_____________________________________________
2022 OCAK AYI ÖZETİ
_____________________________________________
_____________________________________________
Az Şekerli - Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik, hayalini kurduğum bir hayalin yazarı. Sürekli bir boşvermişlik, Albert Camus havaları var. Hikayelere de bu yansıyor. Okurken ya da dinlerken sürekli denizin kenarında güneşleniyor havası alıyorum. Bir de bulmaca çözüyor gibi hissediyorum. Kelimeler o kadar geçiş dönemine ait ki, bu kitabı okuduktan sonra orta üstü bir bulmacayı rahatlıkla bitirirsiniz. Yılların alışkanlığı bulmaca olan kişilerin dipnotlarda verilen açıklamalara gülümseyeceği aşikar. Güzel bir hikaye kitabı, Sait Faik ile tanışacaklara önerilir.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Albay Chabert - Honore de Balzac
Bir eve dönüş ve hayalkırıklığı hikayesi Albay Chabert. Öldüğü sanılan bir askerin eski hayatına geri dön(eme)mesini anlatıyor hikaye. İlişkiler, hiyerarşi ve toplumsal kademeler hakkında güzel dokundurmalar içerse de sefaletleşme ve yoksunluğun hiç bitmemesi durumu can sıkıcılığa yol açıyor. Büyülü gerçekçiliğe yaklaşan fakat realist bir açıdan devam etmeyi seçen hikaye, somut biçimde sürekli olarak kötüye giden durum gerçekçilikten ayrışıyor. Balzac'ın bundan çok daha güçlü hikayelerinin olduğunu düşünüyorum.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Kafa'da Kalmasın Schopenhauer'ın Askerleriyiz! - Can Yılmaz
Can Yılmaz'ın mizah anlayışını severim, önceki hemen hemen tüm kitaplarını keyifle okumuşumdur. Kafa'da kalmasın durumunu serileştirmek istiyor anladığım kadarıyla. Peki bu kitapta mizahi yönü güçlü olan yazar bize ne vaad ediyor? Dokunaklı hikayeler. Samimi öyküler. Yapabilmiş mi? Hayır. Beni zerre etkilemeyen hikayelerle karşılaştım. Empati yapmak için zorlanmış, sanırım İstanbul'da büyümenin samimi yazarlığa etkisinin negatif olduğunu söylemek durumundayım. Son öyküde bacakları olmayan bir kişinin ağzından yazılmış öykü kitabı özetlemeye yetiyor. Alışmadık kaba et giysi tutmuyor. Bir grup arkadaşın kendi aralarında çevirdiği geyiklerden oluşan "Mahalle mizahı" Can Yılmaz'ın işi. Hüznü, mizahtan çıkardığında başarılı bana göre. Bir de dilimin ucuna gelip duruyor sürekli Schopenhauer'ın bu kitapla ne alakası var!
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Kopuk - Sine Ergün
Sine Ergün'ün öyküde kullandığı "büyülü geçiş" tekniği farkını getiren özelliklerinden biri. Hikaye anlatılırken bir geçiş oluyor ve başlangıç ile bitiş arasında inanılmaz bir değişim oluşuyor. Bu geçişi anlamamak ise ilgi çekici bir durum oluşturuyor. Buna benzer bir "büyülü gerçeklik" ise Kopuk romanında yer alıyor. Duvar metaforuna yüklenen geri dönüş hikayesi gayet oturaklı duruyor. Anımsama konusundaki aktarılanlar da yerli yerinde. Fakat karakterin geri dönüş hikayesine kendimi veremedim. Çok havada kalmış geldi (ki bilinçli bir seçim muhtelemen). Asıl anlatılmak isteneni vermeyi tercih etmiş yazar.
"Neye güvenecek o zaman, diye düşündü. Bellek olan biteni baştan çizip duruyorsa, şimdi hep geçmişi anımsıyorsa, gelecek zaten bir korku biçimi."
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
BONUS
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
DERGİ DAĞILIMI
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
YAYINEVİ DAĞILIMI
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder