29 Haziran 2016 Çarşamba

2016 Temmuz Ayında Okuduklarım




Satışın Türkçesi - B.Tolga Sasık
Kitap cidden satışın Türkçesini anlatıyor. Tüyo vereceğim diye, üçkağıtçılığa sevk ediyor. Bir kaç örneğinden o kadar rahatsız oldum ki, cidden satış danışmanlığı böyle ise kimsenin çalışmaması gerekiyor. Belki modern toplumda rekabette bu denli agresif satış ve pazarlama şart olabilir ama işin inceliklerini anlatmak yerine, satışa giden yolda herşey mübahtır sloganı benimsenmiş sanki.
Satış önemli bir durum tüm şirketlere göre ama satış için çalışan tüm ekibi silmiş atmış, sadece satış ekibinin başarısıymış gibi göstermiş. Hatta övüne övüne, satış yaparsanız herkes sizi hatırlar, maliyetleri düşürün kimse sizi görmez gibi bir hava benimsenmiş. Gerçekten de öyle ama verilmesi gereken mesaj bu olmamalıydı. 
Bu konuda en iyi yorumu Al Ries yapıyor:
"Satış ve pazarlama, satışçı ve pazarlamacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir!"
Yazım dili Şerif İzgören tarzı akıcı olmasaydı, hayatta bitiremezdim.

"Türk insanı hizmet sektörüne para ödemekten, aracılarla iş yapmaktan hoşlanmaz. Bu yüzden lisanslı yazılım yerine kopya yazılımı tercih eder. Danışmanlık firmaları ile işi bittikten sonra somut bir fayda görene kadar ödemeyi geciktirir."

"Sevinçli anında kimseye vaatte bulunma, öfkeli anında kimseye cevap verme (Çin atasözü)"

"Dünyada insanların kulağına en hoş gelen sözler kendi isimleridir."

Vikitap Puanı : -
Neokur Puanı : -
K.Yurdu Puanı : 9.3



 4/10
 (Batı cephesinde yeni bir şey yok) 
Mediacat Yayınları, 15.96 tl, 210 sf, 2015




Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde - Mahir Ünsal Eriş
Mahir Ünsal Eriş'in okuduğum ikinci öykü kitabıydı bu. Yine Trakya, Çanakkale ve çevre yörenin insanlarıyla bezenmiş hüzünlü-komik hikayeler var. Genel anlamıyla yine beğendim, yine takdir ettim. Zaten son dönem Türk öykücüler arasında en samimi yazarlardan biri olarak görüyordum, görüşüm pekişmiş oldu.
En sevdiğim öyküleri ise benzer özellikler taşıyan "Çok sıkılır arkadaşı ölen çocuklar" ve "Hep Klinsmann'ın Yüzünden" oldu.

"Dut şurubu da içer miyiz? diye sordu telefonda. Daha çıkmamıştır dut şurubu, dedim utanarak, sanki yaz benim yüzümden gelmemiş gibi."

"İçime bir ad koysam Leyla derim, öyle güzelim"

"Birbirinden uzak yaşayan iki insandan birinin ölmesi ne tuhaf, sanki hiç gitmemiş, hep orada bir yerlerde yaşamaya devam ediyormuş gibi."

"Yaşı kaç olursa olsun bütün kadınların ağlamasında insanın kendi annesinin ağlayışını hatırlatan bir şey var, canından can yolar adamın."

"Bir kere olsun duymadım, "Ben de eşimin yanında şıkır şıkır süslenip operalara gitmek istiyorum"diyen kadını. Hani sorunca hepimiz sineması, tiyatrosu var diye büyük şehirlerde yaşıyoruz ya, onun için diyorum."

Vikitap Puanı : 8.0
Neokur Puanı : 8.3
K.Yurdu Puanı : 8.9



 7/10
 (Tadımlık öyküler, hoş ve tatlı) 
İletişim Yayınları, 11.78 tl, 152 sf, 2012





Doğunun Limanları - Amin Maalouf
Ön yargı ile yaklaştığım bir yazardı Amin Maalouf, tarihi romanları sevmediğim için uzun süre uzak kalmıştım. Ancak rafta gezinirken gördüğümde kitabın çok kalın olmaması beni cesaretlendirdi. Hızlı bir başlangıç yaparak sayfaları arşınlamaya başladım. Kitap ön sözünde de yazdığı orta doğuda geçen bir hikaye olarak başlıyordu. Siyasete girmeden olanı yansıtarak bir puan öne geçti. En sevdiğim kısım hiç bir şekilde tarihi bilgiye mahal bırakmadan hikayeyi anlatmasıydı. Sanki nakış gibi işliyordu durumu. Bunun yanı sıra gerçekleşen tarih hakkında da ufak ufak bilgiler veriyordu. Hikaye çok farklı, ilgi çekici olmasa da sonuna kadar ilgiyle okutmayı başarabiliyorsa, başarılı olmayı hak ediyordur. Beğendim, yorulmadan İsyan'ın isyan hikayesini de öğrenmiş oldum. Bugüne kadar yazara şans vermediğim için üzüldüm hatta ve diğer kitaplar için devam etme kararı aldım. Benim gibi düşünüp başlamayanlara, bir an önce başlamalarını tavsiye ederim :)

"Bir insanın hayatının doğumuyla başladığına emin misiniz?"

"Ve o tek kelime etmeden, en küçük bir heyecan göstermeden 'bakıyor'. Ne sevinç, ne şaşkınlık, ne özlem; sıfır. Bazen düşünüyorum da, belki de sadece duyugusuzluğu sayesinde hayatta kalmıştır."

"Aşk ilk günkü gibi kalabilir, heyecan da öyle. Aylar da geçse yıllar da geçse. Hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir."

"Anılarım mı? Mezarcı küreği gibi, güneşe toprak atmak benimkisi."




Vikitap Puanı : 8.1
Neokur Puanı : 8.6
K.Yurdu Puanı : 9.1



 8/10
 (Sade, nakış gibi işlenen bir hikaye) 
Yapı Kredi Yayınları, 10.64 tl, 176 sf, 2016





Peri Gazozu - Ercan Kesal
Anadolu, fakirlik, baba, anne, aile, tıp eğitimi, sol görüş, olaylar, darbeler, anadolu, üzüntü, kasvet, duyarlılık, anadolu, sevgi, ölüm, anadolu.
Bu şekilde özetlesem sanırım yanlış olmaz kitap. Yokluklarla, kavgalarla yitip giderken ailesine olan sevgisini içinde saklayan bir adamın anı kitabı olmuş Peri Gazozu. İsmi ve kapak renkleri çok güzeldi, içindeki hikayelerde bir o kadar içtendi ve sanki kamera konulmuşçasına anlatılmış. 
Bir günde bitirilebilecek, bazı değerleri sorgulatacak bir eser olmuş. 
Kalemine sağlık diyelim.

 "Eskiden ölülerini gömmeyip, bir kulenin tepesine, açığa bırakan kavimler yaşardı bu topraklarda. Topluluğun rahipleri kuzeye gizlenip, yırtıcı kuşların ölüleri nereden yemeğe başladığını izlerdi.
Akbabaların ölüleri yediği kulenin adı :Sessizlik Kulesi. Türkiye'yi koca bir Sessizlik Kulesi yaptık en sonunda.. Ölülerimizi zalimler yesin diye inşa ettiğimiz bir kule artık ülkemiz. Saklanıp bir şeyler arkasına, dilsiz rahipler gibi bakıyoruz ölülerimize."

"Küçük kardeş bu yıl Siyasal'a gidecek, paltoya para yok ki, o da parka giyecek."

"Odama dönüyorum sessizce. Oğlum 'ben büyüdüm' diyor, demek ki ölebilirim artık."

"Yorulmadınız mı ağzınızda cesetlerle yıllar yılı tepemizde akbaba gibi dolaşmaktan? Bir karga gibi yapın hiç olmazsa. İnin yere ve bırakın ölülerimizi. Kalplerimiz onlara mezar yeridir."


"Ne biçim insanlar bu anneler? Çok tuhaflar. Hiç kimseye benzemiyorlar. Ama, birbirlerini tanıdıklarına eminim. Kendi aralarında konuşup anlaştıkları, bizim bilmediğimiz ortak bir dilleri var muhakkak."


Vikitap Puanı : 8.4
Neokur Puanı : 8.5
K.Yurdu Puanı : 9.3



 8/10
 (Samimiyet ve hüzün kokan hikayeler) 
İletişim Yayınları, 13.30 tl, 180 sf, 2013




















OCAK - TEMMUZ OKUNAN KİTAPLAR

Oğullar ve Rencide Ruhlar [8], Haw [8], İstanbul'da Bir Merhamet Haftası [8], Alper Kamu Cehennem Çiçeği [8], Olduğu Kadar Güzeldik [7], Dublörün Dilemması [7], Ben Tek Siz Hepiniz [8], Kedi Beşiği [9], İyi Fikir Bulma Tekniği [5], Toza Sor [8], Deliduman [7], Bilinmeyen Adanın Öyküsü [8], Küçük Kara Balık [8], İşte Zor İnsanlar [5], 40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk [5], Bir Serçe Düştü [7], Merhume [8], Tatlı Rüyalar [7], Bakele [7], Köpekler İçin Gece Müziği [7], Kırmızı Saçlı Kadın [7], Hikayede Büyük Boşluklar Var [8], Kayıtsızlık Şenliği [6], Satışın Türkçesi [4], Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde [7], Doğunun Limanları [8], Peri Gazozu [8],

26 Haziran 2016 Pazar

2016 Temmuz Ayı İzlenenler


The Closet
(2001 - Fransa)
İşten atılacağını öğrenen François, eşcinsel rolü yaparak kovulmaktan yırtar. Patronu eşcinsel birini işten atmanın kendilerine zarar vereceğini, haklarında ayrımcılık suçlaması yapılabileceğini düşünmüştür. Aynı şirkette çalışan ve homofobik olduğu bilinen Felix'e de François ile dost olması önerilir. Felix bu görevi o kadar ciddiye alır ki, karısı birisiyle ilişkisi olduğunu sanacaktır.  
(Film Gérard Depardieu içerir!)
Eşcinsellik komedisi (durumun kendisinin değil, yarattığı olaylar ile ilgili) taşıyan bu film, bir kaç kısmı dışında çok da beğenilebilecek bir yan taşımıyor maalesef. 
Mesaj anlamında verilenler doğru olsa da, sadece oyuncuların hatırına izlenebilir.

Süre: 84 Dak.
Yönetmen : Francis Veber



Imdb : 7,1
Trakt.tv : 7,1
Rotten Tomatoes : 86 %
Sosyal Mühendis Kafası : 6,4
*Shangai International Festival : En İyi Aktör
Bütçe : 14,5 milyon $


Kime hitap ediyor : Eğlence arayanlara
Nerede, ne zaman, kiminle : Evde, arkadaşlarınla
Senaryo : Konu fena değil, espriler daha kaliteli olabilirdi
Mesaj : İşler doğru gitmediğinde dışarıdan bir gözle bakmak gerekli
Oyuncular : Hepsi ünlü oyuncu zaten, kötü olan yok
En iyi Sahne (Spoilersız) : Çikolata ile eve gitme sahnesi
Filmin Sonu (Spoilersız) :  Filmin yapısına uygun, beklentisiz normal final


______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________




St. Vincent
(2014 - A.B.D.)
Bekar bir anne olan Maggie, 12 yaşındaki oğlu Oliver ile Brooklyn’deki yeni evlerine taşınır. Çalıştığı hastanede uzun saatler mesai yapmak zorunda kalan Maggie’nin oğlunu komşusu Vincent’a emanet etmekten başka şansı kalmaz. Fakat Vincent, alkole ve kumara düşkünlüğü ile bilinen emekli, huysuz bir adamdır. Günler geçtikçe Vincent ve Oliver arasında sıra dışı bir ilişki doğar, zira Vincent striptiz barlar ya da at yarışları gibi günlük aktivitelerine Oliver’ı da dahil eder! 
Feel Good Movie tarzına ait Film için öncelikle Bill Murray'in bulunması çok önemli bir etken. Alışageldiğimiz rollerine (iyi oynadığı uçarı karakter) bir yenisini daha eklemiş. Little Miss Sunshine havası var genel olarak. Mizahi dozajı normalin üstünde, oyunculuklar güzel ve kurgusu da iyiydi. Bu tarz filmler için mutlaka önerilmesi gereken filmlerden biri yapıyor bu özellikler. 
Ayrıca film herhangi bir mesaj kaygısı gütmeden harala gürele konuyu anlatmış bu da çok samimi yapmış. İçten karakterler görebilirsiniz.
Ben çok beğendim.

Süre: 104 Dak.
Yönetmen : Theodore Melfi





Imdb : 7,3
Trakt.tv : 7,3
Rotten Tomatoes : 78 %
Sosyal Mühendis Kafası : 7,5
*Çeşitli festivallerde 6 Ödül
Bütçe : 13 milyon $


Kime hitap ediyor : Eğlence arayanlara
Nerede, ne zaman, kiminle : Evde, arkadaşlarınla
Senaryo : Senaryo ve işleyişi ortalama üstü
Mesaj : Azizler dünyanın her yerindedir
Oyuncular : Bill Murray başı çekiyor, geri kalan tüm oyuncular başarılı
En iyi Sahne (Spoilersız) : Aziz Vincent sunum sahnesi
Filmin Sonu (Spoilersız) :  Duygulandırıyor, filmin temasını bütünleştiriyo


______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________



Enough Said
(2013 - A.B.D.)
Masözlük yapan Eva, kızının yeni bir okula başlayacağı bu dönemde bu okulun masraflarını nasıl karşılayacağını kara kara düşünmektedir. Bu sıkıntılı dönemde Albert isimli iyi kalpli bir adamla tanışır. Albert, komik ve sevimli halleriyle Eva'yı etkiler ve ikili arasındaki ilişki zamanla daha romantik bir hal almaya başlar. 
Az ve öz diyaloglu orta yaş aşk filmi olarak gözükse de, aslında herkes için "kalıplardan çıkın" temasını yansıtan tatlı bir film.
Bir çok yerinde gülümsetti, oyunculuklar çok iyiydi.
Tavsiye edilir. Özellikle yapış yapış romantik filmlerden hoşlanmayanlara.

Süre: 93 Dak.
Yönetmen : Nicole Holofcener



Imdb : 7,1
Trakt.tv : 7,0
Rotten Tomatoes : 96 %
Sosyal Mühendis Kafası : 7,4
*Çeşitli festivallerde 8 Ödül, 1 Golden Globe Adaylığı
Bütçe : 8 milyon $


Kime hitap ediyor : Gerçekçi romantik komedi filmi arayanlar
Nerede, ne zaman, kiminle : Evde, sevgilinle
Senaryo : Espriler dozundaydı, mesaj yerindeydi
Mesaj : Aşkı kalıplaştırmak kötüdür
Oyuncular : Rahmetli James Gandolfini ve Julia Louis-Dreyfus çok iyilerdi
En iyi Sahne (Spoilersız) : Kırılma noktası olan arkadaşlarla buluşma sahnesi
Filmin Sonu (Spoilersız) :  Gülümseme bırakıyor. Yeterli.


______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________



Ice Age V (Collision Course)
(2013 - A.B.D.)
Konusunu ve karakterlerini hemen hemen herkesin bildiği Buz Devri animasyon serisinin son filmi "Büyük Çarpışma" adıyla geldi. Karakterlerin hepsi bu filmde de yer alıyor. Açıkcası sadece 3.filmden beri gördüğümüz yeni karakterler başı çekiyor. Sid, Manny ve eski karakterlerin ise eskisi gibi ihtişamı kalmamış maalesef. 
Yine de konuların yavaş yavaş tükenmesine rağmen güzel kotarabilmişler.
Son olarak eski tadının kalmadığı, 6. filme artık ne bulunabilir ki denilen bir film olmuş.

Süre: 94 Dak.
Yönetmen :  Galen T. Chu, Mike Thurmeier





Imdb : 6,0
Trakt.tv : 6,4
Rotten Tomatoes : 16 %
Sosyal Mühendis Kafası : 6,4
Bütçe : 64,2 milyon $


Kime hitap ediyor : Serinin meraklılarına
Nerede, ne zaman, kiminle : Sinemada, arkadaşlarınla, çocuğunla
Senaryo : Özgünlüğü kalmamış, zorlama olmuş
Mesaj : Serideki her filmde yer aldığı gibi "arkadaşlık önemlidir"
Oyuncular : (Seslendirenler) - Tr izlediğim için başarılı olduğunu söyleyebilirim. Yekta Kopan tek başına yeter
En iyi Sahne (Spoilersız) : Düğün sahnesi
Filmin Sonu (Spoilersız) :  Serinin bir filmini daha izledik dedirtiyor sadece


______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________



Strange Days
(1995 - A.B.D.)
Kendi geçmişinin hayaletlerinden kurtulamayan Los Angeleslı genç bir polis eskisi olan Lenny Nero‚ şimdi artık kısaca klip denilen‚ başkalarının yaşadığı anıların satıldığı karaborsanın simsarlarından biridir. Kaybettiği eski kız arkadaşı Faith ile olan kendi kliplerinin de bağımlısıdır. Los Angeles polisinden iki dedektif‚ Lennynin elinde bulunan bir klibi ele geçirmek için hayatını cehenneme çevirir. 
James Cameron'un eski eşi Bigelow'dan yine çekim teknikleri dönemine göre farklı bir film izledim. Sanal gerçeklik benzeri bir aparat ile insanların duyularını etkileyen bir sistemi pazarlayan bir adamın öyküsünü anlatırken ciddi anlamda 95 yılından beklenmeyecek şekilde öngörüler (özellikle gelecekteki dünya gündemi hakkında) ve yaratılan distopya dikkat çekiciydi. THX dağıtımıyla birlikte başarısız bir pazarlama gerçekleştirmiş olmalı ki box office'de film çakılmış. Puanlarına baktığımda beklediğimden çok daha düşük olduğunu gördüm. Ben bilimkurgu seven birisi olarak ciddi manada sevdim ve tavsiye ediyorum. 
Not : Film Juliette Lewis içerir!

Süre: 145 Dak.
Yönetmen : Kathryn Bigelow





Imdb : 7,1
Trakt.tv : 7,0
Rotten Tomatoes : 68 %
Sosyal Mühendis Kafası : 7,9
*Çeşitli festivallerde 2 Ödül
Bütçe : 42 milyon $

 

Kime hitap ediyor : Distopik film sevenlere
Nerede, ne zaman, kiminle : Evde, arkadaşlarınla
Senaryo : Dönemine göre sıradışı
Mesaj : Anılar unutmak için midir? Yoksa tekrar yaşayabilmek güzel midir?
Oyuncular : Hepsi ünlü isimler ve rollerinin hakkını vermişler
En iyi Sahne (Spoilersız) : Giriş sahnesi filmin tamamıyle içine sokuyor sizi
Filmin Sonu (Spoilersız) :  Güzel bir final olmuş. Açıkta kalmadı




______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________



Dedemin Fişi
(2016 - Türkiye)
Film, Malatyalı Çirci Ailesi'nin miras macerasını konu alıyor. Ailenin dedesi Salih'in, beyin ölümü gerçekleşmiş olmasına rağmen ölmemiştir. Bunun üzerine yaşam ünitesinin fişi çekilmeden ailenin üyeleri dedenin mirasının peşine düşer ve olaylar gelişir. 
Vasat bir program olmasına rağmen kafa boşaltmak için izlemeye birebir gelen Güldür Güldür'ün herhangi bir bölümünde bile daha düzeyli espriler oluyordu. Tek bir sahne dışında hiç keyif almadım. Sırf bitirmek için bitirdim. 2 parçada zar zor sonunu getirdim. Sinemanın en büyük geçim kaynağı olan komedide tam bizim halka uygun yapılmış senaryo ve kaba komedi dediğimiz, alman mizahı öğeleri vardı. Beğenmedim, vakit kaybı.

Süre: 105 Dak.
Yönetmen : Meltem Bozoflu




Imdb : 5,7
Trakt.tv : -
Rotten Tomatoes : -
Sosyal Mühendis Kafası : 4,5


Kime hitap ediyor : Recep İvedik tarzı komedileri seven tiplere
Nerede, ne zaman, kiminle : Evde, arkadaşlarınla
Senaryo : Sıkıcı ve zorlama
Mesaj : Mesaj aslında "Ailenin değerini bilmek" olmasına rağmen o bile işlenememiş
Oyuncular : Abartılı ve saçma
En iyi Sahne (Spoilersız) : Tabak kırma sahnesi dışında sevdiğim başka bir sahne olmadı
Filmin Sonu (Spoilersız) :  Bittiğine sevindim. Keşke daha erken bitseydi :)









______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

TEMMUZ AYI ÖNERİLERİ
______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

EN İYİ FİLM ÖNERİSİ : STRANGE DAYS, ST VINCENT
ÖNERİLMEYEN FİLMLER : DEDEMİN FİŞİ
EN İYİ OYUNCULUK :  ENOUGH SAID
EN İYİ SİNEMATOGRAFİ : STRANGE DAYS
EN İYİ SEYİR ZEVKİ (AKICILIK) : 
 ST VINCENT
EN İYİ MERAK HİSSİ :  STRANGE DAYS
EN İYİ KONU :  STRANGE DAYS
EN İYİ MÜZİK :  STRANGE DAYS


______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________


BONUS


THE HUNT
Bölüm II - Arctic
(2015 - 7 Bölüm)
Avcı ile av arasındaki düello, tabii hayattaki en dramatik olaylardan biridir. Bu riskin daha yükseği olamaz. Her ikisi için de, bu bir ölüm kalım meselesi. Ama şaşırtıcı bir şekilde, başarısız olan genellikle avcılardır. Yırtıcılar, hayatta kalabilmek için avlanma sahalarına mükemmel bir uyum sağlamalıdır. Her yaşam ortamı farklı bir zorluğu doğurur.
Bu seri, daha önce görülmemiş şekliyle yırtıcıların avlarını yakalamak için kullandığı sıradışı taktikleri açığa çıkaracak.Ama en yeteneklisi için bile başarı asla garanti değil…
2. Bölüm : Kutup kurtları ve kutup ayılarının yaşama mücadelesinde nasıl avlandıklarını gösteriyor.





Imdb : 9,4
Sosyal Mühendis Kafası : 9,0

______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________


BONUS


The Fall of Heaven
(2014)
Gezi olaylarında hayatını kaybedenlerin ailelerinin röportaj verdiği, gazeteci ve avukatların katkı sağladığı olayların iç yüzünü gösteren bir belgesel olmuş.
Boğazım düğüm düğüm izledim.
Abdullah Cömert'in annesi özetledi her şeyi : "Bir bakın bakalım, bu gençler ne diyor? Niye çıkıyorlar dışarıya? Bir dinleyin!"
Özellikle ailelerin hiçbiri çocuklarını suçlamadı. Dik duruşlarıyla karakterli bireyler yetiştirdiğini ve bu olaylarda suçlanması gereken tarafı açıkça göstermiş oldu. 

Süre: 80 Dak.
Yönetmen : Ersin Kana




Imdb : 8,6
Sosyal Mühendis Kafası : 7,5



______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

BONUS



Earth : The Power of the Planet 
Bölüm I -Volcano
(2007 - 5 Bölüm)
BBC etiketli belgeselde ilk bölümde ; gezegenin doğuşundan bu yana geçirdiği evreler bir bir inceleniyor. 
Gerçekten bazı bilgileri ilk defa duydum ve şaşırdım. Anlatımı da çok hoştu. Sıkmadan ve basit biçimde anlatılarak kısa ve öz biçimde istediğini sunuyor.
1. Bölüm : yer yüzünün çeşitli bölgelerindeki yanardağlar, gayzerler gibi volkanik şekiller incelenerek, insanlara etkileri gösteriliyor. 

Süre: 60 Dak.
Yönetmen : Iain Stewart




Imdb : 8,8
Sosyal Mühendis Kafası : 8,5



______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

Dizi Günlüğü
______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

 SILICON VALLEY
2.Sezon (5-10.Bölüm)
3.Sezon (1.Bölüm)





WALKING DEAD
6.Sezon (13-16.Bölüm)





SEINFIELD
1.Sezon (1-5.Bölüm)
2.Sezon (1-3.Bölüm)





STRANGER THINGS
1.Sezon (1-2.Bölüm)




______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________


2016 Sosyal Mühendis Kafası Oscar'ları
* Filmler karışık yıllarda yayınlanan filmlerdir, 2016 yılında izlenen filmler arasında ilgili aya kadar alanında en dikkat çekici olan filmler yer almaktadır.İzleyen aylarda dikkate değer bir film seyredilmişse, ödüllerde önüne geçtiği adayın yerini almaktadır.

(Ocak-Temmuz itibari ile)


EN İYİ FİLM 
1. Sarmaşık (8,5)
2. Tangerines (8,5)
3. Cast Away on the Moon (8,3)
4. Inside Out (8,3)
5. Bir Ayrılık (8,0)



EN İYİ YÖNETMEN
 
 1. Inarritu - The Revenant (8,3)
2. Mathieu Kassovitz - La Haine (8,3)
3. Asgar Ferhadi - Bir Ayrılık (8,0)
4. Emin Alper - Abluka (7,4)
5. Tolga Karaçelik - Sarmaşık (8,5)



EN İYİ SENARYO
1. Inside Out (8,3)
2. Cast Away on the Moon (8,2)
3. Nunta Muta (7,5)
4. Spotlight (7,7)
5. Sarmaşık (8,5)


EN İYİ ERKEK OYUNCU
1. Nadir Sarıbacak - Sarmaşık (8,5)
2. Mads Mikkelsen - Jagten (7,9)
3. Gael Garcia Bernal - Motorcyle Diaries (7,4)
4. Mark Ruffalo - Spotlight (7,7)
5. Bill Murray - St. Vincent (7,5)



EN İYİ KADIN OYUNCU
1. Brie Larson - Room (8,3)
2. Isabelle Carré - Romantics Anonymous (6,8)
3. Enough Said - Julia Louis-Dreyfus (7,4)



EN İYİ SİNEMATOGRAFİ
1. The Revenant (8,3)
2. Cast Away on the Moon (8,2)
3. Tangeries (8,5)
4. Strange Days (7,9)

EN İYİ SÜRÜKLEYİCİLİK
1. Kötü Kedi Şerafettin (8,5)
2. Sarmaşık (8,5)
3. Taken (7,9)
4. Bir Ayrılık (8,0)
5. Deadpool (8,1)



EN İYİ GÖRSEL EFEKT
1. Deadpool (8,5)



EN İYİ MÜZİK
1. About Time (7,9)
2. Tangeries (8,5)
3. Strange Days (7,9)
4. Deadpool (8,1)
5. St Vincent (7,5)



EN KÖTÜ FİLM
1.Delibal (4,7)
2.Dedemin Fişi (4,5)



EN İYİ BELGESEL
The Hunt (9,0)






______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________



OCAK-TEMMUZ İZLENEN FİLM ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI




OCAK - TEMMUZ İZLENEN FİLMLER

Last Night [6,7], Siyah Beyaz [6,4], The Revenant [8,3], The Intern [7,4], Ask the Dust [6,3], Spotlight [7,7], İftarlık Gazoz [7,6], Flipped [7,3], The Motorcycle Diaries [7,4], About Time [7,9], Deadpool [8,1], Düğün Dernek 2 [6,6], Before We Go [7,4], Lost in Translation [7,6], Inside Out [8,3], La Haine [8,3], Sarmaşık [8,5], Bulantı [6,4], Abluka [7,4], Nunta Muta [7,5], Kötü Kedi Şerafettin [8,3], Delibal [4,5], Tangerines [8,5], Road Within [7,1], Me Earl & Dying Girl [7,6], Romantics Anonymous [6,8], Cast Away on the Moon [8,2], Room [8,3], Everybody's Fine [7,2], Jagten [7,9], A Separation [8,0], Taken [7,0], The Dinner Game [7,0], Küçük Esnaf [6,0], The Closet [6,4], St Vincent [7,5], Enough Said [7,4], Ice Age V (Collision Course) [6,4], Strange Days [7,9], Dedemin Fişi [4,5],


OCAK - TEMMUZ İZLENEN BELGESELLER

The Hunt - BBC [9,0], Free To Play [7,0], The Fall of Heaven [7,5], Earth : The Power of the Planet [8,5],