9 Şubat 2021 Salı

2021 Şubat Ayı Okuduklarım

 


_____________________________________________

2021 ŞUBAT AYI ÖZETİ
_____________________________________________

           
      

    


      

_____________________________________________



Labirent

Meşhur bir müzisyen Boğaz Köprüsünden intihar eder ve ölmeyi başaramaz. Gözlerini açtığında ise kendi hayatına dair hiçbir şey hatırlamamaktadır. Konu oldukça klişe. Gizem dozu, gitgide açılan perde gibi açıldığından dolayı, yerinde. Boratin karakterinin sorgulamaları aslında içsel bir yargılamaya dönüşüyor. Okuyucu içselleştirebilir kolaylıkla. Beni kararsız bıraktı bu kitap. Sorgularken verilen mesajları beğendim ama kitabın ilerleyişinde baştaki merak hissi kayboldu. Bu tarz bir kitabı son günlerde okumadıysanız farklı bir tat getirebilir.  




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Geçmiş Olsun

Birol Tezcan'ı dergiden takip eden biri olarak, yazdığı içten öykülerden farklı bir şey görebilmek için kitaplarını okuyorum. Fakat bilin ne oluyor? Dergilerdeki toplanmış öyküler kitaplaştırılıyor. Buraya kadar bir sorun yok. Ama bu kitabta diğer kitaplarda yer alan öyküler de var. Yani iç içe geçmiş 20 tane öykü döndürüp döndürüp kitap yapılmış hissi uyanıyor. O zaman bunu bastıra bastıra belirteceksiniz kitabın önünde. Biz de okuduğumuz şeyleri tekrar tekrar okumak zorunda kalmayacağız. Eğer önceki kitaplara ek olarak toparlanmış hikayeler var denseydi yine bilerek alır bu yorumu yapmadan okumamı bitirirdim. Yine bitirdim kitabı fakat yarısını zaten önceden okumuştum. Maalesef bu tarz durumlardan hiç hoşlanmıyorum ve kitap için yorum yapamıyorum.  Çünkü daha önceki kitaplara yorum yaptım. Oradan açıp gerçek notlara bakılabilir. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Şeytan

Benim Tolstoy alerjim devam ediyor sanırım. Belki de kıyıda köşede kalmış kitaplarını seçtiğim için bu ön yargım. Tolstoy'un duyguları çözen o yapısını nedense algılayamıyorum. Görüşlerine katılmayabilirsiniz bir yazarın ama yazdıkları sizi etkiler, biraz düşünceye sevk eder. Bu novellasında, resmen Müge Anlı programından çıkmış bir hikaye gibi anlatım var. Gerçek bir hikaye her zaman başarılıdır bunun farkındayım ama okuyanlar gerçekten kendilerine soruyor mu bu kitap ne kattı kendilerine? Ben bu hikayeden bir ilişki yumağından sağ çıkan, durduk yere kendine zarar veren, birçok zeka yoksunu iş gördüm. Taşra anlatımı desem değil, aşk hikayesi desem değil. Rus edebiyatını da severim halbuki. Tolstoy'a bir türlü ısınamıyorum. İstiyorum ama yanlış seçimler yapıyorum sanırım..




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Ateş Sönene Kadar

Aylin Balboa, adetea bir alevin kalan közlerine bizi çıplak tenle itiyor. Acıtıyor, ama durdukça alışıyoruz. Yaralar bırakacağını bile bile sıcaklık güzel geliyor. Ölüm üzerine, aileler üzerine söyleyeceği çok söz var yazarın. Aile içi şiddete, devlet içi tacize, yalnız kalanlara, ufacık alanlarında yaşayanlara, yılandan korkanlara, yalandan korkmayanlara, evinde yalnız kalamayanlara, havuzdaki anıları sadece bir kalp büyüklüğünde olanlara kadar gelecekte bekleyen endişeleri aktarıyor bize. Yüzümde gülümseme, gözümde yaşlarla okudum bir çok hikayesini. Dayanamadım bazılarında nefes aldım devam ettim. Öfkesini başkalarının hayatlarına dokunmak için kullanan bir yazarı sadece takdir edebilirim. 

"Allah vardı. Allah'tan korkuyordum. Korkmam gerektiği söyleniyordu hep. O her ne yaparsak, ne hissedersek bilirdi, kaçış yoktu kendisinden.

Allah'ı biraz daha şefkatli hayal edebilmek isterdim. Bu derece öfke dolu olması doğrusu bana biraz abartılı geliyordu. Hem yaratıp hem de bu kadar kızmasını hiçbir şeyle açıklayamıyordum. Ayrıca kadınlara karşı anlayamadığım türden ekstra bir öfkesi vardı."

"Bana dönüp öyle bir baktı... Bana dönüp öyle bir baktı ki bakışları kalbimden girip sırtımdan çıktı sanki. "Ben artık nafileyim babam," dedi. O anda, basit bir cümle tarafından vurulduğum içn hiçbir şey söyleyemedim. Babam artık nafile miydi?"




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤












➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


______________________________________






______________________________________

BONUS


Ot Dergi #47

"Bir "acaba"nın koluna girip dura dinlene geldim sana. Şimdi aniden koşup sana nasıl döneyim!"
Başak Buğday - Ihlamur Günlükleri


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

DERGİ DAĞILIMI


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


YAYINEVİ DAĞILIMI





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


2021 OCAK - 2021 ARALIK
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder