5 Temmuz 2018 Perşembe

2018 Temmuz Ayı Okuduklarım

______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

2018 TEMMUZ AYI ÖZETİ
______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________


      

      



      

______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________



Öyle Güzel Bir Yer ki - Murat Gülsoy
Geçmişin ve anın birbirine girdiği, flashbackler ile dolu 5 farklı mekan (Dükkanda, Parkta, Hastanede, Yıkımda, Motelde) tasvirinde Kerem'in mutsuz hayatını sorguladığımız bir kitap "Öyle Güzel Bir Yer ki". Kitabın isminin bir şarkıdan alındığını söylemek sürprizbozan olmaz sanırım. Hiç beklemiyordum, çok meşhur bir şarkı kulaklarınızda çınlarken kitabı okumak keyifli. Hadi şarkıyı da söyleyelim (Hotel California - Eagles / Such a Lovely Place) 
Aslında kitap, Murat Gülsoy gibi bir yazar seviyesinin altında kalmış. Sanki bir kitap yazayım da arada okunsun gibi yazılmış. Fakat o kadar basit bir yorum yapmak yeterli değil. Çünkü hoşuma giden bir çok durum var. 
Birincisi Parkta geçen bölümlerde Kerem'in hayatının kesitlerini bir pandomim ile anlatmak metafor yüklemek çok hoş tat bıraktı.
Yıkımda bölümleri zaten bağlayıcı bölümler, tüm hayatın gözden geçirildiği safhalar. Ne güzel kaybettik bölümü bir nevi.
Hastanede bölümleri aksiyonlu.
Motelde bölümleri aşk dolu / ki aşk mı değil mi okuyun karar verin.
Dükkanda bölümü ise serim bölümü. 
Yani her bir bölüm başı ayrı tatlar hissedebiliyorsunuz. 
Kurgusu da güzel gitti.
Fakat bölümleri bağlarken okuyucu sanki biraz aptal yerine koymuş olabilir sevgili Gülsoy, bir bölümün bitişi 40 sayfa sonra başka bölümün girişi iken aynı paragrafı tekrar yazmak devamlılığı kolay sağlayalım diye yapılmışsa da farklı şeyler kullanarak okuyucu zekasına bırakılabilirdi.
Çok mühim değil. Bana göre kitap ortalama üstü, Murat Gülsoy okuyacaklara rehber değil. 
Sevenleri rahatlıkla okuyabilir, altı çizilecek çok cümle var zira.


"Yok olmaya en yakın olduğu an, en şiddetli olduğu andı."

"Zaten aşk denilen şey insanın kafasının içinde çektiği bir film. Yönetmeni de oyuncuları da kendisi olan bir film."

"Belki de dünya onun anlam veremediği şeylerle dolu olduğu için ipin ucunu bırakmıştı, hiçbir şeye şaşırmıyordu. Ne kadar korkutucu! Hiçbir şeye şaşırmamak. Her şeyi olağan karşılamak. Belki de başarının sırrı buydu. Olan her şey olabildiği için sıradandı."

"O maskeleri bilirsiniz canım. Tiyatronun simgesidir. Dünya düşünenler için bir komedi, hissedenler için bir trajedidir."

"Hiçbir şey kendi başına iyi ya da kötü değildir, onları iyi ya da kötü yapan düşüncenizdir."


★★★ 7/10
 (Gülsoy'dan tadımlık araya sıkıştırılmış bir roman) 
Can Yayınları, 14,00 tl, 240 sf, 2017





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




Sarı Kahkaha - Murat Özyaşar
İlk Murat Özyaşar kitabına yaptığım yorum vardı, aynısı bu kitap için de geçerli. Orada "birkaç öykünün hatırına ne yazsa okunur" demiştim. Sarı Kahkaha'da da durum değişmedi. Ayna Çarpması kitabında Anne teması ele alımışken, bu kitapta Baba teması ele alınıyor. Yine aşırı beğendiğim iki öykü var (Felç ve Altıotuzbeş). Bu hikayeleri sevmemin nedeni belli bir olayı anlatmaları, durumu değil. Sanırım kalemi güçlü yazarların olay öykücülüğünü yapmalarını daha çok seviyorum. Baba acısını anlatmasından ziyade olayı anlatırken o duyguyu kendim tahayyül etmek istiyorum. 
Sonuç olarak yine iki öykünün şerefine sevdim diyebilirim. Benzer temalı kitap okumak isteyen var ise ve Murat Özyaşar'ın diğer kitapları çıkasıya kadar, Yekta Kopan'ı deneyebilir. Baba-oğul temasını daha vurucu verdiğini düşünüyorum.


"Bak kış gelince insanın bir sürü cebi oluyor, ellerini unutacağı bir sürü yer, bak işte buna sevinebiliriz."

"Valla helal olsun Allah'a, insanı güzel şaşırtıyor."

"Yoksuluz, ama gururluyuz. Ama yoksuluz."

"Burada sigara içilmez levhası duman sarısı. Virgülün gücü kuvvetine sığınıp esaslı  bir mahkeme savunusu yapılabilir gayet tabii."

"Bir güzel sarıldık. Sarılmasını bilen adam iyi adamdır."

"Oğul dönüp babasına, "Yoksulluk kaç gün sürer baba?" diyor:
Baba -Kırk gün oğul, diyor.
Çocuk bu sefer de "Peki kırk gün sonra zengin olur muyuz baba?" diyor.
Baba "Yok oğul, alışırız" diyor."

"Annesinden önce uyuyanların derdine inanmıyorum ben."

"bazı sözlerin bazı yaşları beklediği gibi, bazı yaşlar da bekler bazı sözleri."

"Biliyorsun, eve varınca anlaşılır bazı sözlerin kıymeti."


★★ 7/10
 (İlk kitabının çok benzeri) 
Doğan Kitap, 8,80 tl, 108 sf, 2015



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Kalbin ve Tenin Bütün İstekleri - Onur Caymaz
Selim İleri'nin bir şiirinden yola çıkarak başladığı şiirsel bir anlatımla dile aldığı öykülerini, Onur Caymaz; Turgut Uyar, Atilla İlhan'dan örnekler alarak şekillendiriyor. İlk öyküleri okuması zor fakat keyifli bir halde. Çünkü ses uyumu ve okudukça hoşa giden bir anlatımı var. Ancak durum tahlilleri, betimlemeler bu kadar şiire yatkın olunca bir bütünlükte öykü ilerlemiyor. Belli kesitler ile birlikte arka arkaya sıralanan sözler çıkıyor. Nispeten ikinci kısımda yer alan bölüm bölüm anlatılan hikaye ise daha tumturaklı. En azından olayların nasıl geliştiğini anlayabiliyoruz. 
Eğer Onur Caymaz okumak isterseniz ilk kitabınız bu olmasın. 
Şiir seviyorsanız ise mutlaka bir göz atın. Şiirin düz yazıya güzelce yedirildiğini deneyimleyeceksiniz.


"Kum tanelerin, taşların, salyangoz kabukların, pürtüklü duvarların, kustuğun halılar, bütün çiçekleri sevdiğindim ben... Ben Tophane'de bir nargile salonuydum, güzel gözlerini pahalı gözlüklerle saklayan zamane kızları, küvetin deliğine sıkışmış saç telleri, çantalarda saklı boğaz pastilleri, ben bunlardım. Bunlarla iyi hayat kurulmaz. Hayat çünkü..."

"cüceler ve çocuklar, paralar ve çekler,
fabrikalar ve grevler, işçiler ve trafik,
milli bölünmez bütünlükler ve parçalanmış hayatlar."

"Kahvaltının mutlulukla ilgisi yoktur, bilir. Mutlulukla hiçbir şeyin ilgisi yoktur. Mutlu olmanın tek şartı zaten, hiçbir şeye karşı ilgi duymamaktır."

"bütün okullar bir gün kanarlar tırnak diplerinden. Kitaplara kan bulaşır. Bazıları hayattan sınıfta kalır."

"Hastane önlerinde satılan kolonyaların şişeleri camdan olmaz hiç. Cam, kalp gibidir, çabuk kırılır."

"Çocukluk ve yaz çok yakındır birbirine. Yaz çekildikçe hayattan sararıp gider yaprakları çocukluğun."

"Anlıyordu yüzünden. Acımasız insanlar böyledir. Yüzleri hiçbir zaman hiçbir şey söylemez, hemen seçilirler."


 6/10
 (Şiirsel anlatım) 
*Sel Yayınları, 10.00 tl, 165 sf, 2008






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Başkasının Karısı - F.Dostoyevski
Dostoyevski'ye ait olduğuna inanamadığım bir kitap "Başkasının Karısı". İki öykü var, ikinci öykü "Namuslu Hırsız" nispeten daha tumturaklı. Ancak ilk öykü bir fecaat. Çevirinin de buna inanılmaz negatif katkısı var. Zaten ilk dönemlerinde kaleme aldığı bir eser, orasını anlayabiliyorum ama alışıldık Dosto tarzının hiçbir esintisi yok. Aşırı zayıf diyaloglar, mizahi yönü yaprak kıpırdatmayan bir anlatım / ki ironi olması gerekiyor seçim anlamında. 
Eleştirilere baktığımda da kimse beğenmediği halde, ismi nedeniyle fazla fazla puanlamış yurtiçi ve yurtdışı kalburüstü sitelerde. Bir kitap kötü ise kötüdür. 
Ama yazar dünyanın en iyisi diyerek kredi veremeyeceğim. 
Dostoyevski okumaya başlayacaksanız kesinlikle uzak durun bu öykülerinden.
Ama hepsini okudum bir bu kaldı derseniz keyif alabilirsiniz ancak.


 4/10
 (Şiirsel anlatım) 
Oda Yayınları, 4.80 tl, 93 sf, 1994





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Karanlık Oda - Hakan Bıçakcı
Rüya ile gerçekliğin iç içe geçtiği, şizofreni bir karakter ile ilerlediğimiz sürükleyici ve katmanlı olmasına rağmen özgün olmayan bir roman. Klasik hakan Bıçakcı esintileri var. Her cümlede "kusma isteği", "uyanma sonrası yaşanan algılama problemi" gibi okuyanların aşina olduğu durumların hemen hepsi bu kitapta da yer alıyor. İlk defa başlayacaksanız yazarı okumaya bence "Ben Tek Siz Hepiniz" ile başlayabilirsiniz. Yazarı takip edenler zaten okuyacaktır, hızlı da ilerliyor, bir plaj sefasında bile bitirebilirsiniz kanaatimce.



"Anılar yeniden hatırlandıkça değişime uğruyor. Beyin, hatırlanan geçmişi yeniden yaşıyormuş gibi algılıyor ve her defasında yeniden biçimlendiriyor."

"Eskiden dip köşede duran kişisel gelişim kitaplarını daha göz önünde bir yer olan ön rafa almışlardı. Demek ki yaklaşmakta olan bir ekonomik kriz var."

Görsel sonucu

 6/10
 (Sıkıcı değil ama aynı tarz) 
İletişim Yayınları, 15.05 tl, 176 sf, 2010




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Bir Çöküşün Öyküsü - Stefan Zweig
Zweig'in psikolojik çözümleme takıntısı yine ufak bir hikaye ile karşımızda. Soylu bir aileden gelen Madame Prie'nin sürgün yemesiyle başlıyor olaylarımız. Madame'ın bu olayı kabullenme süreci, geçirdiği sıkıntılı günler ve yaptığı intikam planını anlatmakta kitap. Zweig'in yazılarına aşina olanlar bilirler ki uzun uzadıya psikolojik çözümler yaparak karakteri içselleştirmenizi ve uzun süre akılda kalmasını sağlar. Bence bu kitaptaki karakter bir süre sonra silinip gidecektir. Dönem şartları gereği geri planda kalmış olabilir. Ayrıca çağın ötesinde yazılan eserler gibi değil. Yine de Zweig'in sadık okuyucuları severek okuyacaklardır.





"Çünkü insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi; talihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi."


 6/10
 (Küçük bir psikolojik hikaye) 
İş Bankası Yayınları, 3,90 tl, 56 sf, 2017




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




Kreutzer Sonat - Lev N. Tolstoy
Tolstoy'dan evlilik ve cinselliğin olmaması gerektiğini savunan bir düşünceye dair psikolojik çözümlemelerle dolu bir roman "Kroyçer Sonat". Özellikle kadının, cinselliği kullanarak var olduğunu, başka bir alanda iyi olmaya yönelmeye çalışmadığını, tüm hayatlarının bunun üzerine kurgulandığını, ve bu durumun ortada kalkarsa ancak ahlaki olarak güzel günler görüleceğini savunan bir tezi var Tolstoy'un. Baktığımızda çağ dışı ve yobaz bir görüş olarak geliyor. 
Ancak görüşün değil, halkın tepkisine göre verdiği çözümlemelerin doğruluğunu okudukça insan şaşırıyor. Ben sadece hikayenin sonunda savunduğu düşünceleri anlatırken hiç katılmadım. Hikayede kurgu gibi gözükürken, "Bu da bir görüştür, olayların içerisinde sırıtmıyor." derken; kitap bittikten sonra insan üstü bir savunmaya geçmesi, düşüncelerinin çok yanlış olduğunu düşündürttü.
Yani kısacası, kitap sizi düşünmeye itiyor. Doğru bildiğinizi yanlış olarak aksettirip, sonunda yine doğru bildiğinizi onaylayacak derecede faşizanca yaklaşmış.
Ben okuyan kadınların yorumlarını merak etmiştim, ama sanırım tümüne yakını mükemmel olarak nitelendirmiş. Bu da acayip bir durum bana göre.
Yazım olarak gayet sürükleyici buldum. Bu kadar sayfa felsefe yapıp merakla okutabilmek de hem yazarın hem çevirmenin başarısı.


"İnsan depremlere, salgınlara, korkunç hastalıklara ve her tür ruhsal dalgalanmaya göğüs gerebilir, ama en korkunç trajedi her zaman için yatak odasında yaşanan trajedi olacaktır."

"Kesin bir tanımlama yapacak olursak, yalnızca şunu söyleyebiliriz : Kısa süreli orospular genelde aşağılanır, uzun süreliler ise saygı görür."

"Benim bildiğim, eşitlik var diyorsak eşitlik olmalı. Görücü usulüyle evlenmeyi küçültücü buluyorlarsa, bu bin kez daha küçültücüdür. Orada hiç değilse haklar da şanslar da eşittir, ama burada kadın ya da pazarda bir köle ya da kapana konulmuş bir yemdir."

"Var olmanın tek nedeni vatandaşlarının ahlaki mutluluğunu sağlamak olan hükümetler bile ahlaksızlık organizasyonları yapmaktadırlar, yani erkeklerin minimum gereksinimlerini karşılamak amacıyla kadınları bedensel yönden de ruhsal yönden de yok olmaya sürükleyen kadın sınıfları oluşturmaktadırlar."


 8/10
 (Düşüncelere sevk ediyor) 
İletişim Yayınları, 13,65 tl, 174 sf, 2015




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

____________________________________________________________________
____________________________________________________________________

DERGİ GÜNLÜĞÜ
____________________________________________________________________
____________________________________________________________________



Kafkaokur #20.Sayı

"Öylesine teslimdi ki; yanımdakinin o olduğuna inanmamıştım. Belki de o oydu, ben ben değildim."
İçselleştiremediklerim - Mustafa Silici

"Ne dolu tarafı o bardağın, ne boş tarafı umurumda. İçimi en çok kemiren, bir gün kırılacak tarafı."
Hayal Yolculuğu - Bahri Butimar

"Çocukluk savaşla en fazla çelişen haldir."
Aheste Zamanın Şiiri - Andrey Tarkovski





Tuhaf #3.Sayı

"Ateşli ve cesur olmak - yapacağımız tüm hatalara karşın- dar kafalı ve aşırı temkinli olmaktan iyidir."
Van Gogh

"Niye gözlerin kapakları var da kulakların yok? Niye istediğim zaman kulaklarımı kapatıp duymak istemediğim sesleri engelleyemiyorum?
Bu isyan dolu sözleri, Elias Canetti'nin bir roman kahramanıı söyler. Yaşamını kitap okuyarak geçiren biridir ve çevreden gelen sesler onu aşırı derecede rahatsız etmektedir. O zavallı adamın bir de Türkiye'de olduğunu düşünün."
Müzik ezelden ebede giden suskunluğu yırtma çabasıdır ama sessizliğin sesinden daha güzel bir müziği kimse yazamadı şimdiye kadar."
Si Sesini Duymak - Zülfü Livaneli

 "Ergeenlik çağında aynanın önüne geçip kendisine yakışır bir gülme ya da sigara içme biçimi arayanlar gibi biz yetişkinler de kitaplar okuyarak, psikologlara danışarak, sohbetlerimizde tavrımıza halimize havalar katarak kendimizi arıyoruz."
"Katolikler, asırlardır bir ömür boyunca papazın arkasında durduğu karanlık kulübenin içine girip günah çıkarır, yaptıkları kötülükleri anlatırlar. Tam tersini yapıp iyiliklerini, sevdiklerini anlatsalar olmaz mıydı? Ya müslümanlar? Onlar da tövbe ettiklerine sevap deseler?"
İstemediklerini İsteyebilmek - Gündüz Vassaf

"Hoca biladerle bana baktı : Dövüşmeyi bilmiyorsunuz oğlum.. Biraz az okuyun lan!"
Foça'da Bir Masa - Murat Uyurkulak

"Fotoğraf daha çok şey anlatıyor çünkü. Bir yazar sandaldaki adamı anlatır. Fotoğraf ise insanlara sandaldaki adamın arkasındaki bulutu da gösterir."
Öleceğiz Ulan! - Ara Güler

"Sadece bir kez sebepsiz yere hüzünlendiysen, ömür boyu böyle olursun. İçimizde doğan her fikirle, içimizde bir şeyler çürür. Sadece Tanrı'nın her yerde olduğunu düşünüyoruz ama acı da her yerde. Hayata uyum sağlamanın yolunu nihayet öğrendim. Gömlek değiştirir gibi ümitsizlik değiştiriyorum."
Düşüş / Cioran'dan alıntı - Tarık Tufan





Tezgah #1.Sayı

"Başka bir insanın acı çekmesini seyretmek bizi acılarımızdan kurtarır mı? Hayır, bizi sadece daha yorgun ve ruhunu kaybetmiş insanlar haline getirir."
Tanrının Gözünü Kaybettik - Nurdoğan Rigel

"Gecelerimizin çoğunu hıçkıra hıçkıra ağlayıp uyumaya çalışırken geçirmediysek şefkatten de alacağımız bir şey olmaz."
Mutsuz Bir Genç Olmanın Önemi - Alain de Botton

"Bir kitabı bitirince, kendi yaşamından başka bir yaşamı daha yaşayıp bitirmiş olursun. İnsan kaç kitap okursa o kadar hayat yaşar aslında. Kitaplar bize fazladan can hakkı verir."
Karşı Pencere - Elisa Almina

"Zaten, her yazar, bir okurun şifacısı. Bu yüzden içimizdeki bir suretle değil tüm suretlerle yüzleşmek ve hepsiyle bütünlüklü anlaşarak kendimizi doğurmak olmalı uğraşımız. İşte ancak o zaman yarın belki kendimize uyanırız!"
Her Yazar Bir Okurun Şifacısı - Funda Acar

"Tesadüfler şehri, herkesin bir rastlanılmayanı var. Onca sevilen içinde kimi görse kâr."
Bir Tokadın Sebebi - Batıkan Köse

"İnsan üzerine çok yakıştırdığı bir kıyafet ile o gününün mükemmel geçebileceğini düşünen tek canlıdır."
Jagler - Ozan Akyol

____________________________________________________________________
____________________________________________________________________



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


DERGİ DAĞILIMI



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


YAYINEVİ DAĞILIMI



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




2018 OCAK - 2018 ARALIK
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder