5 Eylül 2020 Cumartesi

2020 Eylül Ayı Okuduklarım

_____________________________________________

2020 EYLÜL AYI ÖZETİ
_____________________________________________



      

      


_____________________________________________




Kovulmadım Ben Ayrıldım

Gündelik hayatta, bildiğimiz hisleri dolandırmadan anlatmayı başarabilmiş yazar. Oldukça sade anlatımı var ve durum hikayeleri yer almakta. Takip etmekte fayda var. Alakarga'nın öykücüleri takip edilmeye değer. Yine de bir kaç noktada hoşuma gitmeyen yanlarını belirteyim. İlki öykülerde akılda kalabilecek farklı bir öykü yoktu, yazım dilinde farklılaşmış bir durum yoktu, üstüne teknik olarak da devamlılık ile ilgili bana göre bazı eksikler yer almakta. Yazar karşı cinsten karakterlerin gözünden de yazmış bir kaç öyküyü. Bunların hiçbiri inandırıcı gelmedi. Karşı cinsin gözünden bakmak biraz zor, bir cümle ile bile direkt öyküden kopabiliyorsunuz. Bunu layığı ile yapabilen yazar sayısı çok yok. Çünkü zor bir meydan okuma. Kısacası takip edilmesi gereken, kolayca okuyabileceğiniz, sıkıntınızı geçirebilecek bir kitap. Fazlasını beklemeden okursanız mutlu olursunuz.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Kumların Kadını

Bir adamın böcek arama bahanesiyle evden çıkıp, sırra kadem basmasıyla başlayan kitap adamın, kumların hayatı zehir ettiği bir köyde kendini bulmasıyla devam ediyor. Bu haliyle bile gerçeküstü gözüken hikaye, Kobo Abe'nin yoğun atmosferi anlatmaya başlamasıyla çeşitleniyor ve felsefi hikayesi mi yoksa sürükleyici olmaya çalışan bir roman mı olduğunu anlayamadığımız şekilde devam ediyor. Kitabın en büyük özelliği kumlar üzerinden üstünü kapadığımız cinsellik, toplum baskısı ve yalnızlık hislerini anlatması olmuş. Japon edebiyatında cinsellik bir tabu yıkılışı gibi bir yerlerde mutlaka geçiyor ilginç biçimde. En sevmediğim özelliği ise felsefi konuların kumlar ile bağlandığı kısımlarda zorlama gibi gelen ve konular arasında bütünlük oluşturamadığım şekilde ilerlemesi. Kendi başına baktığımızda bilgiler ve önermeler çok güzel fakat bütünlük anlamında zorluyor. İlginç bir deneyim yaşamak isteyenlere öneririm. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Abis

Okyanuslarda güneşin erişemediği kısımlara verilen admış "Abis". Gayet güzel bir isim seçimi çünkü kitapta da karanlık kalan köşeleri, mutlu olabilmeyi seçebilecekken körü körüne ve/ya zorla döndürüldüğümüz mutsuz hayatları anlatıyor. Hikayelerin teması ölüm. Yan durumlar için, Tecavüz, Cinayet gibi sert anlatımlar eklenmiş. Kısa hikayelerin çoğundaki nefret duygusu bir miktar rahatsızlık verse de geneli itibari ile tanıştığınıza memnun olabileceğiniz bir yazar Aslı Tohumcu.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Dijital Zeka

Umut Bey'in bir atölyesine katılmıştım, kendisi oldukça dolu ve bilgi hakimiyeti ile etkileyici bir sunum gerçekleştirmişti. O günden sonra yazılarını takip etmeye başladım. Dijital Zeka'da da oyun bağımlılığı ibaresini görünce hemen başladım. Çocuklar ve ailelere çok güzel yönlendirmeler var. Yeni nesli (Z kuşağı) anlayabilmek için iyi bir adım olabilir bu kitabı keşfetmek. Kitapla ilgili 2 kısmı sevmedim. İlki, devlet ve siyaset ile ilgili kısımların konuyla alakasını kuramadım ve yer yer dijital zeka konusu çok fazla dağılmış geldi. Diğer kısmı ise, hala daha kişisel gelişim kitaplarında sorular ve cevaplara göre verilen yönergelerin devam etmesi. Okuyucular daha kolay anlasın diye yapılıyor bu maddeler ama bana artık hiç yenilikçi gelmiyor ve anket dolduruyor gibi hissettiriyor.

"Biz annemize ve babamıza karnımız aç diye giderken, oğlum bana "baba arkadaşlarımla oyun oynamak için server (kurucu) kuracağım" diye geliyor. Peki biz buna yeterince hazır mıyız?"




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




Durmadan Leyla

Romantizmin epik bir eleştirisi olarak görebileceğimiz, mitolojinin yerelleşmiş bir hali ile gündelik yaşamı birleştiren fantastik bir konuyu ele alıyor kitap. Eros karakteri, lgbt öğreler, "dişi" olarak geçen ve adı verilmeyen ana karakter, günümüz ilişkilerinin vıcık tarafları, kimi zaman aşk tanrısının bile çaresiz kalması kitaptan hatırlanabilecek öğeler. Bazı paragraflar cinsel öğeler taşımakta ve sert bir üslup ile anlatılmakta. Benim için ilgi artıran bir unsur bu. Ayrıca Eros üzerinden 4.duvarı yıkan bir anlatımla aslında aşk tanrısı da bizimle birlikte işlişkiyi izlemekte ve bazı ayrıntıları insan üzerinden anlatmakta.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Delibo

Murat Uyurkulak'ın Tol'dan bu yana yarı serkeş, alkolle bezenmiş hikayelerinin son halkası olan Delibo, karakterinin ortalarda gözükmeden ana hikayenin konusu olan bir hikayeyi anlatıyor. Yusuf'un katmanlı hikayeleri kurgusal doğrultuda iç içe geçerek bize imkansız bir aşkın, kaybedilmiş gençliğin, bir aşk uğruna yapılan bir hatanın ve bunun sonuncunda bir ömre bedel çok güzel kaybedişleri vaad ediyor. Delibo bir gençlik, bir aldanış, bir aldatış ve bir sonvarış öyküsü. Delibo, sevdiğinin adını okul sıralarına yazan ve bunu da lalettayin yapmadan, dolandırmadan neyse o şekilde tamamlayan bir yeniyetmenin öyküsü. Delibo, varamayışların, varmak isteyip de gitmek istemeyen ayakların öyküsü. 

"Babam annemin tabutunun altına girdi. Benim gücüm kardeşimin ufak tabutuna yetti. mezarlarına toprak atarken ağladık. Cenazeden sonra Uzun Çarşı'da birer porsiyon tandır kebabı yedik. Otobüse binemden önce iki kilo Afyon sucuğu almayı da ihmal etmedik."

"Ruhumu tam ortadan ikiye biçen, yaşamak istikametinde ne kadar mecalim varsa hepsini alıp götüren, ömür boyu unutmadığım... Güldü! 
Babam gülerdi, beni ne zaman görse gülerdi, çünkü severdi beni, güzel de gülerdi, sıcak, müşfik, aydınlık...
Zekadan, sevinçten, şefkatten hasretten kuvvet almayan bir gülmekti. Tastamam sefaletin gülüşü... Nasipsizliğimizin, kadesizliğimizin gülüşü... Yavan bir ömrün ortasında, zavallı bir yaşama gayretinin gülüşüydü işte bu."

"Ve zengin olmanın, benim gibi sefillerin aksine, hayatta her daim bir milat beklememek anlamına geldiğini.."

"Şiirin gücü lanetinden gelir. Yalan söylemeyen şiir yoktur. Şiire samimiyet, dürüstlük, iyilik gibi özellikler yüklersen cevherini öldürürsün. Şiir ilhamını cennetten değil, cehennemden alır."

"Fehmi'deki nasıl bir afet arzusuysa artık, Tayfun ile Tufan koymuştu oğlanların adını."

"Zenginleri niye hemen öldürmüyorduk da kitaplarla oyalanıyorduk?"



______________________________________






______________________________________

BONUS





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

DERGİ DAĞILIMI


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


YAYINEVİ DAĞILIMI





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


2020 OCAK - 2020 ARALIK
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder