13 Eylül 2017 Çarşamba

Van Goghception (Karbon Kopyalı Tablolar)



Yekta Kopan'ın bir kitabında rastladım bu iki tabloya, Van Gogh, Jean Francois Millet tablosunu yeniden yorumlayarak tuvale aktarır. Belli başlı kısımlarını değiştirir ve kendisine göre yorumlar. "Karbon Kopya" kitabında bu tablolarla ilgili bir yorum getirmiş Yekta Kopan, fakat ben de bir kaç kelam etmek istedim. Siz de yorumlayabilirsiniz, hangi tablo daha size yakın? Orijinali mi yoksa spin-off veya Cover, adını siz koyun, karbon kopyası olan tablo mu?


la meridienne jean francois millet

 Millet tablosunda, yorgunluktan samanların arasına uzanmış çiftçileri görmekteyiz, bu tablo gerçekten yorgunluğu iyi tasvir ediyor. Adamın hazırlık sürecini düşleyebiliyorum, kadının ise daha kısa süren bir bayılma hali ile yattığını. Yapılacak çok işleri olmasına rağmen, fazlasıyla çalıştıklarını düşündürtüyor. Öyle ki arkadaki hayvancıklar da yemek yemeğe düşmüşler. Havada bunaltıcı bir sakinlik var, ve sessizliği hissettiriyor. Dizlerin yer yapması detayı da hoş. İlk baktığımda kemiklerimin ağrıdığını hissettim bu huzurlu siesta'yı görünce.

------------------------------------

la siesta vincent van gogh

Van Gogh yorumuna geçelim. Akis olarak tersine yapılan bir tablo olmuş, bildiğimiz Van Gogh tarzı yansımış. Balyalar nispeten daha az, fakat uzaktaki balya yığını yaklaşmış ve bu sefer üst çatısını göremiyoruz. Derinlik hissiyatından daha sıkışmışlık hissine doğru bir geçiş var, o bunaltıcı huzur yerine bu sefer telaşlı bir huzur gözüküyor. Daha mutluluk içeren bir tablo yorumu bence. Yüzdeki detayların bulunmaması tabii ki kişilerin hissiyatlarını anlamamı zorlaştırıyor. Ancak diyebilirim ki bu yorgunluktan öte kestirme seansı. İlk tablodaki yorgunluk hissini alamıyorum. Fakat yine de çizimden kaynaklı bir yumuşama, rahatlama hali geliyor gözümün önüne. 



Size göre hangisi? Bir tabloya getirilen deha yorumumu ilgi çekici, yoksa ilk halinin o masum çekiciliği mi?

6 Eylül 2017 Çarşamba

2017 Eylül Ayı Okuduklarım

______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

2017 EYLÜL AYI ÖZETİ
______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________


       



______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________




Balığın Esir Düştüğü Yer - Cem Akaş
Kitap, olgunluk çağına girilen bir ütopik bir mekanda, teknolojiden arınmış biçimde yer alan insanlar (ki insan olup olmadığını bile anlamıyoruz), çeşitli formlar (kilb), bir arada yaşamaya çalışıyorlar, müziğin sanatın evrimleşerek otomatikleştiği, solitranslarla birlikte ışınlanmanın bulunduğu (kısmi ışınlanma) bir hikaye olarak geçiyor. Düşünce güzel, arada verilen olgunluk çağı bilgileri hem dokundurucu yanıyla hem de düşündürücü yanıyla güzel, karakterler güzel. Ancak bir başyapıt mı? Tabii ki değil. Ülkemizde bilimkurgu kitaplarına verilen önemin çok düşük olduğunu biliyoruz. Böyle bir ortamda aşina olunmayan, uydurulan terimler verirseniz, ilgiyi azaltırsınız. Nitekim ben sonuna kadar merakla okudum takip ettim, bazı çıkarımlar elde ettim. Değişik bir kitap okumak istiyorum diyene önerebilirim. Bulmakta biraz sıkıntı yaşayabilirsiniz, baskısı bulunmamakta.


"Geçmişte her ekonomi öğrencisinin bildiği gibi, talebi olmadan arzedilen aşkın değeri yoktur."

" Gösterecek bir kendisi olan, göstermeli."

"Her yağmur aynı şeyi getirmez, her yağmurla aynı şey gelir. Hüzün, direnç, koyveriş, arınmışlık."

"Kaplanla karşı karşıya kalındığında kimsenin kimsesi olmuyor, müziği o seçiyor, dansı o."


 7/10
 (İlginç konusu, Cem Akaş farkı) 
 AltıkırkbeşYayınları, 7.90 tl, 144 sf, 2000




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Karbon Kopya - Yekta Kopan
Kitap, adı gibi karbon bir kopya. İçeriği sürekli farklı bir denemenin yeniden ruh bulmuş hali. İlk öyküde, El Toredor kitabının orjinalinden çevirisi sürecinde, çevirmenin, çeviri notlarıyla okuyucuya romandan daha çok bilgi anlatma gayretini görüyoruz. Aslında bu öykü ve çeviri bir kurgu, çevirmen kitabı ele geçirip kendi dünyasını yaratmaya çalışıyor. Bu çok güzel bir düşünce ve yazma üzerine müthiş bir deneyim. Diğer öykülerde de Borges, Kafka öykülerinin üzerine karbon kopya çekiyor Yekta Kopan, ayrıca bir Vincent Van Gogh tablosunun (ki bu tabloda fransız bir ressamdan karbon kopya) iki ayrı incelemesini yapıyor.
Kitabı genel anlamda yazma üzerine kafa yorulmuş bir deneme olarak görsem de, diğer kitaplarındaki tadı tam anlamıyla yakalayamadım. Bu tabii iyi olması gerçeğini değiştirmiyor.


"Her sanatçı, benliğinin ta içinde, olduğu ve söylediği şeyi yaşamı boyunca besleyen tek bir kaynak saklar böyle. Kaynak kuruyunca, yapıtın katılaştığı, çatladığı görülür yavaş yavaş. Görünmez akıntının sulamaz olduğu, nankör sanat topraklarıdır bunlar. Otlar seyrekleşip kuruyunca, saman kökleriyle kaplanan sanatçı, susma ya da - bu da aynı kapıya çıkar- salonlarda boy gösterme çağına gelmiş demektir."

"Huzur dedikleri yerçekiminden başka nedir ki?"

"Düş görür gibi yaşamaktan korkan biri, gerçeği nasıl değerlendirebilir ki?"

"Oysa sessizlik, ağırbaşlılıkla karşılanacak bir gereklilik değil midir?"

"Yine de unutmamalı, fırtınayı anlatan hiçbir hikaye, yağmur yağmadan bitmez."



 7/10
 (Farklı bir deneyim sunuyor) 
Can Yayınları, 11.20 tl, 173 sf, 2016




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Organizasyonlarda Performans Yönetimi - Ümit Öztürk
Performans Analizleri nasıl yapılır kriterler nasıl belirlenir gibi bir soru soracaksanız, bu kitap size göre değil. Ancak performans yönetimini Türkiye'deki şirketler nasıl sağlıyor sorusuna çok güzel cevaplar alabilirsiniz. Bana kitabın çok bir katkısı olmadı maalesef. Çünkü 12 sene önce yazılmış ve tamamen ilkel yöntemler var. Evrakla yapılan çalışmalar, sürekli formlarla ilgili verilen örnekler. 
Sistemsel bir bilgi yoktu, teorik ve form uygulamaları vardı.



"Performans yönetiminde temel faktör, sonuçları üzerinde uzlaşılan hedeflerin başarılmasında etken olan başarılı davranışların analizi ve geliştirilmesidir; kişiliğin değerlendirilmesi değildir."

"Katılımcının fikirlerinin alınması için sorulacak sorular sonu evet veya hayır ile bitmeyen, açık uçlu soru olarak sorulmalıdır. "Müşteri alacaklarını izliyor musunuz?" yerine "Müşteri alacaklarını izleyebilmemiz için neler yapıyorsunuz?" diye sormak hem sürecin açılmasını hem de soruyu yanıtlayacak görüşmecinin kendi tarz ve mantığını da sergilemesine ortam yaratacaktır.

"Performans yönetimi süreci, yerel veya özel durumlarda karşılaşıldığında koşullara göre operasyonel esneklik gösterebilmelidir."

" İş değerlemede, değerlendirilen ya da puanlanan iş ya da masadır, görevi yapan personel iş değerleme kapsamında değildir."

"İşin dizaynı iş değerlemeyi, iş sonuçlarının ölçüm ve ücretlendirmesi ise performans değerlendirmeyi etkilemektedir."



 5/10
 (Temel düzeyde bilgiler) 
Sistem Yayıncılık, 18.00 tl, 328 sf, 2008




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Eski Karım Uzaya Gidiyor - Bahadır Cüneyt Yalçın
Absürt mizahın önemli temsilcilerinden Cüneyt Yalçın'ın 3. kitabı, benim için fazla kredili yaklaşabileceğim bir kitaptı.  İlk iki kitabının bıraktığı etki, edebiyat anlamında olmasa da, bıraktığı iyi hisler açısından güzeldi. Ancak kitabın ilk cümlelerinden itibaren, zorlama ilerleyişi bir nevi olmamışlık getiriyordu. Sonradan toparlar mı diye düşünürken sonuna kadar geldiğimde yine toparlanamadığını gördüm. Yapı olarak yine ilk iki kitap tarzında gidiyor, kolay okunuyor ancak konunun işlenişi, esprilerin yersiz biçimde fazlalığı kitabı vasat hale getirmiş. Kısaca yakıştıramadım yazara. Umarım 4.kitapta kendisini toparlar.



"Kütüphanede yüksek sesle müzik dinlerken kafasına bir demet marul düşen çıplak itfaiyeciyi hayal edin, belki marul sadece bir uyarıdır"

"Saygınlık ceket ve kravatla sağlanır çünkü köfte ve patatesle sağlansaydı toplumda kolesterol artardı. Bu kadar kolay işte."

"Spinoza otistikti... Dostoyevski epilepsiydi... Lady Gaga sürücü ehliyetini otuz yaşında alabildi... Şener Kutlu çulsuzdu, diye son kozlarımı oynuyorum."

"Bizim memlekette acımızı paylaşmaya koşanların acıkabileceğini akıl eden, odalarda ağlaşılırken irmik bittiği için telaşla çocuğun tekini bakkala göndermeyi vazife bilen birçok hakikatli vatandaş mevcuttur."

"Bahçe gülden, anlamak sevmekten büyük."

"İnsanoğlu bavullara tekerlek koymayı düşünemeden önce Ay'a indi."

"Teleskop yukarı, mikroskop aşağı bakar. İnsan daha çok aşağıya bakarak gelişmiş."

"Pişmanlık, kelimeler söz konusuysa metrelik kağıt kesiğiyle yarışır. Sevda ile soda aynı kökten geliyormuş, mantıklı aslında, ikisi de ağızda başlar ağızda biter."




 5/10
 (Yazara yakışmamış bir kitap çıkmış) 
April Yayıncılık, 13.20 tl, 264 sf, 2017



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


____________________________________________________________________
____________________________________________________________________

DERGİ GÜNLÜĞÜ
____________________________________________________________________
____________________________________________________________________






____________________________________________________________________
____________________________________________________________________



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤







➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


DERGİ DAĞILIMI




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


YAYINEVİ DAĞILIMI




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




2017 OCAK - 2017 EYLÜL
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER