9 Mayıs 2017 Salı

2017 Mayıs Ayında Okuduklarım

______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

2017 MAYIS AYI ÖZETİ
______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________

      






______________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________



Oysa Herkes Kendisiyle Meşgul - Murat Gülsoy
Murat Gülsoy'un yazma üzerine kafa yorduğu yılların en başına gidiyoruz bu kitap ile. Yazalım, ancak nasıl yazalım sorusunun baş gösterdiği, katmanlı yazım tekniklerine adım attığı yıllar. Bir öykü anlatırken, o öykünün üzerine başka bir kat eklenip yazının içerisinde başka bir boyut oluşuyormuş hissi yaratan hikayeleri seviyorum. Borges okurken edindiğim duyguları Gülsoy okurken de hissediyorum. Bunu en çok hissedeceğiniz öykü Gecenin ve Yazının Bilgeliğine dair öyküsü olacak.
İlk kitabı olmasına rağmen okumaya değer olduğunu düşünüyorum. Murat Gülsoy ne yazsa okunur zaten.

1- Kıtmiir Kıtmiiir : İnzivaya çekilip rahat biçimde kitaplarını okuyan bir yazarın, gittiği köyde bekçi ve köpeği dışında kimse olmaması onu tedirgin etmektedir ve bir gün oluşan bir doğa olayı nedeniyle olaylar gelişir. Güzeldi.

2- Kadınların Gölgesinde : Tuhaf bir hikayeydi. Bir avukatın dava kazanabilmesi için kadının kocasına mektuplar göndererek suç üstü yaptırtmak için başlayan olaylar bambaşka bir hale dönüşecektir. Kurgu değişikti.

3- Keşifler ve İcatlar Ansiklopedisi : Küçüklüğünde değişik bilgiler olan ansiklopedileri okumayı seven bir yazar, başarısız hikayeler yazdığını anladığında balkonunda rakı içmektedir. Daha sonra bu buhranlarla birlikte belki de hayatının en çarpıcı hikayesini o gece yazacaktır.

4- Körebe : Sevdiği kıza yakın olabilmek için kızın sevgilisinin davetini kabul eden karakterimiz, gittiği evde oynanacak oyun ile birlikte hayatına bambaşka biçimde devam edecektir.

5- Randevu : Müdavimi olduğu mekana görüşeceği kızı davet eden adamın hüzünlü hikayesi. 

6- Açık Çek : Açık Çek isimli tabloyu incelediği sırada bir kızdan hoşlanan adam, kızın giderken bıraktığı bir cümlenin ardından bulmacayı çözerek ona ulaşmaya çalışır. Modern bir külkedisi masalı misali. 

7- Gecenin ve Yazının Bilgeliğine Dair : En beğendiğim öykülerden biri oldu. Çok katmanlı bir öykü. Kahramanımız, yazar olabilmek için usta adı verilen bir adamın yanına gider, diğer 3 arkadaşı ile birlikte yazar olabilmek için ustanın verdiği talimatları birebir takip eder. Sonrasında bu olay tek bir soruya dönüşür. Yazar olan yazan kişi midir? Yoksa olayları size nakşeden arkadaşlarınız, çevreniz ve ya yaşadıklarınız mı?

8- Kendini Orhan Pamuk Sanan Adam : En değişik öyküydü bu da. Sıradan bir sitede, site sakinleri 54 numaralı odada Orhan Pamuk'un oturduğu söylentisini yayarlar. Bunun doğru olmadığını düşünen kahramanımız, olayın iç yüzünü öğrenmek için 54 numaralı daireyi ziyaret edecektir. 

9- Gaia ile Tanışma : İlişkisinde sorunlar olan bir adamın, toprak belgeseli çekmek için doğa açılma öyküsü.

10- Mahşerin Otuz Beş Dakikası : Hastalığı nedeniyle hastaneye giden bir kişinin şeytanın avukatı ile giriştiği kendince muhabbetleri.

11- Değiştikçe Aynı : Kaderi değiştirebilir miyiz sorusuna değişik bir bakış açısı.



"Her yenilik bir başkaldırı tabii. Fakat isyanı devrime götüren yol biraz uzun."

"Cimriliği sergileyen kısa gözkapaklarını, kendinden başka kimseyi düşünmediğini belli eden soğuk, düz ve pürüzsüz ellerini, kibir ve kıskançlığın apaçık göstergesi olan burun deliklerinin büyüklüğünü yıllar geçtikçe fark ettim."

"Bir kez olsun ağladığını görmek için neler vermezdim! Herhalde bu, hayatımızda bir dönüm noktası olurdu. Dönülecek bir nokta kalmadığı için, düz bir çizgiye dönüştüğü için ve ben, ben böylesine aciz olduğum için bitti, değil mi? Hiç ağlamayan kadın ve büyümeyen oğlu."


 7/10
 (Gülsoy'un ilk kitabı, okumaya değer) 
Can Yayınları, 10.40 tl, 175 sf, 2015





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Komi ve Kemikler - Gönül Çolak
Yusuf Atılgan kaleminde bir yazar diye nitelendirilen Gönül Çolak'tan, uzun süre aldığı ödüller nedeniyle okumak istediğim bir kitaptı bu. Aklımda yer etse de nedense girdiğim kitapçılarda bulamadığım için hep sonraya erteledim. En sonunda toplu bir sipariş ardından uzun bekleyişten sonra kitaba kavuştum ve kısa sürede de bitirdim. Öncelikle belirtmeliyim ki konular karanlık. 4 adet öykü var hepsi kafkaesk atmosferde, hem yazar hem karakter gözüyle yazım tekniği uygulanmış biçimde bunaltı konuları taşıyor. Özellikle ilk hikaye (kitaba da ismini veren) cidden çok farklı geldi. Uzatılıp roman olabilme kapasitesi olan bir hikayeydi.

1- Komi ve Kemikler : Pencereden karşı daireyi izleyen bir yazarın/karakterin izlediği adamın (komi) üzerinden giderek onun hayatıyla ilgili yazdığı hikaye ile başlayıp, kominin de gözünden kendisini izleyen kadın hakkında düşüncelerini de taşıyan bir öykü. Katmanlı gidiyor. Borges ve Sine Ergün (daha sonra çıksa da) esintileri görebilirsiniz. 

2- Karanlık Oyunu I : Bir sokakta hayatınızla ilgili olduğunu sandığınız tünele girmeye karar veriyorsunuz. İçerisi karanlık, yüzleşmeye hazırlanın. (Aylin Balboa kesin Gönül Çolak okumuştur diye düşündüm nedense)

3- Karanlık Oyunu II : Birinci hikayenin devamı gibi gözüken fakat yine çok mekan ve zamanlı bir hikaye. Nerede olduğunuzu bilemiyorsunuz. 

4- Sokak Çocukları Yanılmaz : En sevdiğim 2.öykü oldu bu kitapta. İstanbul'un arka sokaklarında geçen ufacık bir karakter/yazar çatışmalı bir öykü. Ağır Roman tadı alacaksınız.

5- Monitör Örümceği : Kafka'ya selam mahiyetinde, bir yazarın evindeyken, gördüğü örümceğin kendisiyle konuşmaya başlaması üzerine bir öykü. Son öykü olarak güzel düşünülmüş.



"Siz kahramanlarınıza bir dünya yaratırken, onlar da çağrıştırdıklarıyla sizi bazen hiç istemediğiniz yerlere fırlatıveriyorlar."

"Hepimizin ihtiyacı olan tek şey, gerçek bir karanlık..."

"Abla yaşın kaç senin diye soruyor. Kız irkiliyor önce kendisine abla denilmesinden rahatsız oluyor belli ki. Fakat kadınsı bir içgüdü ile böyle adamların yalan söylemeyeceğini düşünüp fırsatı değerlendiriyor. Sence kaç gösteriyorum?
- Hiç göstermiyorsun be abla! diyor. Vallahi hiç göstermiyorsun, adeta hiç yaşamamış gibisin."


 8/10
 (Yeraltı edebiyatına örnek teşkil edebilir) 
Encore Yayınları, 9.12 tl, 120 sf, 2014



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Kan ve Gül (Bir Kara Dejavu) - Alper Canıgüz
Kitabın parantez içindeki kısmı aslında özetliyor. Bir Kara Dejavu. Bildiğimiz Alper Canıgüz tarzı çözümlemeler, ilginç bir polisiye ve değişik karakterler. Birleşimleri güzel olmuş. Bir fikir üzerine yoğunlaşmış Canıgüz ve bu fikir ile birlikte bu sefer biraz daha hayata dair söylemek istediklerini anlatmış. Önceki kitaplarından en büyük fark bu. Siyasi ve demografik çözümlemeleri var. Kitap müthiş bir konuya ya da işlenişe sahip değil, fakat sonuna kadar çok akıcı biçimde, eğlenceli şekilde kendisini okutuyor. Benzer konulara çok rastladım ancak absürt olduğu için farklı bir tat yakaladım bu kitapta. Güzeldi, kanaat notuyla birlikte çok iyiye yaklaştı doğal olarak. Canıgüz'ün kredisi çok büyük bende.



"Nergis'i düşündüm. Evde, çocuğu ve belki de diğer sevdikleriyle birlikteydi. Mutlu, huzurlu ve sevgi doluydular. Ve bence yoğurtlu biber yiyorlardı. Garip ama en çok bu sonuncusu koyuyordu bana."

"Belki de, hayatın kontrolsüz bir düşüş olduğunu kabul edip ona mutlu bir son aramak yerine, iyi bir hikaye olmasına gayret etmeliydim."

"Othello'nun dediği gibi, soyguna uğramış bir insan, kendisinden ne çalındığını bilmediği sürece, soyulmamış demekti."


 8/10
 (Daha içerikli bir Canıgüz kitabı) 
April Yayınları, 12.00 tl, 216 sf, 2017




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Fildişi Karası - Yekta Kopan
Yekta Kopan'ın kitaplarını garip bir kronoloji ile takip ediyorum, önüme nasıl denk geldiyse o şekilde okuyorum. Bu yüzden bir baştan bir sondan gibi gidiyor. Aradaki farkları gördükçe nasıl kendisini geliştirdiğini görüyorum. Bu kitap da daha sonraki yıllarda yazacağı kitapların habercisi niteliğinde. Güzel öyküler var. Anlatım tüm hikayelerde benzerlikler taşıyor. Bir yazma hali, öyküyü anlatma hali içerisinde dışarıdan bir gözle bakabiliyoruz. Katmanlı yazıya giriş yapmış sanki. Başlangıç kitabı olarak okunabilir. Tavsiye ederim.

1- Kızılmaske ile Diana'nın Öpüşmesini Gören Çocuk : Yaşlılık hastalığına yakalanan bir çocuğa öykü okuyan iyi niyetli bir öykücünün hikayesi.

2- Köpekbalığı : Tiyatro kulübünde yer alan oyuncuların arası bir gün bir haber ile açılacaktır.

3- Çağla Yeşili Bir Gece : Biraraya geldiklerinde öyküleşme oyunu oynayan arkadaşların ilişkileri, anlattıkları hikayelere yansır.

4- Doğum Sancısı : İnsanoğlunun manipülasyon karşısında kaldığı durumu anlatan bir hikaye. En çok beğendiklerimden biri oldu.

gibi 10 tane öykü barındırıyor kitap.


"Garip, insan zamanın nasıl geçtiğini bir tek kendisinde göremiyor."

"Aşık olmak, aşkı yaşamaktan daha kolay."

"Bir aşkı giymekten daha zormuş aşkı soyunmak"



 7/10
 (Yekta Kopan okumaya başlamak için iyi seçim olabilir) 
Can Yayınları, 9.10 tl, 136 sf, 2014



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



____________________________________________________________________
____________________________________________________________________

DERGİ GÜNLÜĞÜ
____________________________________________________________________
____________________________________________________________________




Tuhaf Dergi #2

# Dostoyevski'yi ilk okuduğum tarih, benim için hayat hakkındaki bir masumiyetin kaybı anlamına geliyordu.
Orhan Pamuk - Masumiyetin Kaybı

# İnsanların kendilerini kadraja sığdırmak için her şekle girdiği bir çağdayız.
# Sosyal medyanın adı anonim medya olmalıydı. Normalde iletişim sen konuşurken benim susup, dinlememdir. Sosyal medya ise herkesin aynı anda konuşmasına dayalıdır.
# Duyarlılığın bir kas olduğuna inanıyorum. Ancak çalıştırırsan işe yarar. Okuduklarınla ve izlediklerine bunu beslemen gerekir.
Hakan Günday - Empati

# Tuhaf bir yalnızlık ruhuna kapılıyorum böyle anlarda. Bir insanın dört kişi tarafından yerde tekmelenirken hissedebileceği türden bir yalnızlık.
# En iyisi kaçmak. Oyunlardan, filmlerden, kitaplardan, çizgi romanlardan, spordan ve alkolden oluşan koca bir bireysel alt kültür oluşturup, kendimi oraya hapsediyorum. Birdenbire yok olmayı beceremediğim için usul usul tedavülden kalkıyorum. Sağda solda sebepsiz kavgalar çıkartıyorum mesela. Bu arada evet, spor ile alkolü aynı cümle içinde kullandım. Ne olacak kullanmışsam?
Ömür İklim Demir - Mecal

# Yapay ihtiyaçları toplusal müptelalılığa dönüştürmek, anketleri silah, davranışlarımızın verilerini kurşun gibi kullanmak, günümüz psikologlarının uzmanlık alanı.
Gündüz Vassaf - Rejim Nasıl Yıkılır?




____________________________________________________________________
____________________________________________________________________






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤







➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


DERGİ DAĞILIMI




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


YAYINEVİ DAĞILIMI



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




2017 OCAK - 2017 MAYIS
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder