Satışın Türkçesi - B.Tolga Sasık
Kitap cidden satışın Türkçesini anlatıyor. Tüyo vereceğim diye, üçkağıtçılığa sevk ediyor. Bir kaç örneğinden o kadar rahatsız oldum ki, cidden satış danışmanlığı böyle ise kimsenin çalışmaması gerekiyor. Belki modern toplumda rekabette bu denli agresif satış ve pazarlama şart olabilir ama işin inceliklerini anlatmak yerine, satışa giden yolda herşey mübahtır sloganı benimsenmiş sanki.
Satış önemli bir durum tüm şirketlere göre ama satış için çalışan tüm ekibi silmiş atmış, sadece satış ekibinin başarısıymış gibi göstermiş. Hatta övüne övüne, satış yaparsanız herkes sizi hatırlar, maliyetleri düşürün kimse sizi görmez gibi bir hava benimsenmiş. Gerçekten de öyle ama verilmesi gereken mesaj bu olmamalıydı.
Bu konuda en iyi yorumu Al Ries yapıyor:
"Satış ve pazarlama, satışçı ve pazarlamacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir!"
Satış önemli bir durum tüm şirketlere göre ama satış için çalışan tüm ekibi silmiş atmış, sadece satış ekibinin başarısıymış gibi göstermiş. Hatta övüne övüne, satış yaparsanız herkes sizi hatırlar, maliyetleri düşürün kimse sizi görmez gibi bir hava benimsenmiş. Gerçekten de öyle ama verilmesi gereken mesaj bu olmamalıydı.
Bu konuda en iyi yorumu Al Ries yapıyor:
"Satış ve pazarlama, satışçı ve pazarlamacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir!"
Yazım dili Şerif İzgören tarzı akıcı olmasaydı, hayatta bitiremezdim.
"Türk insanı hizmet sektörüne para ödemekten, aracılarla iş yapmaktan hoşlanmaz. Bu yüzden lisanslı yazılım yerine kopya yazılımı tercih eder. Danışmanlık firmaları ile işi bittikten sonra somut bir fayda görene kadar ödemeyi geciktirir."
"Sevinçli anında kimseye vaatte bulunma, öfkeli anında kimseye cevap verme (Çin atasözü)"
"Dünyada insanların kulağına en hoş gelen sözler kendi isimleridir."
Vikitap Puanı : -
Neokur Puanı : -
K.Yurdu Puanı : 9.3
"Türk insanı hizmet sektörüne para ödemekten, aracılarla iş yapmaktan hoşlanmaz. Bu yüzden lisanslı yazılım yerine kopya yazılımı tercih eder. Danışmanlık firmaları ile işi bittikten sonra somut bir fayda görene kadar ödemeyi geciktirir."
"Sevinçli anında kimseye vaatte bulunma, öfkeli anında kimseye cevap verme (Çin atasözü)"
"Dünyada insanların kulağına en hoş gelen sözler kendi isimleridir."
Vikitap Puanı : -
Neokur Puanı : -
K.Yurdu Puanı : 9.3
★★★★ 4/10
(Batı cephesinde yeni bir şey yok)
Mediacat Yayınları, 15.96 tl, 210 sf, 2015
Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde - Mahir Ünsal Eriş
Mahir Ünsal Eriş'in okuduğum ikinci öykü kitabıydı bu. Yine Trakya, Çanakkale ve çevre yörenin insanlarıyla bezenmiş hüzünlü-komik hikayeler var. Genel anlamıyla yine beğendim, yine takdir ettim. Zaten son dönem Türk öykücüler arasında en samimi yazarlardan biri olarak görüyordum, görüşüm pekişmiş oldu.
En sevdiğim öyküleri ise benzer özellikler taşıyan "Çok sıkılır arkadaşı ölen çocuklar" ve "Hep Klinsmann'ın Yüzünden" oldu.
En sevdiğim öyküleri ise benzer özellikler taşıyan "Çok sıkılır arkadaşı ölen çocuklar" ve "Hep Klinsmann'ın Yüzünden" oldu.
"Dut şurubu da içer miyiz? diye sordu telefonda. Daha çıkmamıştır dut şurubu, dedim utanarak, sanki yaz benim yüzümden gelmemiş gibi."
"İçime bir ad koysam Leyla derim, öyle güzelim"
"Birbirinden uzak yaşayan iki insandan birinin ölmesi ne tuhaf, sanki hiç gitmemiş, hep orada bir yerlerde yaşamaya devam ediyormuş gibi."
"Yaşı kaç olursa olsun bütün kadınların ağlamasında insanın kendi annesinin ağlayışını hatırlatan bir şey var, canından can yolar adamın."
"Bir kere olsun duymadım, "Ben de eşimin yanında şıkır şıkır süslenip operalara gitmek istiyorum"diyen kadını. Hani sorunca hepimiz sineması, tiyatrosu var diye büyük şehirlerde yaşıyoruz ya, onun için diyorum."
Vikitap Puanı : 8.0
Neokur Puanı : 8.3
K.Yurdu Puanı : 8.9
★★★★★★★ 7/10
(Tadımlık öyküler, hoş ve tatlı)
İletişim Yayınları, 11.78 tl, 152 sf, 2012
Doğunun Limanları - Amin Maalouf
Ön yargı ile yaklaştığım bir yazardı Amin Maalouf, tarihi romanları sevmediğim için uzun süre uzak kalmıştım. Ancak rafta gezinirken gördüğümde kitabın çok kalın olmaması beni cesaretlendirdi. Hızlı bir başlangıç yaparak sayfaları arşınlamaya başladım. Kitap ön sözünde de yazdığı orta doğuda geçen bir hikaye olarak başlıyordu. Siyasete girmeden olanı yansıtarak bir puan öne geçti. En sevdiğim kısım hiç bir şekilde tarihi bilgiye mahal bırakmadan hikayeyi anlatmasıydı. Sanki nakış gibi işliyordu durumu. Bunun yanı sıra gerçekleşen tarih hakkında da ufak ufak bilgiler veriyordu. Hikaye çok farklı, ilgi çekici olmasa da sonuna kadar ilgiyle okutmayı başarabiliyorsa, başarılı olmayı hak ediyordur. Beğendim, yorulmadan İsyan'ın isyan hikayesini de öğrenmiş oldum. Bugüne kadar yazara şans vermediğim için üzüldüm hatta ve diğer kitaplar için devam etme kararı aldım. Benim gibi düşünüp başlamayanlara, bir an önce başlamalarını tavsiye ederim :)
"Bir insanın hayatının doğumuyla başladığına emin misiniz?"
"Ve o tek kelime etmeden, en küçük bir heyecan göstermeden 'bakıyor'. Ne sevinç, ne şaşkınlık, ne özlem; sıfır. Bazen düşünüyorum da, belki de sadece duyugusuzluğu sayesinde hayatta kalmıştır."
"Aşk ilk günkü gibi kalabilir, heyecan da öyle. Aylar da geçse yıllar da geçse. Hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir."
"Anılarım mı? Mezarcı küreği gibi, güneşe toprak atmak benimkisi."
Vikitap Puanı : 8.1
Neokur Puanı : 8.6
K.Yurdu Puanı : 9.1
★★★★★★★★ 8/10
(Sade, nakış gibi işlenen bir hikaye)
Yapı Kredi Yayınları, 10.64 tl, 176 sf, 2016
Peri Gazozu - Ercan Kesal
Anadolu, fakirlik, baba, anne, aile, tıp eğitimi, sol görüş, olaylar, darbeler, anadolu, üzüntü, kasvet, duyarlılık, anadolu, sevgi, ölüm, anadolu.
Bu şekilde özetlesem sanırım yanlış olmaz kitap. Yokluklarla, kavgalarla yitip giderken ailesine olan sevgisini içinde saklayan bir adamın anı kitabı olmuş Peri Gazozu. İsmi ve kapak renkleri çok güzeldi, içindeki hikayelerde bir o kadar içtendi ve sanki kamera konulmuşçasına anlatılmış.
Bir günde bitirilebilecek, bazı değerleri sorgulatacak bir eser olmuş.
Kalemine sağlık diyelim.
Bu şekilde özetlesem sanırım yanlış olmaz kitap. Yokluklarla, kavgalarla yitip giderken ailesine olan sevgisini içinde saklayan bir adamın anı kitabı olmuş Peri Gazozu. İsmi ve kapak renkleri çok güzeldi, içindeki hikayelerde bir o kadar içtendi ve sanki kamera konulmuşçasına anlatılmış.
Bir günde bitirilebilecek, bazı değerleri sorgulatacak bir eser olmuş.
Kalemine sağlık diyelim.
"Eskiden ölülerini gömmeyip, bir kulenin tepesine, açığa bırakan kavimler yaşardı bu topraklarda. Topluluğun rahipleri kuzeye gizlenip, yırtıcı kuşların ölüleri nereden yemeğe başladığını izlerdi.
Akbabaların ölüleri yediği kulenin adı :Sessizlik Kulesi. Türkiye'yi koca bir Sessizlik Kulesi yaptık en sonunda.. Ölülerimizi zalimler yesin diye inşa ettiğimiz bir kule artık ülkemiz. Saklanıp bir şeyler arkasına, dilsiz rahipler gibi bakıyoruz ölülerimize."
"Küçük kardeş bu yıl Siyasal'a gidecek, paltoya para yok ki, o da parka giyecek."
"Odama dönüyorum sessizce. Oğlum 'ben büyüdüm' diyor, demek ki ölebilirim artık."
"Yorulmadınız mı ağzınızda cesetlerle yıllar yılı tepemizde akbaba gibi dolaşmaktan? Bir karga gibi yapın hiç olmazsa. İnin yere ve bırakın ölülerimizi. Kalplerimiz onlara mezar yeridir."
"Ne biçim insanlar bu anneler? Çok tuhaflar. Hiç kimseye benzemiyorlar. Ama, birbirlerini tanıdıklarına eminim. Kendi aralarında konuşup anlaştıkları, bizim bilmediğimiz ortak bir dilleri var muhakkak."
Vikitap Puanı : 8.4
Neokur Puanı : 8.5
K.Yurdu Puanı : 9.3
★★★★★★★★ 8/10
(Samimiyet ve hüzün kokan hikayeler)
İletişim Yayınları, 13.30 tl, 180 sf, 2013
OCAK - TEMMUZ OKUNAN KİTAPLAR
Oğullar ve Rencide Ruhlar [8], Haw [8], İstanbul'da Bir Merhamet Haftası [8], Alper Kamu Cehennem Çiçeği [8], Olduğu Kadar Güzeldik [7], Dublörün Dilemması [7], Ben Tek Siz Hepiniz [8], Kedi Beşiği [9], İyi Fikir Bulma Tekniği [5], Toza Sor [8], Deliduman [7], Bilinmeyen Adanın Öyküsü [8], Küçük Kara Balık [8], İşte Zor İnsanlar [5], 40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk [5], Bir Serçe Düştü [7], Merhume [8], Tatlı Rüyalar [7], Bakele [7], Köpekler İçin Gece Müziği [7], Kırmızı Saçlı Kadın [7], Hikayede Büyük Boşluklar Var [8], Kayıtsızlık Şenliği [6], Satışın Türkçesi [4], Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde [7], Doğunun Limanları [8], Peri Gazozu [8],