6 Mayıs 2018 Pazar

2018 Mayıs Ayı İzlenenler

______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

2018 MAYIS AYI ÖZETİ
______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________


      

      

      

      




______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________







➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤









➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤










➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


BONUS



Günün Çorbası
(Müzikal)

Antalya tiyatro festivalinin açılış oyunu bu sene müzikal bir oyundu. Festival sıkıcı resmi konuşmalarla başladı, beklentim yüksekti oyundan, o yüzden sabırsızlandım izlemek için. Başladığında çok yüksek enerjili bir oyun olmayacağı açıktı. Fakat oyuncuların seslerini kullanması dekor ve müzikleri fazlasıyla beğendim. Mikrofon kullanmaları nedeniyle şarkılarda sesler duyulmadı, buna bir de Antalya tiyatro salonlarının havasızlığı, ses sisteminin yetersizliği eklendiğinde festivale yakışmayacak bir ağırlama oldu. Oyun güzel, yani izlenir, öyle gidip de ben beğenmedim diyene rastlamak istemiyorum çünkü emek harcanmış gerçekten. Üstelik bir aşk hikayesi çok anlatılmaz oyunlarda çok tutulmadığından, trajedyalar ve operalar hariç. Ben bu müzikaldeki aşk hikayesine de inandım. Bunu başardılar bence.
Benim en sinirlendiğim nokta, oyunun daha yarısı gelmeden insanların tek tük çıkmaları oldu. Hayır yarı bitti, ikinci yarıda yine çıkanlar oldu. Ya kardeşim, hadi yarıda gitmedin, neden hala zorluyorsun, madem duracaksın neden çıkıyorsun? Tamam sahneler seyircileri çok bunaltıyor ama bekle 20 dk sanki atom parçalayacaksın evinde..
Neyse bizim halkımız bazen hak etmiyor o yüzden de sıkışık alanlarda zorlayarak sanat izlemeye çalışıyoruz.



The Gagfather
(Tiyatro)

Gagfather İspanyol Yllana tiyatrosuna ait, sözsüz, müzik ve enerjiye dayalı, seyirciye eyvallahı olmayan bir oyun. Neden seyirciye eyvallahı yok. Çünkü seyirciyi izleyen olarak değil, katılımcı olarak görüp onlarla dalga geçebilen bir yapıya sahip. Sahneden üzerinize gelen nesneler ile bir yandan çığlık çığlığa izleyip aynı zamanda kahkahalara boğulabiliyorsunuz. Oyuncuların özgüvenleri nedeniyle bu iş gerçekleşiyor tabii. 
Bir mafya babasının peşine düşen güvenlik güçlerinin hikayesini anlatıyor. Ben kostümlü olan mafyayı daha çok sevdim, daha eğlenceli buldum. Zaten yüksek reaksiyon alınan yerlerde hep kostümler vardı. 90 dakikalık oyunun her anında ilgi ile izletebildiler, özellikle en uzun boylu gözlüklü olan oyuncu (Luis Cao) müthiş bir dansçı. Fark yarattı resmen.
Sözün kısası Antalya sahnesinde izleyebildiğim en güzel 3 oyun arasına rahatlıkla girer. Çok eğlendim, çok alkışladım.
Bu tarz işlerin daha çok yer almasını dilerim.


Kapan (Sleuth)
(Tiyatro)

Erzurum Devlet Tiyatrosunun geçen sene festivalde gelmesine rağmen sahnede yaşanan sakatlık sonrasında oynayamadığı, fakat bu sene gösterilerini gerçekleştirdiği bir oyun. Benim beklentim büyüktü bu oyundan. Zeka oyunlarının olacağını diyalogların zekice yazılacağını düşünmüştüm fakat kazın ayağı öyle çıkmadı. Oyuncuların tüm iyi niyetine, dekorun, prodüksiyonun özenilmesine rağmen diyaloglardan karakter çatışmalarına, olay kurgusuna ve akışına dair hiç ilgimi çeken bir gelişme olmadı. Başı sonundan belli olan, karakterlerin tamamen karikatürize edildiği, beni hiç o dünyanın içine çekemediği bir oyun oldu. Oyunda kullanılan materyallerin gerçekten anlatmak istediklerini salonda kaç kişi anladı merak ediyorum. Yine de seyirci verilen emeğin karşılığını ayakta alkışlayarak gösterdi. Kolay bir iş değil bu oyunu patlamalı ve dağınık dekoruyla oynamak.
Benzer tarzda bir oyun izledik geçtiğimiz senelerde : Gronholm Metodu. Oradaki kurgu daha basit olmasına rağmen, çok daha çarpıcı ve seyirciyi içine alan bir yapıya sahipti. 
Tekrar gelse izlerim diyemediğim bir oyun oldu.




İkinci Katil
(Tiyatro)

İkinci katil oyunu bir roman olsa, hemen hemen tüm cümlelerinin altı çizilirdi. İlk övgü metin yazarına. Çünkü bu oyun bir çeviri veya uyarlama değil, bir esinlenme. Machbeth'te hiç anılmamış bir karakterin Machbeth etrafında gelişen yan hikayesine odaklanıyor. İkinci övgü, yönetmene. Barış Erdenk'in geçen sene Lysistrata oyununu izlediğimde ertesi gün tekrar bilet almış, 3. gün ertelenen başka oyunun yerine bir kez daha izlemiştim. Üçünde de ayrı keyif aldım. Bu oyunda da gerçekten sıkıcı olması gereken bir oyunu müzik ve aksiyon ile bezeyerek izlenmeye değer hale getirmiş.
Son övgüler oyunculara. Özellikle Mary karakterini oynayan ablamız son anlara doğru sahnede devleşiyor. Diğer tüm oyuncular seslerini mükemmel kullandılar. Çok teknik bilgim yok ama bence ses kullanımı oyunculukta en önemli unsur. 
Bazı sahneler güzel olsa da (suyun içerisinde kanlı ellerin yıkanma tasviri) artık yenilik gerektirdiğinin de kanıtı gibi. Bir çok oyunda benzer teknikleri görüyoruz.
Misal yabancı bir oyun izlediğimizde nesneler o kadar ustaca kullanılıyor ki, dekor oyun ile birlikte oynuyor sanki. 
Ankara'ya ait oyunu başkentte veya turnede denk gelirseniz izleyebilirsiniz. 
Ancak ilk defa tiyatro izleyecekseniz bir süre es geçiniz derim.




Woyzeck
(Tiyatro)

Tiyatronun geleneksel ve belki de yüzyıllarca değişmeyecek olan "Aldatma" sonrası cinayet konusuna (alman menşei), Kazakistan yorumu olan Woyzeck, başta tiyatral bir yorumla başlasa da sonlarına doğru gerçekten olayların akışına inandırarak ilgimi kazandı. Ben öyle entelektüel bir şeyler izleyeyim diye gitmiyorum, bir derdi olan oyunları izlemek istiyorum, yoksa modern dans, tiyatral bir ışık, ses konularını teknik olarak anlamıyorum. Fakat Kazak yorumu olan bu oyunda Woyzeck ile kendimi özleştirdim, bana inandırıcı geldi. Özellikle müziklere bayıldım, Nezih Ünen tarzı bir hareketli-hüzünlü bir altyapı ile, yağmur sekansları çok güzel birleşti. Yağmur olayını biliyordum oyuna gitmeden ama seslerin bu kadar oyunun içine yedirebileceklerini düşünmemiştim.
Sözün özü, başta aşırı sıkıcı gibi gelecek olan oyun, sonlarına doğru tırmanarak ilerledi. Güzel bir yorum ile izlediğime değdi dedirtti.
Bir kez daha izler misin deseler, üstüne 30 lira verseler şöyle bir düşünürüm, başka işim yoksa giderim.
Beğeni seviyemi de böyle belirtiyorum. Beni tanı.




Çerçeve
(Tiyatro)

İtalya özel Koreja tiyatrosunun Çerçeve adlı oyunu Edward Hopper tablolarından esin alınarak hazırlanmış. Resim sanatından anlamam ama Hopper'ı Yekta Kopan'dan öğrenmiş, tablolarını araştırıp pastel renklerine hayran kalmıştım. Tablolarında kapalı mekanlar, cam ve çerçeve kullandığı için oyunun tek odada geçeceğini tahmin ediyordum. Zira beklediğimden çok daha iyi çıktı. Başlangıçta, bir çerçevede hayatın nasıl akıp gittiğini, tabloluk görsellerle anlatan sanatçılar, her yeni sekansta başka çağrışımlar vererek resmen resimlere can verdiler.
Herkesin yorumu ayrı olacaktır ama benim verdiğim anlam şu şekilde.
İlk bölümde ruh eşimizi arayarak geçirdiğimiz ömrün, ikinci sekansta terkedilişte yaşanan olgunluğa dönüşmesi, daha sonra monotonluğun bizi nasıl delirttiği, anılarımızın nasıl katilimiz olduğu, bir kapı açılırsa yüklerimizden kurtulabildiğimizi ve ne yaparsak yapalım "ne güzel uzaklaşır her şey" misali giden son sahnedeki çerçevede yüzen gemi..
Her şey çok güzeldi. 1 saat boyunca ağzım açık izledim. Müziğinden renklerine, hem rahatsız edici, hem sorgulatıcı ve rahatlatıcı bir deneyim sundular.
Böyle bir oyunu 10 ₺ ye izleyebilmek büyük şans. İyi ki devlet tiyatroları var!



Üç Kız Kardeş
(Tiyatro)

Müzikleri ve üç kız kardeşin birbirinden güzel olduğu :) hüzünlü ve eğlenceli yanları olan bir yorum olmuş. Emek harcanmış, basit yorumlarla olaylar anlatılmaya çalışılmış fakat bazı yerleri birleştirmekte çok zorlandım, hikayeyi bilmeme rağmen bu nedir şimdi dediğim çok yer oldu. Bu yorum farkı tabii ki, oyunun kötü olması gibi bir durum yok. İzlediğime pişman olmadım ama aynı grup tekrar gelirse muhtemelen gitmem. Belki de üç ablamızı görmeye gidebilirim. (tiyatroya eleştirel olmayan cinsiyetçi bakış açısı) :)





Giydirici
(Tiyatro)

Celal Kadri Kınoğlu. Muhteşemdi. Oyun hakkında çok şey bahsedebilirim fakat, "Norman" rolü için bahsetmek yeterli olacak bu oyunda. Çünkü öyle bir oyunculuk gördük ki, onun olmadığı tüm sahneler tatsız tuzsuz silik kaldı. O girdiğinde ise, her cümlesinde ayrı bir his ayrı bir reaksiyon vardı. Uzun sayılabilecek bir oyunun yarısından fazlasında teklemeden, enerjisi inanılmaz yüksek şekilde tamamladı. Kimbilir kaçıncı kez oynamasına rağmen böyle enerjili devam edebilmesi ayakta alkışlanacak bir durum. Oyun için Kınoğlu dışında bahsedebileceğim konular müziği ve senaryosu olabilir. Müzikler hüzünlü anlarda çok iyi geliyor, başarılı buldum. Metin ise göndermelerle dolu sıkıcı olmayan güzel esprilerle çeşitlenmiş. Ayrıca oyuncuların katkısı da büyük güzelleşmesinde.
 İstanbul'da olanlar şanslı. Bu tarz oyunları izleyebiliyorlar. Eğer seneye de oynarsa ve gitmediyseniz, mutlaka bir göz atın planlarınıza ekleyin.

➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

Dizi Günlüğü
______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



OCAK-ARALIK İZLENEN FİLM ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI







2018 OCAK-NİSAN İZLENEN 
FİLMLER & DİZİLER & SAHNE SANATLARI



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder