Sosyal Mühendis Kafası: Nisan 2017

4 Nisan 2017 Salı

2017 Nisan Ayı İzlenenler

______________________________________________________________________________

2017 NİSAN AYI ÖZETİ

______________________________________________________________________________

➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

______________________________________________________________________________

2017 NİSAN AYI ÖNERİLERİ

______________________________________________________________________________

➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

BONUS

Komik Para

(Tiyatro Oyunu)

Sıradan bir hayatları ve komşuları olan bir çiftin hayatı, Henry'nin iş çıkışı çantasını başka bir çanta ile karıştırması ile değişecektir. Tesadüfler, polisler, taksi şoförü, mafya babası. Tüm olaylar birbirine girer.

Oyun son derece hızlı ve akıcıydı. Oyuncuların yeteneğini göstermeye müsait bir tarzdaydı. Bazı karakterler her gözüktüğünde reaksiyon alabilirdi. Bu açıdan karikatürüze olmuş bir oyunculuğa müsaitken, hiçbir oyuncu diğerinden rol çalmadı. Genel itibariyle iki oyuncu dışında tüm oyuncuları beğendim. Selim Bayraktar ve Ahmet Açıkgöz'ün birlikte oynadığı sahneler gerçekten komikti. Kahkaha atılabiliyorsa oyunda, benim için komiktir. Amacına ulaşmıştır. Kesinlikle mutsuz göndermiyor oyun sizi. İzlediğim için sevindiğim bir tiyatro oyunu oldu.

Tekrar izlenebilecek oyunlar arasına girdi.

Tarla Kuşuydu Juliet

(Tiyatro Oyunu)

Shakespeare'in ünlü oyununda Romeo, Juliet'in yerde yatmakta olduğunu görür ve zehri içerek can verir. Peki ya kendini öldürmeden Juliet'in ölmediğini görseydi?

Sorusuyla yola çıkan bir metinle başlıyor oyun.

Çok güzel detaylar var başta onlara değinelim.

Birincisi yemek olayı. Oyunda yapılan yemekler çok güzel kokuyor ve gerçekten yemek olayına özenilmiş, sahne araları, sürekli yemeğin ocakta pişmesine göre ayarlanmış. Bir kaç ayrı yemekle birlikte oyun sonuna kadar bir koku festivali çekebiliyorsunuz.

İkincisi müzik durumu. Evet müziğe geçişler biraz sıkıntılı, haydi şimdi şarkı söyleyelim modunda giriliyor şarkılara ancak böyle olmak durumunda, zira tüm oyuncular bütün müzik aletlerini sırasıyla değişe değişe çalıyorlar. Bu çok iyi bir detaydı.

Üçüncüsü kostüm ve oyunculuklar. Yine güzel seçilmiş, yapılabilecek en güzel dekor ve sahne ayarlanmış. Efektler ve etkileri de güzeldi.

Ancak kötü olan durumlarda var.

Böyle bir oyuna yakışmayan bir sahnesi var Büyükşehir'in binasında. Oyunlar mükemmel bir tat bırakabilecekken sırf sahne yüzünden hep havada kalıyor.

Oyunun metninde olmadığını düşündüğüm oyuncu doğaçlamaları bir yere kadar güzel geliyor, ancak başrol oyuncusunun cadı taklidi yaparken, çok önemli bir operette rol aldığına dair gönderme yapan bir sahne beni rahatsız etti. Bana ne senin oradaki cadı rolünden? Çok iyi oyuncu olduğu belli, böyle bir gönderme yapmak kimin fikriydi bilmiyorum. Yine de hakkını yemeyelim, yüklenecek başka alan kalmadığı için böyle ufak detaylara kalıyoruz :) Her oyunda yapıyorlar mı bilmiyorum ama sezonun son oyunu olduğu için böyle bir vurgu yapmış olabilir. Zaten nesli hızla tükenmekte olan oyuncuların bu tarz iletişimleri yapmasında beis görmüyorum.

Şeko rolüyle Osman Kot çok başarılıydı, seyircilerin coşkulu olması oyunu çok etkileyebilir. Benim katıldığım suarede ortalama coşkuda bir seyirci vardı. Bu da güzel oldu. Ritim düşmedi.

Gelecek sezon yine oyun sahneleneceği müjdelendi. Bir kaç değişiklik ile yine izlenebilecek bir oyun havası verdi.

Gökten Yağar Gibi

(Tiyatro Oyunu)

Bir anestezist ve bir öğretmenin evlilik hayatı, bir gün evde nereden geldiği bilinmeyen bir para ile çıkmaz bir yola girecektir. Sosyalist düşüncelere sahip bu aile, paranın ekseninde kendilerini kaybedeceklerdir.

Konu itibari ile ilgi çekici, merak uyandırıcı olmasına rağmen işlenişi ve diyalogların boşluklu yapısından dolayı kötü bir oyun gibi duruyor ilk başta oyun. İlk perde tam bir fiyasko. Oyunculuklar ile ayakta tutmayı başarıyorlar sadece. Sıkıcı, bunaltıcı ve yorucu bir ilk perdeden sonra, ikinci yarı daha düzenli geliyor. Espriler, metin yavaş yavaş oturuyor ve finale doğru yükselişe geçiyor. Bitirdiği nokta ise vasatın biraz üstü kalıyor.

İzlemeye değip değmediğini tartışmayacağım ancak, sadece ve sadece büyük beklentiler ile gidilmezse zevk alınabileceği görüşündeyim. Başrol (erkek) oyuncunun aşırı mimikli oyununu / ki kötü olarak düşünmüyorum, oyun gereği böyle olması gerekiyor- (kadın) oyuncu başarıyla dengeliyor. Her ikisi de aşırı mimikle oynasaydı eğer, çekilmez hale gelebilirdi.

Dördüncü Ay

(Tiyatro Oyunu)

Antalya Devlet Tiyatrosu oyunlarından birisinin haftalık oyunundaki iptal sonrasında oynanan bir oyundu Dördüncü Ay. Konya DT ait bir oyun. Konusunu ve içeriğine bilmeden gittim. Çok beklentim de yoktu, sadece amacım yeni bir oyun görmekti. 1 Perde olduğunu anladığımda sıkılmayacağımı garantilemiştim ancak oyun sonrasında keşke daha uzun sürseydi dedim, çünkü gerçekten beğendim. Konumuz töre cinayeti tarzında, biraz ucu açık o konunun çeviriden kaynaklı sanırım yerelleştirmeye çalışılmış. Oyunculuklar başarılıydı. Beğenerek izledim, ancak en önemli kısım ses ekibine gidiyor çünkü timingleri o kadar güzel tutturdular ki oyunun etkisi ciddi manada arttı. Bir yerlerde denk gelirseniz izleyin.

➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤