28 Aralık 2016 Çarşamba

2017 Ocak Ayında Okuduklarım

______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

2017 OCAK AYI ÖZETİ
______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________


      

      

     

   

______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________



Reklamı Atla - Seray Şahiner
Seray Şahiner cesur bir kalem. İçinde bulunduğumuz dönemde yaşı bize yakın olup da gerçekleri yazabilen ender yazarlardan birisi. Ayrıca duyarlı kendisi. Tüm ezilenlerin, hor görülenlerin yanında ve gücünü kullananların karşısında.
Katılmadığım görüşleri olsa bile bunu aktarabiliyor. Yani suya sabuna dokunarak işini yapabiliyor. Bu da bence son dönemde herkeste olmayan bir özellik.
Kitap ise BirGün ve Ot yayınlarında yazdığı köşe yazılarından derleme. Yakın olan konuları arka arkaya koymuş. Bazı cümleler, düşünceler arka arkaya gelince tekrar edilmiş gibi oluyor. Bunun haricinde güzel bir deneme kitabı halini almış. İlginç metaforlar beklemeyin, gündemle alakalı size dokunabilecek bir kaç satır okumak istiyorsanız başlayabilirsiniz.


"Gezi'de hepiniz orospu çocuğusunuz diye bağıranlardan bizi koruyan yine orospular oldu. Genelevlerin kapısını açıp eylemcileri içeri aldılar."

"Bizim de bize benzemeyen insanlara bakışımız o hesap : "Öyle biri ama şöyle de bir iyi yönü var. Başkalarını güya iyi yönleriyle tanımlayarak hoş görüyoruz. Hoş görmek, göz yummak yani, kendince affetmek... Küfür gibi bir şey. Sen kim oluyorsun da başkasını hoş görüyorsun diye sorarlar adama."

"Artık devlet canımızı korumak için bir şey yaptığını söyleyince korkuyoruz. Kesin vaat edip temin etmediği bir güvenlik karşısında bir bedel alacak."

"Bir kere olsun yürürken başa konan kitapları okurken görmüyoruz o başrol kızları..."

"Artık eve girmeyiz. Ne de olsa, parka giyen kuşağın hayallerindeki, parka giden çocuklarız."

"Tarlabaşında aynı sokakta iki duvar yazısı:"Yaşam ağır","Hayat güzel be ya". Ne yerde ne gökteyiz, ruhumuz barfiks çekiyor."

"Polisi savunmak için kullanılan emir kulu lafı, belki burada devreye giriyordur. Talimatı vermekle övünen belli... Tamam ama emir ve para alıp insan öldürene polis değil kiralık katil denir."

"Polislerin hikayesi hiç anlatılmayacak. Çünkü yazarlar, karakter yazar. Yıllar sonra anlatılan direnenlerin hikayeleri olacak. Bir karakteri olanların."

"Ölenlerin üstüne gazete kağıdı örtülmesi boşuna değil. Bazı gazeteler ölümlerin üstünü örtmek için basılıyor."


 7/10
 (Yazılarından derleme) 
Can Yayınları, 14.06 tl, 215 sf, 2016 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Bugün Bize Kim Geldi - Sezgin Kaymaz
Bu öykü kitabı, Sezgin Kaymaz'ın okuduğum 2. kitabı ve bu kitap ile birlikte yazarım tüm kitaplarının okunacağı kesinleşmiş oldu. Hikayelerin hepsi gülümseten ve içten. Sanırım gerçeklik payı olan hikayeler. Bu kadar güzel anlatılması için gerçeklik payı olması gerekiyor çünkü. Yazarın eşini anlattığı Hülya karakteri o kadar sevecen ki her muhabbette gülümsetmeyi başarıyor. Bunu bir de Onur Gökşen'in kardeşi Mert ile olan durumuyla yakalamıştım. Aileden birilerini anlattığınızda mizahı ayarlamak çok zor olmuyor, kendiliğinden geliyor demek ki. Site puanları da genelde çok yüksek kitabın, herkesin keyifle okuyacağı tarzda olmuş. Yeni kitabı 15 gün sonra çıkacak bu yazı yazılırken ve şimdiden sabırsızlanıyorum alıp okumak için. 


"Genel durumunun yirmi dört saat takip edilmesi lazımmış da bakarsın acil bir müdahale gerekiverirmiş de biz evde bıcık bıcık edip seveceğim derken hayvancağızın ölümüne sebep olabilirmişiz de böyle sevmek olmazmış da bu bizim yaptığımız mide ameliyatı olmuş adama acılı adana yedirmeye benziyormuş da yok hatta baltayla beyin ameliyatı yapmaya benziyormuş da işini hiç mi hiç kolaylaştırmıyormuşuz da bir de bizle uğraşmıyormuş da zaten ben onu hiç anlamıyormuşum da..."


 9/10
 (Yazarın her yazdığı okunacak artık çaresi yok) 
April Yayınları, 12.41 tl, 180 sf, 2016 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Gerçek Hesap Bu! - Nejat İşler
Nejat İşler'in sahaf dükkanından, oyunculuk kariyerine, dostlarından, hastalığına kadar uzanan kısa kısa anekdotlarla bezenmiş hesaplaşma kitabı. Evet kitap samimi, ancak inceden bir kendini sevme hali gözüküyor. Bu da zaten felsefeye dağılmış durumda, kendini sev, her şeyi sev. Mülksüzlüğe alış ve ne istersen onu yap. Bu felsefe güzel aktarılmış, insanın içinde bu işlerle uğraşmaya değmez, sevdiğim işlerle uğraşmak istiyorum duygusu bir an kıpırdanıyor. Dergiler hariç yazarlık serüveni olmayan birisi için güzel bir başlangıç. Dipnot düşeyim, Nejat'ın hastalığını merak edenler için detaylı bir bilgi bulamayacaksınız. Bir kaç sayfa ile anlatılmış. Zaten "hayatta önemli olan dostlar ve yaptığın şeylerdir" mottolu bir adamın bunu anlatmasını beklemek saçma olur. İyi ki de öyle olmuş. Ben sevdim. Kütüphanede dursun bir köşede.


"Reddedilen ya da terke edilen her bünye gibi ben de "nefret" ilacına sarıldım hızla. Yaşama devam etmek lazımdı çünkü."

"Birini kaybetmeye alıştırırsan, artık hiçbir şeyden korkmaz. Senden hiç..."

"Akusta, Yav Mithat, bu çocuğu niye getirdin? Bak ortalık karışıyormuş diyor. Mithat Abi'den cevap: "Alışsın abisi"."

"Hayat kısa, sanat uzun, zaman geçirme, zamanını değerlendir, hayatının anlamı olsun."

"Paraları dağıtan adam bir gün sıkılarak yanıma geldi. "Zarfımız yok, parayı elden versem olur mu?" dedi. "Abi manyak mısın? Ver sen parayı" dedim. İnsanlara bu şekil davranmaya devam ederseniz, en az 14 yıl iktidarda kalırsınız!"

"Kötüyü seyretmeye hazırdır seyirci. Tarantino'nun Reservoir Dogs'daki kulak kesme sahnesi ile ilgili çok güzel bir ifadesi vardır : Kulağı kestiğin zaman standart bir izleyici "vauv" yapar. Ama kestiğin kulakla konuşmaya başladığın zaman, daha önce kulak kesmiş birisi bunun nereden aklına geldiğini düşünür."



 7/10
 (Samimi anlatı) 
Can Yayınları, 12.16 tl, 184 sf, 2016 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Kuşlar Yasına Gider - Hasan Ali Toptaş
Türkülerle benzenmiş Ankara - Denizli yolculuklarıyla süslü bir Hasan Ali Toptaş romanı. Evet, bir türkü külliyatı sunuyor resmen, seçmece müzikler ile birlikte kitabı okumanızı tavsiye ederim. Bozkır havasını buram buram soluduğumuz, hurafelerle dolu hayatların her nasıl oluyorsa bu kadar saf ve temiz kaldığını anladığımız, babaların neden hiç konuşmadığını ise yine anlayamadığımız bir kitap. Toptaş, sadelikten ölecek neredeyse. Bu kadar mı duru bir anlatım olur? Genç yazarlarımız metafor yazacağım diyerek kendini kasarken Toptaş yazarlık dersi vererek, bir insanın yanak çukurundaki sinek duruluğunda anlatıyor herşeyi. 
Güzeldi, çok güzeldi. Toptaş'ın 4-5 sene içerisinde nobel alabileceğini bile düşünüyorum. 


"Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen bir mazot kokusuydu babam, kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve az evvel dediğim gibi, gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü."

"Bazı canlıları yara öldürmüyor, muhatapsız kalmak öldürüyor."

"sesini uçan halıya dönüştürüp üstüne oturmuş da şehrin başucundan yükselen dağların tepesinde, omuzlarıyla bulutları yara yara geziniyormuş gibiydi artık, yüzünde öylesine hoş bir ifade vardı."


 9/10
 (Sade ve hüzünlü) 
Everest Yayınları, 12.60 tl, 250 sf, 2016 






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




Kediler Güzel Uyanır - Yekta Kopan
Yekta Kopan'ı çok severim. Ancak bu kitabında acımasızca eleştireceğim. Acımasız olmasının nedeni çok sevdiğimden kaynaklanıyor orası da ayrı bir durum. Şimdi efendim, sen naif, entelektüel bir insansın, deneme yapacağım diye neden okuyucu zekasını hiçe sayıyorsun. Tüm kelimelerin "G" harfi ile başlamasıyla ilgili bir deneme yapmış ki çok sinirlendim böyle bir kalemin bunu yazmasına. Ne bir anlamı var, ne kattığı bir şey. Bomboş. Lisedeyken, kızları etkilemek için deniyorduk bunları. Ayrıca "istemem ben uçurtmayı sen bana uçurt yap" nasıl kötü bir cümledir. Ahmet Batman, Kahraman Tazeoğlu'na kötü diyorduk, sen yapma bari. Bunu beğenip sayfalarına ekleyenlerin IQ seviyelerine bir bak sayın Kopan, bir daha böyle kalp krizleri geçirtme bizlere. Her ne dersek diyelim, "Perde 2, Sahne 4" gibi hikayeler de mevcut çok şekilli, çok güzel. Beni duygu karmaşasına sürüklediği için affedemiyorum. Hatta bir ara yazım yılına baktım, çok mu eski ergenlikten mi kaldı acaba diye. Ama değilmiş. Çok kısa bir süre de olsa Yekta Kopan okumayı bırakmayalım diye düşündüm şu uçurtma yazısını görünce. İşte biz sadakatsiz okuyucuların nabzını hep yüksek tutmak gerekiyor. Yoksa haddimiz olmadan böyle eleştiriler yapmamıza vesile oluyorsunuz.


"Bir dilin yaşayan yaşamayan bütün kelimelerini ezberlediğim günün ertesinde, benim de sesimi duyacaksın. O gün yağacak yağmurdan kork!"

"Sadece ilk on sayfası dolu ajandaları düşündüm, ucu zamansız kırılan kurşunkalemleri, plastik saksıdaki menekşeye aşık kedileri, atama bekleyen öğretmenleri, şiirinin kaderinde yanan şairleri rakı kadehinde yüzen erikleri."

"Değil mi ki rüyalar, gün boyu sakatlanan zihinlerimizin koltuk değnekleri."

"aklıma Pavese'nin sözleri geldi : Uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliğini ölçmek ve kendini o boşluğa bırakmaktır."

"Bağırdık.Seslendik.Sesleştik.Sertleştik.Dertleştik.Yürüdük.Bağırdık.Durdurdular.Vurdular."


 4/10
 (Yazara yakışmayacak amatörlükte) 
Can Yayınları, 9.12 tl, 128 sf, 2016 





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Eyvah, Babam Bir Manyak!  - Onur Gökşen
Onur Gökşen'i bilmesem, gördüğümde 3.sınıf saçma bir kişisel gelişim kitabı sanacağım bir kapak tasarımı ile açılışı yapalım. Velev ki hiç de ismi ve kapağı gibi değil kitap. Bildiğimiz Onur Gökşen mizahı dozaj olarak aynı şekilde, hayatına kızı girdiği andan itibaren yaşadıklarını yazmasıyla devam ediyor. Tatlı, komik ve samimi bir kitap. Aslında çocuk büyütürken herkesin yaşadığı travmatik durumları mantık çerçevesinde baktığımızda nasıl gözüktüğünü anlatmış. Sadece bir anı kitabı da değil üstelik, ülkedeki çocuk yetiştirme vaziyetlerine de eleştiriler getirmiş. Onur Gökşen ismini görmeseydim muhakkak bu kitabı okumazdım, ancak okusaydım da düşüncem değişmezdi. Sevdim. Tavsiye ederim. Tabii önceki kitaplarından başlayın ki kalemine alışın biraz.


"Çünkü sağlıklı bir insan rüyasında organik olduğunu iddia eden bir kerevizle 'Yalan söyleme lan, mevsimin değil' diye kavga etmez, ona ağız yüz girişmezdi."

"Peki niye üç buçuk yaşındaki bir çocuğu uyutmaya çalışıyoruz, anlamıyorum. Neyse zaten ben hiçbir şeyi anlamıyorum, annesi anlıyor her şeyi."

"İpek uçakta delirerek ağlarsa da diğer yolcular rahatsız olursa diye mamasına bira katmayı dahi teklif ettim. Bu teklifim kabul görmedi."

"Bakışlarından belli olur zaten bir çocuğun iyi bir çocuk olup olmadığı. Hayır tüm çocuklar iyi falan değildir, ailesi iyiyse iyidir bir çocuk, kötüyse kötüdür."

"Aaa ne güzel araba, kesin çok pahalıdır. Hmmm aile evladına çok para harcıyor, demek ki iyi baba, iyi anne düşüncesi en başından hastalıklı bir düşünce."

"Sigara içen bir babanız varsa içinde izmarit unutulmuş kül tablalarından nefret edemezsiniz."


 8/10
 (Tatlı, komik, samimi) 
Ot Kitap, 12.16 tl, 176 sf, 2016 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





Koca - Dean R. Koontz
Koontz, kanaatimce Stephen King'ten daha az derinlik içeren fakat daha sürükleyici bir yazar. Daha kolay anlaşılır cümleleri, betimi az hikayeleri ile daha kolay bitebiliyor. Bu yüzden kafa dağıtmak için genelde Koontz tercihi ederim. Koca kitabı da 400'den fazla sayfasıyla ihtişamlı rengi ile kütüphanede bekliyordu. Yer açılsın amacıyla okuduğum kitap için maalesef müthiş hisler besleyemedim. İlki hikaye sıradan bir polisiye hikayesi, birkaç ters köşe harici değişik bir yan yok. İkincisi sıfır derinlik. Karakterler için sempati duymayı geçtim, onu şekillendiren olaylar o kadar sığ kaldı ki, bitsin diye okumaktan başka çarem kalmadı.
Yine de bitiyor kitap. Evet kendisini okutuyor, merak ettiriyor. Ancak derinliği olan polisiye ya da macera seviyorsanız uzak durabilirsiniz.


"Aslanı hayvanat bahçesinde üç yıl, altı yıl kapalı tut, o yine de özgürlüğün ne olduğunu unutmaz."

"Grinin gölgesi altında her şey siyah ve beyazdır."

"Ürkeklik zayıflığın göstergesidir. Zayıf insanlar yeryüzünün mirasçısı olamazlar, bu tür insanlar kendine güveni olan, kendilerini başkalarına kabul ettirmiş insanlara hizmet edebilirler ancak."


 6/10
 (Diğer kitapları öncelikle tercih edilmeli) 
İnkılap Kitabevi, 20.52 tl, 432 sf, 2008 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




Aziz Bey Hadisesi - Ayfer Tunç
Ayfer Tunç okumaya yeni başladım sayılır. Bir kaç öyküsü ve bir kitabını saymazsak tabii. Öncelikle Ayfer Tunç, müthiş bir hikaye anlatıcısı. Storyteller olmak bence sonradan kazanılabilecek bir durum değil, dağarcığın kuvvetli olması kelimelerle oynamak durumundan çok daha farklı bir durum var ortada. Basit, sıradan bir hikayeyi, Kürk Mantolu Madonna tadında, çıkmazlarıyla, duygu hezeyanlarıyla anlatabiliyor. Her hikayede de biraz burukluk var. Çok beğendiğim bu kitaptaki öyküleri. Yıllar sonra sorduklarında hepsini tek tek anlatabilirim. Bu kadar kısa öykülerle akılda kalmayı başarıyorsa bir hikaye, başarılır.
Öykülere göz atarsak.
Aziz Bey Hadisesi - En uzun hikaye, Kırmızı Pazartesi tadında, Aziz Bey'in başına o gece ne geldi? Niye böyle oldu?
Kadın Hikayeleri Yüzünden - Psikolojik açıdan en beğendiğim öykü. Sevgisizliği sevmek.
Soğuk Geçen Bir Kış - İlginçti. Sevmekten beter etmek temalı öykü.
Kar Yolcusu - Klostrofobik aşk öyküsü. (Kadın karakter derinliği yoktu)
Mikail'in Kalbi Durdu - Vicdani aşk öyküsü
Kırmızı Azap - Bir kitabına isim öncülüğü edecek olan öykü.


"Öyle bir aşk bekliyordu ki hayattan, yüzünde birdenbire patlayan bir tokat gibi, onu serseme çevirsin. Eli ayağı tutulsun, kesilsin. Böyle çarpan aşka aşk derdi Aziz Bey."

"Yaşadığı maceranın başındaki kadar iyi günlere mi, kötü günlere mi gebe olduğu bilinmeyen bir hayat. Ama bundan korkmuyordu, çünkü o hayatın yerlisiydi."

"Halası aniden 'Annen ödü' dedi. 'Gittiğin gün...'"

"Onu dinlerken asla aynı hamurdan olmadığımızı, olamayacağımızı düşünüyordum. Bunu düşünmek çok hoşuma gidiyordu. Kendimi ait olmadığı mekanlarda pervasızca dolaşan, cüretkar bir suçlu gibi hissediyordum."


 8/10
 (Hikaye anlatımında ustalık) 
Can Yayınları, 7.35 tl, 172 sf, 2015 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Bir Sirk Geçiyor - Patrick Modiano
Kitap bir durum öyküsü. Genç bir erkeğin gözünden yaşamı sorgulama ve boş vermişlik anlatımı. Var oluşsal kitaplar kategorisine sokabiliriz bu yüzden. Çavdar Tarlasında Çocuklar havası buldum. Düşünceler ve gizemli anlatım akıcıydı. Asıl beni çeken durum ise bilinmezliğin muhteşem çekiciliği oldu. Bu yüzden "Serseri Aşıklar" filminde gibi hissettim kendimi. Zaten fransız etkileri çoğunlukla mevcut. Kısaca sevdim kitabı. Durum öykülerini de severim, ancak bu kitapta durum olmamasını, romana evrilmesini istedim. Bittiğine üzüldüm. Herkese hitap etmeyebilir, yapısını tarzını araştırıp okumakta fayda var.




 8/10
 (Durum öyküsü) 
Varlık Yayınları, 11.40 tl, 128 sf, 2014 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Bir Adam Girdi Şehre Koşarak - Tarık Tufan
Tarık Tufan'ı Ot dergisinden takip ederim, yazım tekniğini, cümlelerini severim. Genelde her yazısında altını çizdiğim bir kaç bana dokunan satır olur. Dini bir tarafının olduğunu da biliyordum fakat bu kitapta o kadar fazla dini gönderme var ki artık sıkıldım, yarısında bırakacaktım. Çünkü arada kalmış bir kitap. Ne dini göndermelerin altı doluyor ne de verdiği mesajlar destekleniyor. Bir kere kitabın tamamında dua edelim teması var. Dua ettik çünkü etmek güzel, dua edelim çünkü Allah dua edenlerin yanında. Tamam da bu ne kattı bana? E kardeşim madem böyle temalı bir kitap yazacaktın, koy ismine Eyvallah, koy Elif Gibi Sevmek sür gitsin piyasaya, en azından para kazanırsın. Ama yok hem o güzel cümleleri yazacak hem de nasıl bir insan olduğunu gösterecek. Keşke bu kitaba rastlamasaydım. Dergide o kadar içten cümleler yazıyordu ki, takip edeyim dedim. Bu kitap yüzünden şimdi mimli bir yazar olarak kalacak gözümde. Yazım olarak daha yüksek puanları hak etse de içerik olarak hiç beğenmedim. 
Özellikle Kudüs'e gidelim, gazzeli çocuklar ölmesin minvalinde satırlar var ki hay aklını sevdiğim dedim, dünyada bir tek Gazze'li çocuklar mı var ya da Vatikan'da da o Kudüs'te belirttiğin dinginlik huzur yok mu? Bu kadar mı vizyonsuz kitap yazılır. Bu kadar din sömürülür. Dünya edebiyatına açılamayışımızın altında kültürümüz yatıyor bu bir gerçek. Kültürümüzü dışarıya açacağımıza, boğulup gidiyoruz. Hep bu ötekileştirme yüzünden. Daha çok şeyler yazardım da, yazarı seviyorum.


"Piyasaların hınçla dolu iniş çıkışlarına kalbimiz dayanıyor bir şekilde. Kalbimiz derken, ilk gençliğimiz, sakalımız, bir kasetin iki yüzüne de ararda kaydedip dinlediğimiz şarkımız diyorum aslında."

"Elimi tutmazsan ben on yaşıma düşerim."

"Modern dünya bir ağrı kesicidir."

"Aşık bir kadına neden sorusunu sormak, alabileceğin yanıtların, kalbini harabeye, bir cepheye çevirebilmesine hazır olmak anlamına gelir."


 5/10
 (Bazı denemeler harici vasatı geçemiyor) 
Can Yayınları,  10.26 tl, 122 sf, 2016 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Ölü Zaman Gezginleri - Hasan Ali Toptaş
Rüzgar gibi bir kitap. Kitaba ismini veren öyküden de anlıyoruz, rüzgar sesini duyuyoruz resmen. Her öyküye girip çıkan hafifçe dokunan, gerçekle-düş arasında gidip gelen kurgusal hikayeler. Neredeyiz şimdi, bu nasıl oldu sorusunun en güzel yanıtlarının verildiği, hatta bazen yanıtsız biçimde gezindiği bir kitap. Sorulara verilen yanıtlar aslında hayatımızdaki korkularımız, sorunlarımız ve yapmak istediklerimiz. Hepsi de farklı yöne dağılan rüzgarlar gibi. Kitabın isminden öykülere kadar beğendim. Hakan Bıçakcı sevenler mutlaka denesin. Hasan Ali sevenler zaten çoktan okumuşlardır.
En Sevdiğim hikayeler birinci kısımdan "Org" ve "Gökyüzü Gri", ikinci kısımdan ise "Dünya Bir Gülnida" oldu.


"gözlerini taşıdığı kuşkunun karanlığına diken kadın, eve girip çıkarlarken çocuklarının o çukura düşmelerinden korkuyordur."

"Bakılamayacak kadar korkunç bir yüzü vardı. Onun böyle bir yüzü taşımaktan yorgun olup olmadığını düşündüm bir süre. Sonra, hiç kimse sürekli korkunç olamaz, diye geçirdim içimden, beyni bedenini birazcık rahat bıraktığında, bu bakışlar pamuk şekerine dönüşebilir."


 7/10
 (Yazarın eski öyküleri, ilgi çekici) 
İletişim Yayınları,  10.50 tl, 137 sf, 2014 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


____________________________________________________________________
____________________________________________________________________

DERGİ GÜNLÜĞÜ
____________________________________________________________________
____________________________________________________________________



OT Dergi #46

# İğfal sözcüğü gafletten ürüyor. Gaflet modernlik tarafından iğfal edilen insanın trajedisi. Parantezsizlik sanısı. Bir aymazlık hali. Aptallıktan üreyen keyif.
Sevinç de işbu gafletin, unutmanın, görmemenin, bilmemenin mükafatı.
#Kaybettiğim için değil, kaybedeceğim için korkuyorum. Kaybetseydim üzülürdüm.
DÜCANE CÜNDİOĞLU - Karanlıktayım

# Kaybetme korkusunu yenebilirse, belki eğlenmesini de öğrenebilir insan. Zaten umrumuzda değildi hiçbir şey, kazanmayı öğrenene kadar.
BURAK AKSAK - Ot Sözlük

# İnsan en zor kendini kandırıyordu, ama sağlam inandırdı mı, geri dönüşü de yoktu.
SELÇUK AYDEMİR - Ot Sözlük

# Para, Ahmetlerin evinde her zaman baba çorabında taşınan bir emanet olmuş, hiçbir zaman anne sutyeninde saklanan bir yatırıma dönüşmemiştir.
SERAY ŞAHİNER - Komi

____________________________________________________________________
____________________________________________________________________


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤







➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



DERGİ DAĞILIMI



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



YAYINEVİ DAĞILIMI



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


2017 OCAK - 2017 OCAK 
OKUNAN KİTAPLAR

Reklamı Atla [7], Bugün Bize Kim Geldi [9], Gerçek Hesap Bu! [7], Kuşlar Yasına Gider [9], Kediler Güzel Uyanır [4], Eyvah, Babam Bir Manyak! [8], Koca [6], Aziz Bey Hadisesi [8], Bir Sirk Geçiyor [8], Bir Adam Girdi Şehre Koşarak [5], Ölü Zaman Gezginleri [7],