6 Mayıs 2019 Pazartesi

2019 Mayıs Ayı Okuduklarım

______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

2019 MAYIS AYI ÖZETİ
______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

 
      

   


______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________




Bir Kaplumbağanın Bir Sincabın Boynunu Isırması - Süreyyya Evren

Cem Akaş sayesinde tanıdığım Süreyyya Evren'den okuduğum 2.kitap. Tamamı ile sürrealist hikayelerin bulunduğu, akışın nasıl ilerlediğini bilemediğiniz, sanki uyuşturucu etkisinde okunsa daha kolay takip edilir izlenimi veren (ironi), bir kitap görünümünde. Durumlara yüklenen anlamlar, bazı olaylar için verilen felsefi yaklaşımlar gayet güzeldi. Şiirsele yakın bir anlatım da süsü olmuş. Ancak okuması zor, hazmetmesi neredeyse imkansız bir kitap olması nedeniyle sayfalar boyunca modunuz düşebilir. Farklı şeyler deneyeyim derken, yer yer amatör bir yazarın denemelerine dönmüş neredeyse.

"Gülümsüyor. Daha önce gülümsediği bir yerden."

"aşk olmasa şu dünya adaletsizlik gibi bir iki ufak tefek mesele dışında kendi halinde bir yer."

"Öpüştük ilk kez, kısa, minibüsün içinde, özel bir şeyi kimse duymasın diye ağızdan ağza söyler gibi."

"İnsan bir kitabı hiç okumadan bilebilir. Birini hiç tanımadan özleyebilir."

"Cebinde parası veya elinde bıçağı olmayan orta sınıf, üst ve alt sınıfları ahlakıyla vuruyordu."

"Kaplumbağanın büyüklüğü kabuğunda yalnız olduğunu kabul etmesidir."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Sayılı Gün - Birol Tezcan

Parmaklıklar ardında geçen 21 hikayeyi temeline oturtan Sayılı Gün kitabında Birol Tezcan, faşizme, adaletsizliğe ve iktidar sahiplerine çatıyor. Tarz olarak yoğun duyguları, ince bir mizahla birleştirip kısa öyküler şeklinde sunumunu gerçekleştiriyor. Sıkça Cumartesi annelerden, masum gençlerden bahsederken, yapılan eylemlerden değil, türkülerden, kardeşlikten, arkadaşlıktan konu açılıyor. Ercan Kesal'in kırsalda yer alan sol ağırlıklı öykülerini sevenler mutlaka bu kitaba da göz atsınlar.

"-Siz geleceksiniz diye havalandırmayı boşalttılar ama ben gardiyandan iki dakika izin istedim, sizinle tanışmak için.
+Biz geleceğiz diye havalandırmayı mı boşalttılar?
-He gardaş.
+Niye?
-E siyasisiniz ya, diğer mahkumların kafası karışmasın diye heral."

"Erken büyüdük biz. 12 Eylül çocukluğumuzu, Özal dönemi buluğ çağımızı, Çiller dönemi gençliğimizi yedi bizim."

"Ertesi gün nöbet kulübesinde oturduğumun ilk yarım saatinde canım sıkılmaya başlayınca aklıma "Bitmeyen Kavga" geliyor. Neymiş bu Bitmeyen Kavga diye sayfaları çevirmeye başlıyorum. Merak ediyorum çünkü bizim oralarda en uzun kavga on dakika sürer."

"Bedenimizi tutsak ettikleri gibi düşüncelerimizi de tutsak etmeye çalışıyorlar. Biz de izin vermiyoruz. Şimdilik bu kadarını bil yeter.
Bana geçiyor gülümseme.
Ne oldu diye soruyor.
Düşünceyi tutamazsın ki. Nasıl tutsak edecekler. Bence siz kazanırsınız. Geri alıyor gülümsemeyi."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Cellat Ağlıyor - İrfan Yalçın


Ödüllü yazar İrfan Yalçın'dan hayatın basit karmaşasından 12 adet yüreklere oturan hikaye. Özellikle Cellat Ağlıyor ve Kara Katır hikayeleri aralarından rahatlıkla sıyrılıyor. Öyle ki roman bile olsa sayfalarca okunur. İrfan Yalçın ile tanışmama vesile oldu bu kitap. Yazar, basit bir dil kullanıyor, romantik olarak adlandırabileceğimiz bir yazım tarzı var. Sözler buğulu, sürekli bir titreme oluşuyor. Öyküler ise tamamı gündelik yaşamdan genelde kenarda kalmış kişilerin hikayeleri.

"Yağmur dursa da, bütün bulutlar gitse de, onun üstüne yağmurlar yağıyor sanki uzak bir yerlerden öyle geliyor bana, yağmur yağıyor sanki hep."

"Yoksuldular; yalnız üstleri başları değil, yüzleri, bakışları, yürüyüşleri de. Gülüşeri eğri büğrü ve kısıtlıydı çok, korkuyla karışıktı. Sanki hiç sevinmemişler, hep bir şeylerden kaçınmışlar ve yalnız bırakılmışlardı. Bir tokat bekliyor gibi yorgundular."



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤








Bir Ömür Nasıl Yaşanır? - İlber Ortaylı

İlber Ortaylı'nın sohbetlerinin bile para ettiği günümüzde, güzel bir kaç fikir edinebilmek için okumak istedim hocamızı. Güzel başlayan kitap maalesef benim için pek de iç açıcı olarak gitmedi. İlber Ortaylı büyük bir değer, eleştirmemiz haddimize değil ancak beğenmeme lüksümüz yokmuş gibi herkesin her denileni de direkt olarak yutmaması gerekiyor. Ben kitapta herkes için ufak tefek fikirler çıkar derken, tamamen burjuvazi bir gözle bakılmış, maalesef ki köydeki bir çocuğun hayatının hiçbir noktasında dokunamayacak bir eser olmuş. Bu kötü mü, bence değil. Ama noksan kalıyor bir noktada. Elitistlik konusunda hocaya katılmak ile birlikte, kendi keyif aldığı ülkeleri Avrupa'dan kayırmasına, doğu hayranlığını çılgıncasına vurgulamasına şaşırdım. Objektif kalması gibi bir zorunluluğu yok tabii, bu benim beklentim ile alakalı.
Okuyana, dinleyene, görene mutlaka hoş vakit geçirtecektir bu kitap. İlber Ortaylı'nın Türkçe hakimiyeti için okunabilir.


"Belli ki o insan hayatta düşünmüş, üzülmüş, sevilmiş, görmüş geçirmiş, güzel şeyler görerek heyecanlanmış, felaket görerek heyecanlanmış, endişeli durumlar göreek heyecanlanmış, okumuş, okuduğundan etkilenmiş. Bunlar hep insanın yüzüne yansır. Yaşanmışlıklar erkeğin de yüzüne vurur, kadının da. Bunları yapmayanın yüzünde hiçbir ifade bulunmaz. Öyle gelir, öyle gider."

"Entelektüel, üstüne vazife olmayan işlerle ilgilenen kişidir. Örneğin mesleği kimyacılıktır ama coğrafya veya tarihle de uğraşır, resim yapar. Kendi dünyasının dışıyla ilgilenendir entelektüel."

"Bizim kadrolara yetişmiş insanı tesadüfen alırsın, iyi çıkabilir. Ama onun da garantisi yoktur. İğreti aldığın insanın sana karşı iyi yetişme mükellefiyeti yoktur. Yetiştireceğin dervişe evvela çorbasını ve hırkasını vereceksin, ne olursa olsun."

"Bizim hayatlarımızda öğretmenin yeri artık yok. Ama acilen aramızdaki yerlerini geri almaları gerekiyor. Öğretmenlerin hayatımıza geri dönmesi gerekiyor, hem de birer lider olarak."

"İlgisi, bilgisi dikkat çeken bir insan her grupta rahat eder."

"Hiç değilse bir enstrüman çalmayı bilmek, çocukların da öğrenmesini sağlamak gerekir. Önemli olan onu çok iyi çalmak değildir. Bu süreçte müziği dinlemeyi de öğreniyorsun. Bu, hayatınız boyunca sizinle gidecek bir bilgidir."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤







Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen - Ahmet Şerif İzgören


İzgören'in kitapları genelde 1 veya 2 günde biter. Bu kitap da benim için çok hızlı ilerleyen bir kitap oldu. Öğretmenlik mesleğinin kutsallığını anlatan, ülkedeki çürüyen zihniyeti ortaya koyan bir kitap olmuş. İzgören'in bildiğimiz hüzünlü ve mizahi tarzı devam ediyor. Kişisel gelişim durumundan uzak, şahit olduğu olaylara dayanarak bir araştırma ve eleştiri kitabı konumuna getirmiş. İki küçük beğenmediğim nokta oldu kitap ile ilgili. Birincisi eğitimi yerlerde süründüren siyasi kesim apaçık belli iken, yazar da bu kesime yüklenirken, sonra linç yememek için her iki kesimde de var demesi. İkincisi de hikayelerin zaten dokunaklı olmasına rağmen bir de kendisi gözyaşı sosu eklemesi. Samimiyeti bir nebze azaltıyor bu durum.

"Köylü camiye odun bağışlıyor ama okula bağılşamıyor. Çocuklar derste üşüyor. Üşümesinler diye bir gün sabah erken kalktım, gizli gizli gittim caminin bahçesinden odun çalarken imama yakalandım. Yemediğim fırça kalmadı, cuma hutbesinde bana baka baka hırsızlığın ne menem kötü bir şey olduğunu anlattı durdu."

"Sabahattin Ali'yi arkasından gelerek öldürdüğünde yazarın elinde bir kitap olduğunu ve o sırada hala kitap okuduğunu söyler. Zaten öldürenin elinde kitap olmaz."

"Avustralya'nın böyle bir derdi var mı? Yok, baksana adamın okuduğu kitapta öğretilen slogana:
-Yüreğinin götürdüğü yere git.
Senin en çok gördüğün slogan : 
-Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak!
Farka bak."

"İngilizcede kopya diye bir kelime yok biliyor musunuz? Aldatmak için kullandıkları kelimeyi kullanıyorlar."

"Dünyada devletten en çok ihale alan on şirketin beşi Türkiye'de diye açıklandı."

"Odtü'ye sınavla giremeyecek eğitimsiz insanların bu çocuklara, o okullara yaptıkları eziyet anlaşılır gibi değil."

"İngiltere'de one year off ya da gap year adında bir yıl serbest dedikleri bir kavram var. Çocuk liseyi bitirdiğinde üniversiteye başlamıyor. Gidiyor bir yıl dolaşıyor dünyayı, açlara yardım programlarında çalışıyor, çiftlilerde tarıma yardım edip para kazanıyor, kafelerde çalışıyor, Alaska'da balık halinde balık taşıyor, sonra geliyor ülkesine, ne iş yapmak istediğini keşfetmiş bir birey olarak yapmak istediği işin üniversitesini okuyor."

"OECD ülkeleri arasında, devletin eğitim kurumlarına öğrenci başına en az harcama yaptığı ülke Türkiye."

"15 Temmuz darbe girişiminden sonra devlet okullarında aylarca temel kitapların hiçbiri yoktu. Çünkü tam o kitaplar Fetö mensubu yayınevlerine verilmiş. Onlar da yurtdışına kaçınca ya da yakalanınca, çocuklar aylarca gidip geldi okula."

"Bizdeki sistemin Arapça özeti ;
Külliyen brifing, icraat mafiş, nihayetinde kokteyl."

"Eğitim kötüye gidiyor yazıyorsun. Yazdığının bilimsel bir ispatı yok diyor adam LinkedIn'de, PISA rakamlarını bir koyuyorsun, ağabeyler yok ortada. Ortalık bıyıklı Trump kaynıyor. Bilimin Allah belasını versin! diye dolaşan bir ekip sadece bağırıyorlar ve kendilerinden olmadıklarını düşündüklerinde küfrediyorlar. İki taraf da böyle.
Ve parti sevmeyi ülkeyi sevmek zannediyorlar."





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




____________________________________________________________________
____________________________________________________________________

DERGİ GÜNLÜĞÜ
____________________________________________________________________
____________________________________________________________________





____________________________________________________________________
____________________________________________________________________


BONUS






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


DERGİ DAĞILIMI




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


YAYINEVİ DAĞILIMI



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




2019 OCAK - 2019 ARALIK
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder