_____________________________________________
2021 EYLÜL AYI ÖZETİ
_____________________________________________
Tiffany'de Kahvaltı - Truman Capote
Holly Golighytly adında unutulmaz bir karaktere can verilen kitap, en düzgün anlatımla evinde erkekleri ağırlamayı seven, hayata karşı duruşunu "gününü gün etme" olarak benimsemiş, herkese "sevgilim" olarak hitap eden bir kadın ve onun komşusunu ele alıyor. Komşu aşık, ancak kıskançlık yapmıyor, tabii içten içe kendisini yiyip bitiriyor. Kadın yabancılaşmış, çok konuşuyor ama tatlı bir konuşma, ne kadar yanlış gelse de anlam arıyorsunuz ve saçmalıklara rağmen karakteri seviyorsunuz. Yazar zamanının en iyilerinden sayılıyor. Filminden önce okumak istedim, yazarın okuduğum ilk kitabı. Devamı da gelir dilini sevdim. Sevmekten öte benimsedim.
"Eğer kendini yabanıl bir şeye kaptırırsan, sonunda gökyüzüne bakakalırsın."
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Pedro Paramo - Juan Rulfo
Latinlerin gerçeküstü romanlarına bir türlü ısınamıyorum. Marquez'de de aynısı oldu. 3 kitabını okumama rağmen hala zorlukla bitiriyorum. Pedro Paramo da gayet tatlı başlayıp bir anda bir keşmekeşin içine itiyor bizi. Yahu gayet güzel bir konu üzerinde yoğunlaşmışsın. Ölüm-yaşam arasına bir de iç savaşı sıkıştırmışsın. Bu kadar karakterin arasında keskin dönüşler yapmaya gerçekten gerek var mı? Belki de insanlar bu tarzı seviyordur ancak benim başımı döndürüyor. Pedro Paramo kimdir? Don Pedro nasıl biridir? Bunların cevabını net olarak veren biri var mı? Özellikle kitaba ismini veriyorsa. Toptaş'ın karakterden bahsettiği ama karakterin hiç gözükmediği kitap gibi de olabilir tabii bilemiyorum. Bu arada Tomris Uyar çevirisi müthiş. Sırf onun için okudum diyebilirim.
"Sesi her şeyi kucaklıyordu sanki."
"Dinle. Yukarıda yağmur yağıyor. Damlaları duyuyor musun? Biri tepemizde yürüyor sanki."
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Güvercin - Patrick Süskind
Kendi halinde ve oldukça sıkıcı bir hayatının olduğunu anladığımız Jonathan Noel'in bir gün uyandığında yaşadığı yerde güvercini görmesiyle birlikte tüm korkularının peşpeşe açığa çıkmasını anlatan, metaforları yerinde kullanan bir kitap "Güvercin". Karakter sıkışmış, kendi düzenini devam ettirmeye kararlı, değişiklikten korkan bir yapıda. Bağımsızlığın simgesi olan güvercin ise değişme arzusuna karşı koyduğu direnci temsil ediyor. Zaten okudukça anlıyoruz ki korkularının sebebi aslında insan içine çıkamayışının da ta kendisi. Zaten finalde de yine bir ikilem yaratarak noktalıyor kitabı yazar. Jonathan Noel'in değişip değişmediğini bilemiyoruz ancak korkularımızın ne derece esir aldığını ve onlar ortaya çıkmadan önce bunların farkında olmadığımızı da net biçimde göstermiş. Etkili bir uzun hikaye idi. Zaman zaman rus edebiyatı tadı da aldım.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
O Sırada İkinci Kitap - Erman Çağlar
Erman Çağlar mizahı diye bir şey var, evet. Sevmediği bir insanla aynı evde yaşayan insan memnuniyetsizliği var yazarda ve bu da hayattan memnun olmayan insanları gayet mutlu ediyor. Sürekli karşılaştığım, aslında komik olmayan (karşıdaki için ciddi) durumlara sonradan attığım kahkahaları hatırlıyorum. Asansör, vapur, bakkal. Bir sürü yerde geçen benzer tespitler ve iç sesten gelen bu durum resmen komik ama anlatılamaz diye yaşadığımız anları, birer birer döküyor eteğinden. Erman Çağlar etek giymez biliyorum. Safkan bir erkektir kendileri. Sevgiler, Evren.
"Değişik bir şey deneyeceğim bu akşam. Bir bira, bir maden suyu sırayla içeceğim. Az bira içmiş olacağım, midem az yorulacak. Böyle düşündüm. Gece ilerledikçe fikrin özü uçup gitti kafamdan, biranın yanında maden suyu içmeye başladım. Ne yapıyorsun diye müdahale edenlere de bira böyle içilir diye iddia ettim."
"Haksız olduğum konuda tartışırken sesim kuş sesine benzer. Rakibimi sakinleştirmek amacıyla."
"Normalde çok önemli bir durum olmadıkça ya da uzun yola gitmiyorsam ya da uçağa yetişmesi gereken bir yakın akrabayı havaalanına götürmüyorsam sabahın altısında kalkmam. Öyle bir durum varsa da altı buçukta kalkarım. Yarım saat geç giderim gittiğim her yere. Şaşmaz ve güven veren bir sabit yarım saatlik gecikme benim hayatımda."
"Apartman yöneticisinden bir süre asansörü durdurmasını, elektrik ustasının asansör boşluğuna girebilmesi için bazı kilitler açmasını, asansör boşluğundan geçen elektrik kablosuna inanmasını isteyeeğim. Gel sevişelim desem aynı şey. Tepkisi aynı olur herhalde, aniden telefon açıp sevişelim mi desem. Seks yapalım mı? Aynı derecede şok olur, aynı derece sinirlenir. Aynı şekilde gönlünden kopup gelen bir hayır der."
"Tuvaletlerin oraya geldiğim için, hazır gelmişken gireyim dedim. Kaybedecek neyimiz var? Yüzümü yıkarım, saçıma bakarım falan. Bir şekilde geçer zaman. Girince bütün tuvaletin bomboş olduğunu fark ettim. Bomboş, kimse yok. Çok ender olan bir olay. Elimde olmadan "keşke şu an kakam olsaydı" diye düşündüm, "rahat rahat kakamı yapardım." Bir şekilde otuz yıldır yaşıyorum, daha önce hiç "kakam yok" diye üzülmedim."
"Birisi karşılıklı konuşurken bana "gençlerimiz bazı şeyleri bizden çok daha iyi biliyorlar, ama bazı şeyleri de tabii bizim kadar bilemiyorlar" dese "az önce hiçbir şey söylemedin" diye uyarırım karşımdaki insanı."
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Kusursuz Bir Mesafe - Utku Yıldırım
Utku Yıldırım'ı blogundan tanıyorum. Harika ötesi bir blogu var. Sayısız müthiş kitabı kendi üslubunca yorumluyor ve şarkılarla süslüyor. Entelektüel zekasına güvendiğim için de bu kadar farklı yazarı okuyan bir kişiden çıkan metni merak ettim. Kitap ilişkilerdeki yabancılaşmaya odaklanmış. Erkek gözünden ilişkiye bakıyoruz. Arkadaşlar, sevgililer, anne baba yardımcı roldeler, onlar hakkında çok fazla tespitimiz yok. Karakteri içselleştirdiğinizde bu durum ne kadar bencil yaklaştığımızı bizi hatırlatıyor aslında. Bu güzel. Araya okunan güzel kitaplardan bir kaçı yerleştirilmiş. Daha fazlasını beklerdim. Farklı bir deneme vaadediyor ancak normal bir aşk romanı. Muadillerinden daha iyi yalnız. En azından afili cümlelerin altı dolu, hissiyat yağsız. Sonraki kitabını okur muyum? Evet, okurum ancak biraz süre geçmesi lazım.
"Ağaçlar uyandırıyor, dışarıyı izliyoruz. Camdan yansıyan yüzünde huzur var, önemli bir işi başarmanın mutluluğu. Yansımanı yüzünden daha çok seviyorum Derin. Gözlerinin içinden ağaçlar akıp gidiyor, belki ondan."
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Mahallenin Kısmeti - Aziz Nesin
3-4 kurgu, kurgudışı kitap arasına bir Aziz Nesin kitabı sıkıştırmak iyi oluyor. Pit stop'a girmiş gibi beyin bir duruluyor yenileniyor. Her Nesin kitabında olduğu gibi yine değişen hiçbir şeyin olmadığını görmek biraz üzse de, içten atılan kahkahalar iyi hissettiriyor. Bu kitapta toplanan öykülerin birkaçı erkeğin kadın üzerindeki baskısı üzerine, bazıları siyaset, kimisi de kişinin açgözlülüklerini ele alıyor. Adını aldığı hikaye ise en uzunu.
______________________________________
______________________________________
BONUS
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
DERGİ DAĞILIMI
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
YAYINEVİ DAĞILIMI
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder