30 Ekim 2020 Cuma

2020 Kasım Ayı İzlenenler

 _________________________________


2020 KASIM AYI ÖZETİ
_________________________________
   

      


   


_________________________________





Yazı Tura

Ülkenin eril meselelerin genelde büyük kısmını oluşturan "askerlik" mücadelesinden yaralı çıkan 2 erkeğin kendi hayatlarında bu mücadeleyi vermelerinin yankılarını görememesi ve hayalkırıklığını anlatan bir film. Hem doğuda hem batıda, erkeğin boş yere üstlendiği "erkek" olma muhabbeti yüzünden sevdiklerini ve hatta kendi hayatlarını kaybetme hikayesini dinamik bir kamera ile izliyoruz. Gerçeklik algısı çok büyük oranda bu çekimler ile artarken, hikaye akışını ise takipte zorluyor. Ana konu yanında çeşitli mücadelelere de yer vermiş film. Kırsaldaki evlenme mücadelesi, depremle savaş, aileyle yüzleşme gibi konuları da yan hikaye olarak verip temeli beslemeye çalışıyor, fakat ana hikaye ve anlattıkları gayet güçlü. "Bu ülkeye ayağımı verdim, bu ülkeye kulağımı verdim, gaziyim ben." Sözleri, ülkenin alıp da veremediği şeyi bize gösteriyor. Eğitimin kalitesi ve eril toplum  kalitesizliğini gözler önüne sunuyor. Erkan Oğur'un harika müzikleri ise filmi bir gömlek daha üste çıkarmış.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Peri : Ağzı Olmayan Kız

Ülkemizde fantastik aile filmleri denince akla gelen henüz kalbürüstü bir film yok. Sadece gizem-fantastik konusunda Onur Ünlü'nün denemeleri ve benzeri psikolojik öğelerle sağlanmaya çalışan filmler görmekteyiz. Onun dışında denenen filmler düşük bütçeli oldukları için silinip gittiler. Peri, bu konuda büyük bir açığı kapatamıyor ancak yama yaparcasına gelecek için iyi bir adım atıyor. Distopik öğeleri başarılı buldum. Karakterler, hikaye ve işleniş olabildiğince iyi. Fakat olabildiğince tabii. Bu kadar oluyor demek ki. Aile filmi olarak izlenebilecek, çok kötüymüş diyemeyeceğim fakat sinemamızda güzel bir film olarak da öneremeyeceğim iki arada bir derede kalmış. Yine de denenmemişi denemesi nedeniyle olumluya bir kulaç daha atıyor ve kendini kötü fantastik filmler furyasından dışarı çıkarıyor.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

BONUS



Fleabag

Sarkastik senaryoları ile tam olarak İngiliz mizahını yansıtan Waller Bridge'in tiyatro oyunundan uyarladığı dizi Fleabag, kaos mizahını sevenler için birebir. Karamsar ve kaotik bir atmosferde 4.duvarı yıkarak seyirciyi kendi yanına çekmeyi başaran Fleabag karakteri ile tüm üyeleri sorunlu bir ailenin içinde yer alıyor. İlişkiler, ailevi değerler, iş dengesi konusunda söyleyeceklerini, hiç hesap vermeden olduğu gibi anlatıyor. Düşüncelerin yansıtılmasında aracısız kullandığı bu metot 2 sezon boyunca işliyor. Alt metinde ise kaybettiği arkadaşının izlerini özellikle son sezonda göstererek drama-komedi unusurunu da diri tutuyor. 

Artıları :
+ Politik doğruculuğa karışmayan ince mizah
+ Karakterler ve dengesi

Eksileri : 
- Zekice yazılmış metinler, dozajı arttıkça zorlamaya girebiliyor.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Bir Başkadır

İlk yerli dijital diziye imza atan Berkun Oya, incelikli senaryosu, derinliği yaratılmış karakterleri ile yine tertemiz bir iş çıkarmış. Düşünce farklılıklarının bir armoni şeklinde birbirine bağlandığı dizide tüm kadro iyi seçilmiş ve karakterler çok iyi canlandırılmış. Ansamble diyebileceğimiz bir cast var. Dizi, alışık olmadığımız bir kurgu yapısıyla karakterleri birbirine bağlıyor ve dengeli biçimde hikayeyi ilerletmeyi istiyor. Tiyatro yönetmenliğinden alışkanlıkla, senaryoyu ustaca yazmış Berkun Oya. Bir drama öğesinden sonra hemen bir mizah geliyor. Yumuşak karnı yakaladığında yumruk atmak yerine sevgiyle karşılıyor ve bu alaşağı olmayı sağlıyor. Her bölümde kahkaha atmayı başardım. Üstelik böyle yoğun drama olan bir dizide. Şu ana kadar çıkan en iyi dijital iş diyebiliriz. Çekimlerden müziklere kadar herkes taşın altına elini sokmuş. Sanırım 3.bölümden sonra yer alan jenerikte dünyada bu iş için katkı sağlayanlar geçti ki 15 dk. civarı sürdü. İlginç bir sunumdu. Farklılık her zaman güzellik katıyor.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




Takıntılar

Obsesif takıntıları olan bir grup insanın grup terapisine katılmasını konu alan Takıntılar, uzun süredir Ali Poyrazoğlu'nun oynadığı Tak Tak Takıntı uyarlamasıyla benzer yönde ilerliyor. Zor şartlardan geçtiğimiz bir dönemde gerçekleşen bir temsil olması, tiyatrosuz kalınmaması için oldukça sevindirici bir adım. Konunun dinamik biçimde ilerlemesi, oyuncuların uyum halinde işletmesi anlamına geliyor. AŞT ise bunu büyük ölçüde sağlayabilmiş. Marie karakteri harici tüm karakterler reaksiyon alıyor. Bir noktaya kadar da gayet güzel işliyor. Sadece oyunun ortalarında, sonunu anlayabiliyorsunuz ve çok fazla gizlenmesi gerekip twist yapılacak kısımlar ise fazlaca göze sokuluyor. Dikkatli seyirciler muhtemelen finalinde daha büyük bir son  bekleyeceklerdir.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Kadife Çiçekleri

Ülkede çoğu evde şahit olduğumuz, baskıcı aile ve üretmek isteyen çocuklar arasında yaşanan dramaya, fertlerden birinin sağlık problemlerini de kattığınızda çok bilindik bir tablo ile karşılaşıyoruz. Fakat bazı oyunlar yerelleştirmeye çok açık olmayabiliyor metin gereği. Bu dezavantaj ile başlıyor oyun. İzlerken içine girmek için zorlandım açıkçası. Finale doğru kadife çiçeklerinin öneminin artması gerekirken nedense bu metafor işlemiyor. Hastalık konusu önemli bir etken ancak o da işlemiyor. Muhtemelen temsilin saatlerinin azaltılması (pandemi nedeniyle) oyun dinamiğini çok etkilemiş. 2 saatlik bir oyun olsa mutlaka bu açıklar oluşmayacaktı. Finalde beklenen etkinin oluşmaması bu yüzden olduğunu düşünüyorum.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


___________________________________________

Dizi Günlüğü
___________________________________________








➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤








➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


OCAK-ARALIK İZLENEN FİLM ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI



2020 OCAK - ARALIK İZLENEN 
FİLMLER & DİZİLER & SAHNE SANATLARI









9 Ekim 2020 Cuma

2020 Ekim Ayı Okuduklarım

 _____________________________________________


2020 EKİM AYI ÖZETİ
_____________________________________________


            

      


_____________________________________________






Ahuna | Öteki

Ahuna, kelime anlamı ile "Kardeşlik" anlamına gelmekteymiş. Yazar kitabın kapağındaki "Öteki" kelimesinin üstünün çizilmesini, kardeşliği yaşatmak için ötekileşmeyi bitirmek gerektiğini vurgulamak için yapıldığını anlatıyor. Kişisel gelişim romanlarında mutlaka böyle oyunlar oynanıyor ama beni soğutan bir etmen. İçerikte ise sorun göremedim, net bir şekilde ötekileşmenin sorunlarına odaklanılmış. İyilik ve kötülük kavramlarına farklı bir bakış açısı sunuyor. Yazar, danışmanlık yaptığı konular için muhtemelen bir roman fikri ile oturmuş ve kendi alanında başarılı da olmuş kanaatimce. Edebi bir roman beklemezseniz eğer kitaptan memnun kalabilirsiniz.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



O Sırada

Kalt'tan ve Uykusuzdan tanıdığım Erman Çağlar'ın dergideki tespitlerinin toparlaması sonucu ortaya çıkan bir kitap O Sırada. Umut Sarıkaya'nın donuk kırsal mizahını bulabilirsiniz. Kitabı okurken sürekli Erman Çağlar'ın sesi ve mimiklerinin aklıma gelmesi de şahsına münhasır bir mizahçı olduğunu da kanıtlıyor bence. Bir çok hikayede benzer durumlar yaşamanın ve betimlerin komikliği ile bu olaylara farklı bir bakış açısıyla bakmanın keyfini yaşadım. Keşke daha fazla kitabını görebilsek.

"Fiyonk makarnaların bir kısmı hareretli bir erkek gecesinde (bira+kuru et+metal müzik) oynanan kağıt oyunlarında fiş olarak kullanıldı, ancak fiş olarak kullanılan makarnalar oyundan sonra çöpe atılmak yerine - alkolün de verdiği şaşkınlıkla - yıkanarak paketin içine geri dolduruldu."



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Ah Mercimeğim

Bu kitap Mustafa Çiftçi ile tanışma kitabım oldu ve devamı da geleceğini tahmin ediyorum. 6 öykü barındıran kitap, bozkırda fakirlikle yoğurulan ailelerin içerisine bizi davet ediyor. İlk hikaye "Ah Mercimeğim" kitaba ismini veren öyküde, karakterimiz yaş farkı nedeniyle imkansız gözüken bir aşka yelken açarken, sonraki hikayelerde, sırasıyla; okuyabilmek için ebeveynlerini evlendirmek zorunda kalan, takım diktirip kaçış planları yapan, köfte ekmek dükkanı açıp köşeyi dönmeyi planlayan karakterleri görürüz. Sıcak ve samimi bir anlatım olduğu yadsınamaz. Tek havada kalan nokta, anlatımda kırsal ağzının ile modernleşmiş gibi gözükmesiydi. Birkaç kelime vardı sürekli kullanılan, onlar olmasa bile zaten bozkır havasını tadabiliyoruz. Bu kelimeler ekstra bir ağırlık getiriyor. Gerek yokmuş ancak tat kaçıran bir detay değil. Kısaca öyküler gayet güzel, anlatım keyifli, dertler baki.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Bozkırda Altmışaltı

Mustafa Çiftçi'nin Ah Mercimeğim kitabında tanımıştım, oradaki sade yazımı nedeniyle diğer kitaplarını da okuma kararını aldım ve belki de en çok bilinen kitaplarından birini bitirdim. Bozkırda Altmışaltı yine Yozgat'ta yeşeren hikayelere yoğunlaşıyor. Hepsinin içinde saflık, aşk ve ekonomik kaygılar yer alıyor. Özellikle aşkı tanımlama biçimini çok sevdim Çiftçi'nin. O kadar sade ve temiz biçimde yansıtıyor ki insanın aşka umudu artıyor. Kitap kapağında görünen resme bir hikaye yazın derseniz bu tarzda öyküler çıkacaktır. Gayet uyumlu bir seçim olmuş.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤









______________________________________






______________________________________

BONUS





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

DERGİ DAĞILIMI


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


YAYINEVİ DAĞILIMI





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


2020 OCAK - 2020 ARALIK
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER