14 Ocak 2022 Cuma

2022 Ocak Ayı Okuduklarım

  

_____________________________________________

2022 OCAK AYI ÖZETİ
_____________________________________________

           
     


 
_____________________________________________




Az Şekerli - Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik, hayalini kurduğum bir hayalin yazarı. Sürekli bir boşvermişlik, Albert Camus havaları var. Hikayelere de bu yansıyor. Okurken ya da dinlerken sürekli denizin kenarında güneşleniyor havası alıyorum. Bir de bulmaca çözüyor gibi hissediyorum. Kelimeler o kadar geçiş dönemine ait ki, bu kitabı okuduktan sonra orta üstü bir bulmacayı rahatlıkla bitirirsiniz. Yılların alışkanlığı bulmaca olan kişilerin dipnotlarda verilen açıklamalara gülümseyeceği aşikar. Güzel bir hikaye kitabı, Sait Faik ile tanışacaklara önerilir. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Albay Chabert - Honore de Balzac

Bir eve dönüş ve hayalkırıklığı hikayesi Albay Chabert. Öldüğü sanılan bir askerin eski hayatına geri dön(eme)mesini anlatıyor hikaye. İlişkiler, hiyerarşi ve toplumsal kademeler hakkında güzel dokundurmalar içerse de sefaletleşme ve yoksunluğun hiç bitmemesi durumu can sıkıcılığa yol açıyor. Büyülü gerçekçiliğe yaklaşan fakat realist bir açıdan devam etmeyi seçen hikaye, somut biçimde sürekli olarak kötüye giden durum gerçekçilikten ayrışıyor. Balzac'ın bundan çok daha güçlü hikayelerinin olduğunu düşünüyorum.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Kafa'da Kalmasın Schopenhauer'ın Askerleriyiz!  - Can Yılmaz

Can Yılmaz'ın mizah anlayışını severim, önceki hemen hemen tüm kitaplarını keyifle okumuşumdur. Kafa'da kalmasın durumunu serileştirmek istiyor anladığım kadarıyla. Peki bu kitapta mizahi yönü güçlü olan yazar bize ne vaad ediyor? Dokunaklı hikayeler. Samimi öyküler. Yapabilmiş mi? Hayır. Beni zerre etkilemeyen hikayelerle karşılaştım. Empati yapmak için zorlanmış, sanırım İstanbul'da büyümenin samimi yazarlığa etkisinin negatif olduğunu söylemek durumundayım. Son öyküde bacakları olmayan bir kişinin ağzından yazılmış öykü kitabı özetlemeye yetiyor. Alışmadık kaba et giysi tutmuyor. Bir grup arkadaşın kendi aralarında çevirdiği geyiklerden oluşan "Mahalle mizahı" Can Yılmaz'ın işi. Hüznü, mizahtan çıkardığında başarılı bana göre. Bir de dilimin ucuna gelip duruyor sürekli Schopenhauer'ın bu kitapla ne alakası var!




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Kopuk  - Sine Ergün

Sine Ergün'ün öyküde kullandığı "büyülü geçiş" tekniği farkını getiren özelliklerinden biri. Hikaye anlatılırken bir geçiş oluyor ve başlangıç ile bitiş arasında inanılmaz bir değişim oluşuyor. Bu geçişi anlamamak ise ilgi çekici bir durum oluşturuyor. Buna benzer bir "büyülü gerçeklik" ise Kopuk romanında yer alıyor. Duvar metaforuna yüklenen geri dönüş hikayesi gayet oturaklı duruyor. Anımsama konusundaki aktarılanlar da yerli yerinde. Fakat karakterin geri dönüş hikayesine kendimi veremedim. Çok havada kalmış geldi (ki bilinçli bir seçim muhtelemen). Asıl anlatılmak isteneni vermeyi tercih etmiş yazar.

"Neye güvenecek o zaman, diye düşündü. Bellek olan biteni baştan çizip duruyorsa, şimdi hep geçmişi anımsıyorsa, gelecek zaten bir korku biçimi."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



BONUS






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

DERGİ DAĞILIMI


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


YAYINEVİ DAĞILIMI



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


2022 OCAK - 2022 ARALIK
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER








2 Ocak 2022 Pazar

2022 Ocak Ayı İzlenenler

_________________________________

2022 OCAK AYI ÖZETİ
_________________________________
      

      

      


_________________________________
      





Cem Yılmaz Diamond Elite Platinium Plus

Senenin son günü yine halk olarak ikiye ayrıştık. Ben gösteriyi beğenmeyen ancak Cem Yılmaz'ı komik bulanlardanım. Cem Yılmaz iyi bir tespit insanı değil bana göre, ama mükemmel bir uygulayıcı ve iyi bir hikaye anlatıcısı. Hiçbir zaman Cem Yılmaz çıktığında sıkıntıdan kapattığımı hatırlamıyorum. Bu gösteride de eski heyecanından uzak buldum. Doğaçlamaya çok girmeden aklındakileri tamamlamak için sıraladığı çok belliydi. Muhtemelen Netflix'te yer alacak olması nedeniyle süzgecinden yabancı seyirciler de geçiyordu. Bazı göndermelerini anlamsız buldum. Daha agresif rakipleri geliyor alt kuşaktan. Cem Yılmaz'ın belki son bir gösteri hazırlama daha şansı var diye tahmin ediyorum. Umarım olur da. İyi ki gelmiş, iyi ki görmüşüz Yılmaz'ı.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




Yılmaz Erdoğan Münaşaka

Yılmaz Erdoğan'ı ilk defa bu kadar performans dışı gördüm. Yaptığı işleri beğenirim, dokundurmalı mizahı iyi başardığını düşünürüm. Ancak belli bir yaştan sonra Yılmaz Erdoğan'ın kuşak farkına girdiğini fark ettim. Çağı yakalamakta zorlanıyor. 30 yaş altı kitleyi artık cinsiyetçi, seksist şakalarla güldüremezsiniz. Yapacaksanız bile çok agresif ya da altı dolu gelmeniz lazım. Gösterinin yarısı Monica hanıma balık göndermesiyle, yarısı da at binmekle kalan son kısım da 5 sefer bahsettiği "İp ne" esprisi ile geçti. Ortalama kitle için komik gelebilir ama Ata Demirer'in bile daha kötü sayılabilecek yanlış anlamaya müsait şakalarının sunumunu çok daha başarılı yaptığını söyleyebilirim.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Tick, Tick... Boom!

Güzel yorumlardan sonra merakla beklediğim bir filmdi. Müzikal filmlerin en büyük dezavantajı, müzikli sahneler ile birleştirici sahnelerin bütünleşmemesi oluyor. Bu filmde buna rastlamadım. Oldukça soft geçişlerle müzikal gibi gözükmeyen bir müzikal yaratılmış. Filmin başlarında çok fazla ısınamasam da ortalarında gelen kariyer hedefi ve herkesin belki yıllardır yaşadığı "hayallerinin peşinde koşma" muhabbeti çok güzel yansıtılmış. Andrew Garfield'ın abartılı bir oyunculuğu olduğunu sanmıştım ama uyarlama kişiyi biraz araştırdığımda abartı olmadığını anladım. Filmde dair en büyük eleştirim, eş cinsellik, Aids meselelerinin ana hikaye ile bütünleşmemesi oldu. Arkadaş durumundan bağlamaya çalışmışlar ama bence işlemedi. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Coda

Sağır bir ailenin sesi güzel kızı formatını bir çok filmde gördük. İşleyen bir matematik. Özellikle aile kavramı üzerinde durup kızın hayallerini ön plana çıkarırsanız çok güzel işliyor. Film tamamen bunun üzerine kurulmuş. Neyi güzel yapıyor? Hikayeyi güzel anlatıyor, yormuyor. Mizah unsuru güzel işliyor. Neyi kötü yapıyor? Sağırlık ile empati yapmamızı anlamadığımızı zannediyor, zorluyor da zorluyor. Duygusal anı yakalayıp tokat atıyor. Bu kötü. Burada mizah sıkıştırmak gerekiyor. Yaptığı kısımlar var mı evet çokça var? Duygusal olarak kötü yakalayacağı kısımlarda gülümseme yerleştiriyor ama son sahnelerde bunu kullanmıyor. Totalde kötü mü? Kesinlikle değil. Gönül rahatlığı ile izlenir. Daha iyi versiyonu için : Family Belier.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



C'mon C'mon

Çocukluktan yaşlılığa doğru giden hayatta, evli ve bekarların gözünden hayatı anlamlandırma çabasının filmi C'mon C'mon. İsminin neden böyle olduğunu anlamadım maalesef. Evlilik karşıtlarını, çocuk sevdirmeye adanmış gibi gözükse de, hayatın içerisinde bizi hayatın nasıl zehirlediğine çok güzel bir örnek teşkil ediyor. Beylik laflar çokça var bu biraz can sıkıcı oluyor ancak Joaquin Phoenix'in oyunculuğu ile bir üst seviyeye taşınıyor film. Bir de neden siyah-beyaz tercih edilmiş bilemiyorum. Etkisini artırdığını düşünmüyorum.



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



İki Şafak Arasında

Bir gün içerisinde değişen hayatları anlatan ismi ile müsemma bir film. Yeni Rumen sinemasından oldukça etkilenen yönetmen, uzun diyaloglar ile gerçekçi bir hikaye anlatımını tercih etmiş. Öyle ki kimi zaman rabarba oluşuyor, cümleler üst üste biniyor. Bu ise rahatsızlık vermiyor çünkü çok gerçek bir hikaye izliyoruz. Oyunculuklar anlamında kararsız kaldım, evet samimiyet güzel ama bazı yerlerde "crunch time" zamanlamasında problem var. Özellikle mizahı vurucu etkisini gösteremiyor. Dram öğeleri ise gayet düzeyli ve etkileyiciydi. Hikaye kilitlenme konusunda Farhadi izinden gidilmiş gibi olsa da o kadar büyük bir sorgulama yok, iyiler net olarak ayrılabiliyor kördüğümde. Bu tarz filmler akıcılığı sağlamada zorlanabiliyor ancak yönetmen çok iyi çözmüş matematiği. Teknik bilgilerin verilmesi, gerilimin inceden yansıtılması çok çok iyiydi. Müthiş bir filme az kalmış bir izlenim bıraktı bende.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



A Hero

Borç yüzünden hapse düşmüş bir adam birkaç gün izinle çıktığı bir an sevgilisinin bulduğu para dolu bir çanta ile karşılaşır. İkilem, parayı iade etme ve borcunu ödeyip hapisten kurtulma arasında yaşanır. Sonrası ise tam bir Farhadi kilitlenmesi. Farhadi'nin hikayede attığı düğümlerin çözülemediğini çok iyi biliyoruz. Son filmindeki düşüşten sonra eski tarzına dönen Farhadi, bu sefer düğümünün üstüne bir katman da sorumluluk projelerindeki samimiyetsizliği de katarak eserini süslüyor. Hatta filmi bir de eğitimli-cahil ekseninde de farklı boyutta değerlendiriyoruz. Aslında başkarakter Rahim'in cehaletin esiri olması nedeniyle çoğu kısımda haksız görsem de, yaşamaya çalışan bir adamın çıkış yolu bulamaması duygulandırdı. Çocuk kısmı duygusal sömürüye yakınlaştırmış başka bir trick kullanabilirdi ama kötü değil yine de, olabilir. Filmin sonunda, "ahlaki olarak kötü olanı seçseydi, bu dünyada daha iyi bir hayat yaşayabilirdi" vurgusu çarpıcıydı. Farhadi finalleri zaten bu düşünceyi bir 10 dk. size sorgulatıyor. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

OCAK-ARALIK İZLENEN FİLM ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI



2021 OCAK - ARALIK İZLENEN 
FİLMLER & DİZİLER & SAHNE SANATLARI