8 Nisan 2024 Pazartesi

2024 Mart-Nisan Ayı İzlenenler

               

 _________________________________

2024 MART - NİSAN Ayı İzlenenler
_________________________________
    

  
      

      


  

________________________________
 



Oppenheimer

Nolan Tenet'ten sonra pandemi ile çöküşe geçen sinemayı kurtarma hamlesi olarak çıkardığı Oppenheimer'da yine tartışmalara sebebiyet verdi. Yönetmenin alışık olduğumuz bilimkurgu hikayelerinin ekseninde ilerlediği ancak gerçek bir hayat hikayesi nedeniyle kurgularıyla fazlasıyla oynadığı bir film görüyoruz. Zira 3 saatlik süresi de değindiği konular için bile yeterli kalmamış gibi. Görkemli bir sinema yaratayım, her konuya değineyim de karakterleri içselleştirin hamlesi, kurgunun parçalı bulutlu olmasıyla seyirciyi seyir zevkinden uzaklaştırıyor. Hikaye anlatımı ve ilgi odaklılığı konusunda evet bir deha olarak görülebilir Nolan, fakat kendi matematiğine aşık bir yapı, her karakterin altını kendi hikayeleri ile doldurma çabası bir tutarlılık problemine yer açıyor. Oppenheimer'ı, iyi çevrilmiş bir biyografi filmi olsa da kötü anlatılmış bir atom bombası hikayesi olarak düşünüyorum. Sadece karakter üzerinden sağlanan anlatı, atom bombası maddesine de giriyor, ancak maddenin sonuçları ya da yarattığı psikolojik durumları es geçiyor. Sadece karakter üzerinden ilerleseydi bu sefer de adı bilinmeyen bir bilim insanının hayatını belgesel tadında izleyecektik. Bu ikilimden sağ çıksa da bence bir kaç önemsiz uzvunu yitirmiş gibi bir hava aldım.  




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



The Zone of Interest

Bu senenin sinema sanatı anlamında en dikkat çeken filmlerinden biri The Zone of Interest'in alamaeti farikası anlattığı hikayeyi, hikayeyi egzajere etmeden anlatabilmesi. Yahudi soykırımını anlatırken, savaştan görüntüler vermeyip sadece ses ve diyaloglarıyla gerginliği veren, sizi savaşın ortasında kurulan bir cennette tam da hissetmeniz gerektiği gibi hissettiren bir film. Kayıtsızlık şenliği gibi bir anlatım ile gerçek bir hikayeden yola çıkarak, vurucu bir savaş karşıtlığı gösteriyor Glazer. 2023 senesi filmler adına pek iç açıcı geçmese de The Zone of Interest tek başına çıtayı yukarıya taşıyor. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Poor Things

Lanthimos sinemasına biraz mesafeliyim. Yapmak istediklerini çok iyi uygulayan yönetmenin yapmak istedikleri konusunda hep takıntılıydım. Poor Things benim artık Lanthimos'u kabul etmem gerektiğini gösterdi. Bana göre yönetmenin en doygun en sinematik ve tutarlı işi. Bir karakter üzerinden eril güçler hakkındaki eleştirileri, yarattığı büyülü gerçekçi dünyası, mizahı, karakter gelişimi ve hikaye anlatımı muazzam. Oynayan her oyuncunun karaktere katkısı son derece başarılı. Kostümler, renkler, müzikler tam bir sinema şaheseri. Poor Things sadece 2023'ün değil, son 10 yılın en iyi filmlerinden yer alıyor bana göre. Ödüllerde adil bir dağılım yapılsaydı seneyi süpürür geçerdi. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Lights in the Dusk

Aki Kaurismaki sinemasına bir kez adım attığınızda ve bu dünyayı sevdiğinizde devamını getiriyorsunuz eli mahkum. Lights in the Dusk da yine önceki filmlerde defalarca gördüğümüz hikayenin başka bir yansımasını görüyoruz. Yine işçilerin gündelik yaşamı. Durağan diyaloglar, gerçekleşmeyen buluşmalar, ana karakterin tartaklanması, kısa ayaklı köpek, yemek sahnesi ve dahası. En iyi filmi olduğunu söyleyemeyiz ama Kaurismaki sinemasında öne çıkan filmlerden biri olduğunu söyleyebilirim. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Perfect Days

Wim Wenders öyle bir Feel Good Movie ile geri döndü ki literatüre Feel Good Good Movie olarak geçebilecek bir janr yarattı. Karl Marx gelse bu kadar iyi güzelleyemezdi işçilerin yaşamını. Bir temizlik görevlisinin rutin hayatının olağanüstü güzelliğini, yaşama nasıl bakıyorsanız öyle yaşadığımızın gerçekliğini mükemmel bir dille ve inanılmaz güzel müziklerle anlatıyor. Wenders'ın felsefe yapmadığı filmlerde daha da iyi olduğunu düşünüyorum. Paris Texas'ta aldığımız kuru mutluluğu bu sefer daha yumuşatarak algılıyoruz. Çok çok başarılı ve her 3-4 senede bir izlenecek bir film çıktı çok memnunum.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Landscape in the Mist

Landscape in the Mist adından da anlaşılacağı üzere puslu bir dünya çizerek gerçekleri saklayamayacak kadar güçlü metaforlarla bizi 2 kardeşin hikayesine sürüklüyor. Biri oyun çağında biri ise ergenliğe giriş sürecinde olan iki kardeş babalarını aramak üzere yola çıkarlar. Yolda dünyanın gerçeklikleriyle acımasızca karşılaşırken, yol arkadaşlarının hayatlarında bıraktıkları izleri onlarla birlikte takip ederiz. Her sahnenin bir tablo gibi özenli gösterimi, görsel açıdan doyuruculuğu, hikayenin izleyenlerin içlerinde bir yerlere dokunması, operavari bir sahne geçişi, her sahnede yer alan ayrı metaforik göndermeler, bu filmi tanımlamak için yeterli bile kalmıyor. Çocukların durgunluğu, çevredeki insanların bir duyarsızlık içerisinde yapmacık yaşayışları, sisler ve ipleri kendimizin tutamadığımız savrulan hayatlar. Angelopoulos'un en iyi işlerinden biri.



 ➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



 ➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




 ➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





 ➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤







➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

OCAK-ARALIK İZLENEN FİLM ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI






2024 OCAK - ARALIK İZLENEN 
FİLMLER & DİZİLER & SAHNE SANATLARI








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder