Seth Rogen bana göre 2000'li yıllardaki filmlerdeki en başarılı mizah-dram yazarı. Pineapple Express ile kendine ait dünyasını her filminde yansıtan Rogen'ın gişe yapma ya da kendini kanıtlama ihtiyacı yok. Zaten doğal ve komik yapan da bu yanı. Hiçbir otoriteye karşı eğilmeden, çıplaklığı, illegal maddeleri yaşamın parçası olduğunu o kadar doğal anlatıyor ki, bu adamla kanka olmak istiyorsunuz.
Filme geçelim. Film benim için 50/50'den sonra Seth Rogen'ı barındırmasına rağmen insanı hüzünlendiren 2. film oldu. Sahne gereği ağır biçimde üzülmeniz gerekirken aralara serpiştirilen espriler nedeniyle filmin sonuna kadar tebessüm ederek geçiriyorsunuz.
İlk olarak film kadın yönetmeni nedeniyle duygusal bir film. Akış konusunda hiçbir eksiğini göremedim. Ne bir gereksiz sahne, sekans, ne de göze batan müzikler ve oyunculuklar vardı. Her şey yerli yerinde bırakılmış ve sonuna kadar da kesintisiz bu durum devam ediyor.
Blue Valentine'de hafızalara kazınan oyunculuğu ile Michelle Williams, burada yapacağını yapıyor ve ikinci kez evlilikten mutsuz olan kadın profili çiziyor.
Konu olarak bildiğimiz aşk hikayelerinden çok farklı bir hikayemiz var.
Genç eğlenceli çiftimizin mutluluğu yan dairesine taşınan yakışıklı bir komşu nedeniyle bozulma eşiğine gelir. Lou (Rogen), eşinin hareketlerinde bozulma sezse de anlam verememektedir, onun kendisini çok sevdiğini bilmektedir.
Bu şekilde başlayan hikayemizin devamı tam anlamıyla mesaj verici şekilde devam etmekte. Verdiği mesajı da doyurucu biçimde seyirciye yediriyor.
Tatlı ve gerçekçi bir film izlemek isteyenler için şiddetle tavsiye ediyorum.
Puanındaki 6.6 aldatmasın, bana göre en az 7,5 seviyelerinde olması gerekiyor.
Sarah Silverman'ı ise çok göremesek de, çıktığı her sahnede güldürdüğü için tebrik ediyoruz.
Bonus olarak filme esin kaynağı olan Leonard Cohen'i koyuyoruz (:
Oyunculuk : 9,5
Seyir Zevki : 8,5
Merak Hissi : 8
Konu : 7
Müzik : 8,5
Imdb Puanı : 6,6
Genel : 8
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder