8 Haziran 2022 Çarşamba

2022 Haziran Ayı Okuduklarım

      

_____________________________________________

2022 HAZİRAN AYI ÖZETİ
_____________________________________________
                

      

      




_____________________________________________




Strateji ve Bire-bir Pazarlama CRM - Arman Kırım

Arman Kırım, iş geliştirme anlamında ülkede büyük eksik bulunan alanlarda yayın çıkarmış en donanımlı kişilerden biri. Yıllarca Arman Kırım'ın kitaplarını okuyarak kendi mesleğime yontmaya çalıştım. Bu kitapta da 2000'li yılların başlarında müşteri odaklı yönetimin yeni geliştiği yıllardan örnekler vererek konuyu derinlemesine incelemiş. Haftalık yazılarını toparlanmış hali olan kitabın yarısı aynı bilgilerin farklı sunumları olsa da ve konuların bazılarının geçerliliğini 20 sene sonra yavaştan yitirdiğini görsek de bence değerli bilgiler var yine.

"Müşteri sizi şikayet amacıyla aradığı zaman bu müşteriye satış yapma olasılığı fazladır."

"CRM odaklı bir şirket, mevcut müşterileri için daha fazla ürün ve hizmet bulmayı amaçlar."

"Müşteriler tam olarak hangi önde ve ne şekilde değişiyor? Bu soruyu detaylı olarak tartışmaya başladığınızda, karşınıza çıkabilecek fırsatların neler olabileceğini tahmin bile edemezsiniz."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Olağanüstü Bir Gece - Stefan Zweig

Şimdi efendim, bir tane asil bir abimiz var. Biraz üstencil, şık giyimli. Bana tarzı Camus'un Düşüş'ündeki karakteri andırdı. Burnundan kıl aldırmıyor adeta. Bu abimiz, bir gün bir kadına kur yapma uğruna bir suça karışıyor. Bu suç kendisini allak bullak ediyor ve buhranlar buhranlar. Kendini arayış çabası, süslü cümlelerle insanın derinliklerine yola çıkıyoruz. Yolda da mola vermeden devam ediyoruz kitabın sonuna kadar. İyi bir açıdan yola çıkılmış ama bu kadar da bir duygusal iç yolculuğa gerek var mıydı? Zweig'ın kişilik betimlemelerini severim ama bu kitaptaki biraz fazla ve abartı geldi. Bu arada

"Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Bir Aşkın Tarihi - Mehmet Rauf

Duygusal betimlerin usta kalemi Mehmet Rauf, Eylül romanına benzer şekilde kaleme aldığı Bir Aşkın Tarihi, aşkından perişan olan bir adamın yıllar önce yaşadığı bu anıyı arkadaşlarına anlatmasını konu alıyor. Ortada çok matah bir konu olmamasına rağmen aşk betimlemeleri, karakterin fiziksel ve duygusal gel-gitleri çok fazla yer almış. Bu hali ile Stefan Zweig metinlerini sevenlerin kolayca sevebileceği bir novella olmuş. En uzun öykü bu öykü kitaptaki. Diğer öyküler biraz metaforik, biraz da aşkı anlatan yapıdalar. Güzel bir tat bıraktı bende. Ancak günümüz Türkçesine çevirinin bunda katkısı çok büyük. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Emsalsiz - Bora Özkent

Son yıllarda adından çokça söz ettiren bir kavram olan Müşteri Deneyimi için başlangıç seviyesinde sayılabilecek bir kitap. Değerli bilgiler ve örnekler verilmiş. Kavramları tanımlamaktan daha çok örnekler verilmesi güzel. Zaten yazar kendisi de bu tarz kitaplardan muzdarip olduğunu belirterek okuyucu dostu bir yazım biçimi benimsemiş. Arman Kırım'ın öncülük yaptığı iş geliştirme kitaplarına güzel bir örnek sayılabilir ancak beni verilen bazı örnekler rahatsız etti. Belki "Müşteri Deneyimi" açısından doğru örnekler olabilir ama köpek satılmasını içeren bir örnek, Bim mağazalarından örnek verilince benim sinirlerim bozuluyor. Bu 20 senedir bizi mahveden, malum kötü insanlara ait şirketlerin ya da ancak onların yapabileceği kötülüklerden artık gına geldi ve hiçbir yerde duymak, görmek istemiyorum. 

"Kurumlar inovasyonu sadece süper yaratıcı çalışanların ara sıra aldıkları ilhamlara bırakmamalılar. Çünkü, kurumlarda inovasyon ancak belli metodolojilerin ve tekniklerin kullanımı ile gerçekleşebiliyor."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Leyla'nın Evi - Zülfü Livaneli

Kitaplarında mesajları kör göze parmak misali sokuşturan Livaneli, diğer romanlarında olduğu gibi Leyla'nın Evi'de de karakter geçmişi yaratmakta usta bir iş çıkarıyor. Olay örgüsünün diğer kitaplarına nazaran zayıf kalması nedeniyle, Leyla gibi karakterin, gelişiminin keyifle takip edilebilmesini engellemiş. Kuşak farklılığının yüzeysel bakıldığını düşünüyorum. Karakterleri çizerken sert bir ayrım var. Tezatlığın oluşumu okuyucuyu yormuyor belki ama ben basit anlatım yerine biraz daha karakterlerin etrafında dönmeyi seven okuyuculardanım. Ana metin alt metinlerden daha az çalışıyor. Mülk kavramı, barınma ihtiyacının lüks hale gelmesinin eleştirisi maalesef vurgulanamamış. Bu durumlar kitabı kötü yapmıyor. Sonuçta bir Livaneli kitabı. Her şekilde kendisini okutuyor.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Franny & Zooey - J.D.Salinger

Sadelikten sıtma geçirecek bir kitap. Kitabın ismi, kapağı, karakterleri günlük hayattan yanından geçip gittiğimiz fark etmediğimiz onlarca şeylerden birkaçı gibi. 7 kardeşten birileri intihar etmiş, birileri ortalarda yok. Anne, hafif delirmiş. Babanın esamesi okunmuyor. Böyle bir ailede hayatta kalan 2 kardeş Franny ve Zooey. Franny, din kitabı ile dolaşan gerçeklikten kopmuş gibi gözükse de hayat ile ilgli bazı gerçeklerin farkına varmış bir karakter. Sevimli geldi bana. Kedisi Bloomberg de kendisi gibi. Yorganın altına saklanıp arada bir kendisini gösteriyor. Franny, çokça Hollywood yıldızı misali. Purosu ağzından düşmeyen, Grease müzikaline katılacakmış hissi veren bir ergen. İkisi de hayatı çözümlemek istiyor. Bocalıyorlar. Ama başaracaklar. Franny ve Zooey'in 20 yıl sonraki hallerini görmek isterdim. Bunu talep ediyorsam kitabı beğenmişimdir. Herkese göre değil ama Salinger. Seven de sevdiğini pek anlamıyor ya gerçi orası da ayrı konu.

"dinsel hayat ve onun getirdiği bütün o acılar, çirkin bir dünya yarattığı için Tanrı'yı suçlama küstahlığını gösteren insanlara Tanrı'nın musallat ettiği bir şeydir."

"Düz mantıkla düşünürsek, gözünü maddi hazine - hatta zihinsel hazine - hırsı bürümüş bir adamla, manevi hazine hırsı bürümüş bir adam arasında en ufak bir fark yok, benim görebildiğim kadarıyla. Senin de dediğin gibi, hazine hazinedir, anasını satayım, ve bana öyle geliyor ki, tarih boyunca dünyadan nefret eden azizlerin yüzde doksanı, tıpkı geri kalanlarımız kadar açgözlü ve sevimsizdi temelde."

"Geliyorum, çünkü tanıdığım ettiğim ne kadar zavallı, ülserli piç kurusu varsa oturup hepsini yargılıyorum."





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Bu Hikaye Senden Uzun Osman - Aylin Balboa

Olricvari bir adamsın Osman, bir sürü düşüncenin ana kahramanısın, ama sesin çıkmıyor. Bu bir seçim biliyorsun değil mi? İlişkide yaşananları senin üzerinden anlatarak kendisiyle yüzleşmek istiyor yazar, bu yüzden de sadece kendisi konuşuyor. Sevdiği bir şeyden vazgeçmenin öfkesi sadece insanın kendisine zarar veriyor Osman. Biraz da çıldırtmış olabiliyor. Seninle ilgisi yok, kişi hep kendisini bağlıyor. Adın bile senin değil Osman, sen sadece yanılsamasın. Söylediklerini herkes yanıt sanmasın. Bir geçiştin sadece. Hayatta karşılaştıklarımız gibi. Geldik gördük ve gittik. Başka bir yaşamda görüşmek üzere. 

"Nelerden korktuğumuzu, neleri istediğimizi, neleri sevdiğimizi, neleri sevmediğimizi belirlemişiz. Bu sınırların dışına çıkarsak yanlış bir şey yapacakmışız gibi hissediyoruz. Kendimize "Ben" adında bir hapishane yapmışız, bir türlü tahliye olamıyoruz Osman."

"Savaşmayı bırakan insana kim ne yapabilir ki? Yenilmek kadar büyük özgürlük yok, şimdi kazananlar düşünsün Osman."

"Zamanında Karadeniz dağlarına yaptığım kısa seyahatte, ölen birinin ardından "Uçtu" dediklerine şahit olmuştum. Sarp yamaçlarda çay toplarken uçurumdan düşen bir kadının ardından söylemişlerdi. Rahmetlinin düşüşüyle değil, uçuşuyla ilgilenmeleri çok hoşuma gitmişti. Başka bir yerde de, gidenlerin ardından "Öldü" demek yerine "Yaşadı" dediklerini duymuştum. Bak düşün, nasıl da farklılar değil mi?"

"Yine hayatımı kurdardım, ben olmasaydım ayvayı yemiştim cidden. Ben bu kendimin hakkını nasıl öderim hiç bilmiyorum Osman."

"Herkesin bana seni sormasından da sıkıldım. Bu ayrılık beni adeta dişi Werther'e çevirdi ve ben o lavuktan gerçekten hiç hazzetmiyorum. Ayrılık acısına iki motor taksam çoktan uzaya gitmiştim, boşa giden enerjiye yanıyorum."

"Dinlediğim şarkı "Neydi bir arada tutan şey ikimizi?" diye soruyor, "Mezon Alan Teorisi" diye cevap veriyorum. Romantizm pek bana göre değil Osman, olmuyor, yapamıyorum."

"Hani konuşmuştuk ya, insan vücudu tatile giderken ne bulursan tıkıştırdığın bir bavul gibi. Bir kere açtıysan bir daha katiyen aynı şeyleri içine sığdıramıyorsun. İşte benim de kendimi söküp takmaya çalıştığım o gece, bütün organlarımı hatırladığım kadarıyla yerlerine yerleştidikten sonra bir parçam dışarıda kaldı. Anlayacağın, bir süredir beynimi dandik bir pazar poşetinde taşıyorum. Eksik kadroyla iyi bir mücadele sergileyemiyorum, ben ayrılmak istiyorum Osman."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


BONUS






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

DERGİ DAĞILIMI


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



YAYINEVİ DAĞILIMI


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


2022 OCAK - 2022 ARALIK
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder