünsal Eriş
Tamamen karamsar ve kara bir örtü ile çevrilmiş öykülerden oluşan bir kitap Kara Yarısı. Yazar ilk hikaye ile sizi şöyle bir silkeliyor. Kitaba hazırlıyor. Daha sonra tacizler, çocuk istismarları, aldatmalar, acı tesadüfler ile birlikte hayattan bağınızı rahatlıkla koparabiliyor. İkinci yarısında ise farklı bir tarza geçip, iki farklı öyküyü üçe ve dörde bölüyor. Birinde Erduran ismindeki kişinin sürekli olarak paçalarını kurtardığı kişileri konu alırken diğerinde ise 4 farklı mekanda gelişen bir cüzdanın yolculuğuna tanık oluyoruz.

"Çünkü ihaneti anlatmak çok zor. Kötülük yapmak kolay ama itiraf etmesi ölüm. İnsanlar birbirlerine kötülük yaparak yaşıyor. Ancak böyle olursa hayatta kalabiliyor artık. Yapmazsa, bundan kaçınırsa daha beteri kendi başına geliyor, bunu bildikçe daha da saldırganlaşıyor. En tiksindiricisiyse korkak saldırganlığı. Ama ihanet, o kötülükten, saldırganlıktan da başka, daha da zehirli bir şey. Onu ihanet yapan şey de bu. Şeytanı da şeytan yapan şey alçaklığını göze görünmeden yürütmesi değil mi zaten? O yüzden ihanet, yalnızca yakınlarından gelirse, yalnızca hiç beklenmedik yerden, umulmadık elden çıkarsa ihanet oluyor. Öteki türlü safi kötülük. Ama ihanet, o insan kalbinin en iltihaplı yeri. İrin irin kokuyor."

"Hayat, insanı en çok kestirilemez oluşuyla yoruyor."

"Her yere benzeyebilen ama bir tek kendisine bir türlü benzeyemeyen, Ankara ayazdır, Ankara memurdur, Ankara halısahadır, pavyondur, geçiş üstünlüğüdür. Ankara'yı sevmek, şehirde sevilecek tek şeyin Ankara olduğunu bilmektir."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Mahallede Kaybolma Diye - Patrick Modiano
Patrick Modiano, az sayfalı romanlarında genelde durum öyküleri kullanıyor. Bu kitapta da girift yapısı ile dikkat çekerken, bir yazarın yazdığı roman karakterleri ile tanışıp kendi geçmişine yolculuğu ele alınıyor. Proustvari bir iç hesaplaşma sürecinde kayıp bir zamanın izinde koşuyor. Büyülü gerçeklik dediğimiz durum tam dozunda olsa da kitabın yarısından sonra işlerin gizemini kaybediyor. Takip edebilmek için heyecanınızdan feragat etmek zorunda kalıyorsunuz.


"Hayatında anlam taşıyan kişileri romanlarına dahil eden yazarları hiç anlamazdı zaten. Biris, aynanın içinden geçer gibi, bir romana bir kez sızdı mı, sonsuza kadar yok olurdu. Gerçek yaşamda asla var olmamış gibi."

"Çocukken tuhaf gelmeyen şeyleri yıllar sonra bir bilmece gibi çözmeye çalışırken bulabilir insan kendini, alfabesini bile bilmediğiniz, çok eski bir dilin yarı yarıya silinmiş harflerini çözmeye benzer bu."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






Hiç Kimseyi İlgilendirmeyen Kişisel Bir Felaket - Süreyyya Evren
Bu uzun isimli kitapta, bir çok aforizmanın bir roman içerisinde Sinan ismindeki karakterle yoğrulmasını okuyoruz. Kısa bölümler içerisinde "Tavdar Tarlasında Çocuklar" havasında geçen boşvermişlik temalı öyküler ilintili biçimde anlatılıyor. Her kısmın bir fikri, üzerine konuşulacak bir konusu oluyor. Kimi zaman sert biçimde kimi zaman köşesinden dönerek anlatılan hikayeler hem şiirsel yanınıza hem de karakter gelişimini seven okuyuculara hitap ediyor.


"Öte yandan acıya verilmiş emekler es geçilemez geliyor. Birbirini sevmek iki kişinin acılarını birlikte inşa etmeleri değil mi?"

"Sadece gençler duygularını ödünç vermek konusunda böylesine cömertler. Duygular onlara fazla, bol ve amaçsız görünüyor. İlk benim diyene uzatıyorlar. Kendileriyle duyguları arasındaki rabıtayı kontrol edememek değiştirilemez bir keyfiyet gibi görünüyor. Halbuki yaşlılar duygularını nasıl da kontrol altında tutuyorlar. Anneannemi düşünüyorum. Mutsuzluğunu bile elletmez."

"Kadehimi masadaki 1960'lardan bir Varlık Cep Dergisi'nin üzerine leke oluşması pahasına bırakıyor, biraz daha cin ve nane likörü dolduruyorum. İzin veriyorum beni ikna etsinler. Beni sevsinler. Beni kendimden korusunlar. Beni kurtarsınlar. Bir şeyler dönüyor. Başım olabilir."

"Aşk şiirleri neden berbattır biliyor musunuz, çünkü biraz fazla gerçekçidir aşk şiiri denilen nane. Yeterince yalan değildir. Başkasının aşkı gibidir o yüzden. Aşk şiiri okumak başkasının aşkını dinlemeye benzer. Ancak kendi aşkımıza alet edeceksek, kendi işimize yarayacaksa hoşumuza gider."

"Tecrübe belki de özellikle gidilip alınan bir nesnedir. Kendiliğinden insanın kafasına damlayan bir su değildir de gözünü dikip taş attığın bir kuştur. Bilemiyorum. Bunu bilmek için de tecrübe gerekiyor!"

"Çünkü bir şey düşünüdüğün anda sadece bir başka düşünceyle tatmin edilebilir hale geliyorsun ve bu bir dizi çaresizlik doğuruyor."

"Zaten zenginler asla sağ kalmaz, yoksullar hayatta kalır. Fakirin işidir hayatta kalmak. Zengin yaşar ve sağ kalmaz. Hayat her zaman sefildir çünkü, anlam sadece zarif olabilir. Anlam da satılıktır her zaman..."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Huzursuzluk - Zülfü Livaneli
Ezidi bir kızın Ortadoğu'nun ortasında başlayan bir hikayesinin Türkiye ve Amerika'ya uzanan dallarını, gazeteci gözüyle aktardığı kitap Huzursuzluk. Hikayenin peşinden giderken gitgide hikayenin içinde buluyor karakterimiz kendisini. Doğu-batı kültür eleştirisi, din eleştirisi ve ırk çatışmalarını temel alıyor. En etkileyici kısmı, kitabın din üstü bir mesajı taşıması. Okurken huzursuzlanacağınız, dünya düzenini sorgulayacağınız ve elinizden bir şey gelmediğini görünce "Ben insandım" diyerek vicdanınızı harekete geçireceğiniz bir öykü.

"Dedemin öğrettiği çok eski bir Arap şiiri geliyor aklıma: Asil insanların en neşeli zamanlarında bile bir hüzün vardır, daha düşük ruhlar ise en sefil zamanında bile neşelidir."

"biz bu ülkenin okuryazarları, boşluğa düşen bir trapezci gibiydik. Doğu askısını bırakmış, Batı askısını da yakalayamadan aşağı düşmüştük."

"Sevişirken iç içe geçen, solukları karışan, birbirine en yakın hale gelen insanların, sonradan bu kadar yabancılaşmasına, hatta can yakmaya çalışmasına hep hayret etmişimdir."

"Bana inanmayanın boğazından aşağı erimiş kurşun dökerim diyen bir tanrı, sadece iyi olabilir mi sence evladım? Kullarını en ağır işkencelerle korkutan bir tanrıya iyi diyebilir misin?"

"zaten hayatta normal olan huzursuzluk durumudur, huzur ise çok ender yakalanan geçici anlardır olsa olsa."



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤








➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

____________________________________________________________________
____________________________________________________________________

DERGİ GÜNLÜĞÜ
____________________________________________________________________
____________________________________________________________________





____________________________________________________________________
____________________________________________________________________


BONUS






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


DERGİ DAĞILIMI




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


YAYINEVİ DAĞILIMI



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




2019 OCAK - 2019 ARALIK
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER