31 Aralık 2019 Salı

Trakt.tv & Letterboxd. Karşılaştırması


Geçtiğimiz 5 sene Trakt.Tv kullanarak bir çok film ve dizi kayıtlarımı düzenli biçimde tuttum. Uygulamanın faydalarının fazla olmasından dolayı yeni bir site arayışına girmemiştim ki Letterboxd ile tanışasıya kadar. 
Kullandığım tüm özelliklerin daha güzel arayüzlü biçimde sunulmasından dolayı iki siteyi karşılaştırmak istedim. Yıl biterken de yeni başlangıçlar yapmak isteyenlere bir rehber hazırladım.





TRAKT.TV 

Letterboxd' Göre Artıları

* Sadece filmler değil, dizilerin de bulunması, aktivite alanını genişletiyor.
* Kendi uygulaması bulunmamasına rağmen Series Guide gibi basitçe kullanılabilen uygulamalar ile senkronize çalışabiliyor.
* Diziler ile ilgili nerede kaldığınızı görebileceğiniz gibi, izleme durumlarıyla alakalı güzel görsellerle takip imkanı sunuyor.
* Film ekranı daha gelişmiş, bir filmle ilgili daha çok özelliği bulabiliyorsunuz.
* Yıllık ve tüm izleme sayılarınızı, sürelerinizi ve tür olarak farklılıkları ücretsiz olarak alabiliyorsunuz.
* 10 üzerinden puanlama daha anlaşılır. Diğer sitede 5 üzerinden olduğu için 4 üzeri tüm filmler iyi algısı yaratıyor.
* Fiyatlandırma olarak iki fiyat Aylık 2,5 $ ve 5 $ seçenekleri ile letterbox'tan daha ucuza geliyor. Sadece istatistik kullanacaksanız bu uygun ama aradaki fark bence arayüz nedeniyle çok da önemli değil.










____________________________________________________________________________






LETTERBOXD.

Trakt.tv'ye Göre Artıları
* Yıllık özet sayfası çok daha gelişmiş, arayüzü daha iyi anlaşılır vaziyette.
* Arkadaş ekleme ve listelerine ulaşma durumu daha basitleştirilmiş.
* Film ekranında izleme günü seçilmesi bir işe yarıyor ve benim en sevdiğim özellik olan Diary formatında aylık izlenen filmlerinizi görebiliyorsunuz.
*Diary formatı en etkilendiğim kısım, tüm filmlerinizi oylayarak, beğeni durumları ve tekrar izleme kısımlarınızı aynı ekranda görebiliyorsunuz.
* Yıllık özet sayfası daha donanımlı, bir kişinin izleme özetine baktığınızda hangi filmi kaç kere izlediğini puan ortalamalarını şık biçimde görebiliyorsunuz.
* En çok izlenen yönetmen, en çok izlenen oyuncu gibi veriler diğer site ile aynı verimde olmasına rağmen daha iyi sunulmuş.



7 Aralık 2019 Cumartesi

2019 Aralık Ayı Okuduklarım

_____________________________________________

2019 ARALIK AYI ÖZETİ
_____________________________________________


      

   

_____________________________________________



Dokunmadan - Nermin Yıldırım

Dokunmadan bir içsel yolculuğun öyküsü, çevrede yaşananlara kayıtsız kaldığımızın özeti. Nermin Yıldırım'ın şiirsel bir dili var. Güçlü kelime kullanımları, vurucu bir anlatımı var. Kinayeli ve yerinde kullanılmış cümleleri var. Bu kitapta da bahsi geçen olayların hepsinde haklılık payı yüksek. Kadın cinayetleri (ki karakterin adı Adalet), dövülerek öldürülen Ali İsmail (Öldüm, vurmayın) ve haberlerde çıkan günümüzü kahreden küçük manşetlerde verilen büyük olaylara karşı göndermeler çok güzeldi. Hikaye gittikçe açılıyor ve sona doğru çözülüyor. Bu da çok güzeldi. Fakat anlamlandıramadığım tek nokta, felsefi düşüncelerin, birbirinden bağımsız fikirlerin hikayeye katkısının fazla olmamasıydı. Evet değinilen noktalar kendi içerisinde başarılı fakat bir bütün halinde baktığımızda Adalet karakterinin gelişiminde nasıl bir etkiye sahipti? Karakter gelişimi benim için en önemli unsur romanlarda. Bize anlatılanın haricinde karakterlerin hayatları hakkında bir yorum yapamıyorsak, geçmişleri hakkında fikir yürütemiyorsak o karakter eksik kalıyor. Adalet kimdi biliyoruz fakat neydi bilmiyoruz..


"Yeni doğmuş sabileri düşünüyordum mesela. Ne hasenata hayrata ne falsoya fesada mecali olanları. Sallanan bir beşikte sersemsepelek seyrederken alemi hepi topu diş çıkarmayı falan beklerlerdi. Sonra ne zaman çıkarırdı dünyaya dişlerini, ne ara bilerlerdi."

"Çünkü bu defa yüzüme donuk donuk değil, sıkı bir aparkat geçirir gibi bakıyordu. Hayat öğretmemişti henüz bana, en sersemletici yumruklar, hep öyle yukarıdan baktıklarınız tarafından, aşağıdan çakılanlar."

"Hangi boşluğa uzun süre baksa orada bir şey görmeye başlıyor insan."

"Ne kolaymış diye geçirdim içimden. Ne kolaymış tükürmek, çiğnenemeyecek olanı."

"Dünya dedim kuyuysa bile, ille de düşecek değiliz ya."



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Öldüğünü Google'dan Öğrenen Adam - Doğu Yücel

Genel anlamda hayalgücüne etki eden okuması keyifli bir öykü kitabı olmuş. 3-4 tane hikayeyi beğendim. Sonunda oldukça şaşırdığım, Saat gece 3'te, Kusursuz bir ayrılık hikayeleri ön plana çıkanlar oldu. Daha önce dergide okuduğum, Hayatımın Rolü ve Denizler Altında zaten çok iyi hikayeler. Para Adam hikayesi, edebiyatımızda pek rastlamadığımız özlem duyduğumuz bir gerçek üstü karanlık bir hikaye. 1-2 hikaye ise filmlerde, dizilerde rastladığımız bir konuya sahip pek özgün bulamadım. 
Gelecek öyküleri daha çok dikkatimi çekti. Hayalgücüne etki eden bir yazar. Sonrasında da okumaya devam edeceğim. Sadece dergilerde ve başka derlemelerde olmayan öyküler türetmesi gerek yazarların. Bu kitabın yarısını başka derlemelerde okumuştum zaten. Belki bir spin-off yaparak başka bir hale büründürebilirler, bilemiyorum.

"Karakterlerimiz ile mesleklerimiz arasındaki zıtlık beni hep düşündürmüştür. İddiam o ki, insanlar, tarihin hiçbir döneminde bugün olduğu gibi karakterlerinin özüne ters işlerde çalış(tırıl)mamıştır. Ortaçağ'da geçen filmleri düşünün, bir tane "Nereden" nalbant oldum ki, terzi olacaktım." "Üç puanla şövalyeliği kaçırdım, katip oldum" benzeri replik hatırlıyor musunuz?"




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Noktalı Virgülle Biten Bir Kitap - Batıkan Köse

Batıkan Köse'nin okuduğum ikinci kitabı. Buraya kadarmış dedim, kitap bitince. Bundan sonra Batıkan Köse okumak yok. Hayalkırıklığına uğradım çünkü. Övülen, yere göğe sığdırılamayan yazar hakkında yorumları okuduğumda acaba bende mi bir problem var diye düşündüm.  Çünkü 200'den fazla kelime oyunundan (Yazar kitaplarında sıklıkla kelime oyunlarına yer veriyor) gerçekten birkaçını beğendim. Geri kalan tüm kelime oyunları aşırı zorlama geldi. Bence bu oyunlardan kaçınsa güzel diyaloglu derinlikli hikayeler ortaya çıkacak ama bu da bir tarz sanırım. Seveni de çok hiç anlam veremesem de. Marquez benzetmesi yapılmış kendisine. Ben Marquez'in de 4-5 kitabından hiç keyif alamamıştım. Demekki bu büyülü gerçeklik dedikleri tarzı ben anlamıyorum.
Saygısızlık etmek istemem ama "Alık genç salık verdi gitti balık aldı" gibi bir cümle vardı, öykülerde. Bütün öyküler bu tarz şakalarla oluşuyor. Baba şakaları resmen. Göz devirdim okurken. Neyse uzattıkça eleştiriye girecek çok uzatmayayım.

 " "Nereye böyle?" diye sordu
"Köprüye dedim, "İntihar edeceğim."
"Kuyruk vardır köprüde, ben hisara gideceğim," dedi. "

"Rayını beğenmeyen bir tren gibisin, demişti. Bir tanıdık değil, yaprak gözlü kız demişti. Hayır, makinist gibiydim. Tek yol olduğunu bile bile bir demir yığınına yön vermeye çalışırdım çünkü."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




HiçBir Yerin Ortasında - Ezgi Polat

Ezgi Polat'ın okuduğum ikinci kitabı. Psikolojik öğelerin ağır bastığı 6 hikaye ile geliyor karşımıza bu sefer. Öykülerin genel anlamda bulundukları durum sanki bir ruh gibi bedenlerin üzerinden geçiyor. Gerçek dünya ile hislerin ayrıştığı noktada da hiçbir yerin ortasında kalıyorsunuz. İsmi ve kapağı da güzel kitabın. Öyküler de ilgi çekici ve devamını okumak isteyeceğiniz ölçüde merak uyandırıcı. "Kıyıya Vuran" öyküsü çok rahat romana ya da novellaya dönebilirdi mesela. 

"İnsan tutkunu olduğu şeylere beklentiyle yaklaşmaz."






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤








➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


______________________________________

DERGİ GÜNLÜĞÜ
______________________________________






______________________________________

BONUS


One Piece #4.Cilt


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

DERGİ DAĞILIMI




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

YAYINEVİ DAĞILIMI





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


2019 OCAK - 2019 ARALIK
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER




3 Aralık 2019 Salı

2019 Aralık Ayı İzlenenler

_________________________________

2019 ARALIK AYI ÖZETİ
_________________________________
   

      

_________________________________





Tepenin Ardı

Emin Alper'in ilk uzun metrajı olan Tepenin Ardı için zorlasak onlarca anlam türetebiliriz. Konusu basit ama etkili, işlenişi yormayan fakat derinden. Ama bir kaç söz edelim. Kırsal bir alanda güçlerini koruma derdine düşen bir adamın yörükleri düşman edinmesi ile ilgili iktidar mücadelesi vermesini konu alıyor film. Bunu yaparken "otlakçı" karakterlere hem somut hem soyut anlamda bir kıyafet dikiyor. "Göz dikme" bu filmde sıkça geçen bir olgu. Senden olmayanı senin kabul etmek bir nevi hırsızlık. Fakat bunu yaparken de senden olmadığını belli etmemek gerek.
"Yörüklerle giriştiği mücadelede ben de yörüğüm ama onlar kötü yörük" teziyle yapılanları meşrulaştırmak bu konuda sorular sormanıza yarıyor. 

Emin Alper sinemasını sıralarsam Kız Kardeşler > Abluka > Tepenin Ardı




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Madeo

Parasite ile bu sene büyük sükse yapan Boon Joon-Ho, kendine özgü sinemasını yaratma derdindeyken çektiği belki de en az bilinen filmlerinden biri Madeo. Bir annenin zihinsel engelli çocuğu için yapabileceklerini anlatıyor gibi gözükürken aslında altta yatan nedenleri bir bir sıralıyor. Tipik Güney Kore filmlerinde geçen bir noktadan sonra çözülmeye başlayan ilmekler olgusu bu film için de geçerli. Çok güzel bir açılış sekansı ile başlıyor filmimiz. Madeo'muz, gizemli annemiz hüzünlü bir dans ediyor. Sebebini bilmediğimiz ama anlayabildiğimiz bir dans. Başımıza kötü bir olay gelir ve umursamamak için dans etmeye başlarız fakat aklımız yine o olaya doğru eğilmektedir. Kaldırmak için çaba sarfederiz bu çabayı da göstermeyiz. Bunun gibi bir duyguyla izledim..




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Marriage Story

Bir boşanma sürecini ele alan filmin isminin neden Divorce Story değil de Marriage Story olduğunu kulağınıza fısıldayan bir yönetmen var. Frances Ha gibi bir eseri bıraktıktan sonra arada boşanmayı konu alan filmlere ilham verse de Marriage Story bambaşka bir yere gelmiş. Bunda oyunculukların payı çok büyük. Joker nedeniyle belki Adam Driver oscar'a uzanamayacak fakat Scarlett'in oscarı şimdiden hayırlı olsun. Filmde özlediğimiz 90'lar romantik filmlerindeki sıcaklığı hissediyorsunuz. Müzikleriyle, ince mizahı ile hem sistem eleştirisi sunuyor hem de ilişkilere içeriden göz atma fırsatı doğuruyor. Eril bir bakış açısıyla çekildiği söylense de ben bir durumu anlattığını ve erkeğin haklı olduğu kadar haksız olduğu konuları da çok güzel verdiğini düşünüyorum. Kısaca güzel film buna denir.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




Joker

Filmin beklentileri arşa çıkarmasını özenle takip ettim, uzun süre bu nedenle izlemeyi erteledim. Beklentiler üzer insanı çünkü. Gün itibari ile bu beklentilerimin sonucunu aldım, zira tamamını karşılayan bir film izledim. Phoenix hakkında söylenen her şeye çok tamamım. Harika bir performans. Yıllar boyu hatırlanacak öyle sanıyorum ki, açık gösterilen bir gövde gösterisi olmuş. Filmin geneli, renkleri ve izlenebilirliği üst düzey. Eleştirilebilecek noktalardan biri Batman evrenine geçişlerdeki sıkıntıları, diğeri de Joker karakterinin derinine fazla inilmesinden dolayı, şehirde çıkan isyanın altyapısının oluşturulmadan bir halk kahramanı olarak gösterilmesiydi. 2 Ayrı anlatı tek bir filmde birleşmiş gibiydi. 1 saat daha uzun olsa bunun da altından kalkabilirdi yönetmen ama tercihleri biraz dudak bükmeme sebep oldu. Joker neden sürekli dayak yiyor, itiliyor? Yahu görmezden gelinmek, dayak yemekten daha etkili bir delirme yöntemi iken, bunun seçilmemesi beni biraz yaraladı :)





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

BONUS



Bimarhane

1. Dünya savaşı sonrasında Kurtuluş mücadelesinde bir akıl hastanesinde bir araya 4 ayrı ırktan 4 arkadaşın, kardeşlik hikayesini komik bir metin ile anlatan Bimarhe, ana fikrini savaş karşıtlığı üzerine kuruyor. Delilikle bağdaşlaştırdığımız sevimli hale getirilen karakterlerin yerel öğelerle süslenmesi kolayca yerel seyirciyi içine alıyor. Kuva-i Milliye'nin de işin içine girmesiyle birlikte seyircinin milli duygularına da hitap ederek ortalama üstü bir fikir anlatımıyla güzel bir performans olarak sergileniyor.  
Belki işin içine Kuva-i Milliye ve milli duygular girmese daha uluslararası bir oyun olurdu, kanaatimce daha şık bir oyun olurdu. Sonuçta savaş her dilde, her millette savaştır. 



___________________________________________

Dizi Günlüğü
___________________________________________




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤








➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


OCAK-ARALIK İZLENEN FİLM ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI





2019 OCAK-ARALIK İZLENEN 
FİLMLER & DİZİLER & SAHNE SANATLARI