_________________________________
2019 EKİM AYI ÖZETİ
_________________________________
_________________________________
Görülmüştür
İlk uzun metraj film deneyimini elde eden bir yönetmene göre yeterli olan, Türk sineması için güzel bir film sayılabilmesine rağmen benzer konunun defalarca çekilmiş olması dezavantajı ile bir beklentileri karşılamayan bir film görüntüsü içerisinde "Görülmüştür". Bir hapishane görevlisinin mektup sansürlemesi için görevlendirilmesi ile başlayan film, baş karakterin; bir gün hapisteki eşini ziyarete gelen bir kadını görmesi ile devam ediyor. Düğüm bölümü de bu noktada başlıyor. Filmin matematiğinde aslında çok bir sorun yok. Bir problemi veriyor ve sorunlar ile birlikte biraz gerilimle devam ediyor. Sorun senaryonun açılmaması ve film bitişinde ne oldu şimdi sorusunu sordurtmasında. Durum filmlerinde, finale bağlmaması bile bir çok konuda yorum yaptırmaya yeterli olurken bu film için tam olmamış. Ancak gelecek filmler için büyük bir umut ışığı vaat ediyor. Gol olacakken direkten dönmüş gibi bir hissiyat yaşadım.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Ana Yurdu
Ahlat Ağacı'nın kadın versiyonu olarak tanımladığım bir film. Köy; mahalle baskısını, anne; figürü pişmanlıkları; hayalkırıklıklarını, kadın karakterimiz ise umudu temsil ediyor. Yazar olma hevesindeki, aile bağlarını koparamamış fakat pamuk ipliğine kadar inceltmiş bir kadın ile annesinin diyaloglarını, ilişkilerini izlemekteyiz. Filmde farkettiğim kadarıyla 3 oyuncu harici amatörlerden oluşuyor. Gerçeklik ile kurgu arasında gidip gelseniz de farklı bir hava katmış, köydeki kadınların oyunculuğu belgesel kıvamında yansıtıldığı için ortaya güzel bir iş çıkmış. Sıkışmışlık hissini alabiliyorsunuz.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Midsommar
Bir grup arkadaşın bir gün, bir arkadaşlarının önerisi ile bir ayine katılmaya karar verirler. Hayatlarındaki eksikliklerini kapatmayı istemsizce bu ayinle birleştirirler. Konusu, renkleri ve atmosferi ile kendisine hayran bırakan bir film. İşlenişi de aslında fena değil, gerilim dozajının gitgide yükselmesi müziklerin kullanımı etkileyici. Ancak filmde tam olmayan bazı durumlar var. Ritüel olarak geçen asıl gerilim unsurunun neden var olduğu, bunun neden gerçekleştiği ve insanların neden bağlandığı konusunda büyük eksiklik yaşatıyor. Sonuna kadar merakla izlense de yeter artık, saçmalamışlar diyebilecek kıvama gelene kadar da devam ediyor. Fena değil, ancak anlatıldığı kadar da süper bulmadım.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
C Blok
İlk olarak afişi ile dikkat çeken Zeki Demirkubuz filminde Türk sinemasının pek alışık olmadığı biçimde yenilikler görüyoruz. Kurgu anlamında kesilmiş sahnelerin birleşimi ile kadın karakterin gitgide kaybolma anlarına biz de katkı sağlıyormuş hissi doğuruyor. Benzetmeleri sevdiğim için üç yönetmen birleşimi yapacağım bu film için. Apartman teması ve giriş çıkış muhabbetleri için Kieslowski, Kadın karakterin arzu ve otokontrol muhabbeti için Haneke ve son sahnenin güzelliği hikaye anlatımındaki boşluk gibi durmasına rağmen çok şey anlatan bir içerik ile Farhadi karışımı bir hikaye izliyoruz C Blok'ta. Filmdeki cinsellik göndermelerinin altı pek dolu olmasa da farklı hissiyatlar için bile izlenebilir.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Üçüncü Sayfa
50 Dolar para bulamadığı için intihara kalkışması kadar gerçek ve yoksulluk kokan bir film. Ruhi Sarı ve Başak Köklükaya'nın zayıf ve bitkin halleri ayrı bir hava katmış. Senaryo ve akış olması gerektiği gibi. Ters köşeler de gayet başarılı. Dönemin havasına uygun, politik ve sosyal göndermeler de hala geçerliliğini koruyor. Kaldı ki o dönemde 6 sıfır atılmadan 275.000 olan dolar, günümüzün parasıyla 0,27 tl yapıyor, ilginç gerçekten. Bazı yenilikler de getirmiş Demirkubuz bu filmle. Meryem karakterinin meşhur tiradında konuşma devam ederken ara ara dudağının oynamaması, çok hızlı konuşması, hem mecalinin kalmamasına hem de artık bir an önce bu hayattan çıkmak istemesine delalet sanki. Dublaj konusu dışında bulabildiğim bir eksik yok.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Nuh Tepesi
Çok sağlam bir metni var filmin. Yıllar öncesinde diktiği ağacın altına gömülmek için kasabaya geri dönen baba, kasabaya vardığında bu ağacın ticari bir dinsel öğe haline geldiğini görür. Çatışma noktaları ve verdiği mesajlar güzel. Ali Atay döktürüyor. Haluk Bilginer oldukça sade ve etkili. Finali güzeldi. Tek sorun filmin patlama noktasının belli olmaması ve belli aralıklarla ivmesinin düşmesi, bu noktalarda sürekli çıtayı yukarı çeken Ali Atay'ın oyunculuğu oluyor. Gelecek için ümit verici işler.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Monos
Hiç böyle bir film beklemiyordum. Harika bir yönetmenlik işi. Monos adı altında birleşen bir grup insanın kurallar dahilinde hareket ettikleri ve birlik oluşturup nereden geldiğini bilmediğimiz bir güç için savaşmalarını izlemekteyiz. En güzel özelliği filmin hiç eyvallahı yok, çatır çatır bir film çekmiş yönetmen. Film amazonda geçiyor ve sizi de ilginç doğasına davet ediyor. Bunu da dar açılarla destekliyor. İnanılmaz etkileyici bir finale sahip ayrıca. Bu kadar anlam yüklü bir final beklemiyordum.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Kızkardeşler
Köy yerinde yetişen 3 kız kardeşin sırasıyla hali vakti yerinde olan ve kentte yaşayan bir aileye bakıcı olarak gönderilmesini konu alan bir film. Hor görme, gurur, umut ve aşk üzerine güzel çıkarımlar yer alıyor. Harika bir atmosfer, oyunculuklar oldukça başarılı ve yine çatışma konusu olarak Kırsal - Kentsel çekişmeyi odak noktasına alıyor. Müzikler ŞAHESER! Film bittikten sonra bütün salon yazıların tamamını bitmesini bekledi müzikler sayesinde. Türk sinema tarihinin en iyi filmlerinden bence ilk 20'ye girer. Tekrar izleyeceğim.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Ceviz Ağacı
Bilmemek
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Küçük Şeyler
BONUS
Buzlar Çözülmeden
(Tiyatro)
Kışın fazlasıyla çetin geçtiği bir kasabaya, bir gün bir kaymakam gelir ve bilindik tüm kuralları yıkarak ütopik bir gelecek hazırlar. Komünizm övgüsü, sistem eleştirisi, izleyicinin kendisiyle yüzleşmesi gibi olguları ve duyguları yaşatan bir oyun. Karakterler, sunum, kıyafetler, atmosfer her şey yerli yerindeydi. 2,5 saatlik bir oyuna göre çok hızlı aktı. Sürpriz bir son beklemiyordum, güzel de saklanmış bence. Biraz heyecanlı konuşacağım ama sanırım 4 sezondur Antalya Devlet Tiyatrosunun çıkardığı en iyi 5 oyundan biri bana göre. Ayrıca filminin de olduğunu öğrendim bu metnin. Onu da izlemek istiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder