_____________________________________________
2020 ARALIK AYI ÖZETİ
_____________________________________________
Bozkır - Bir Yolculuk Hikayesi
Bozkır adı üstünde bir yolculuğun hikayesi. Küçük bir çocuğun gözünden yolculukta karşılaştığı insanları betimleyen sürüncemeye bırakılmayan bir hikaye. Çehov, hikaye anlatımındaki ustalığını konuşturarak, öykünün baş karakteri küçük çocuk gözünden bakabilmemizi sağlamış tüm olaylara. Bazen korkuyla ve sıkça belirsizlikle baktığımız hikayeler gerçek hikayelerden yola çıktığı için oldukça sahici betimlerle ve tanıdık cümlelerle karşılıyor bizi. Rus edebiyatının romantizmi ve arka plandaki acımasızlık vurgusu bu kitapta da yer almış.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Leyla İle Mecnun
İmkansız aşk öyküsü Leyla ile Mecnun'un Aziz Nesin yorumlamasını ele alıyor bu kitap. Şiirler ile, birbirlerine olan aşklarını dile getirmeye çalışan iki aşığın olamaz olan aşklarını saç baş yola yola takip ediyorsunuz. Çünkü gurur öyle bir şey ki o dönemde aşkı dile getirirken bile dikenlerle karşılaşıyor. Bu denli bir aşkın olamayışını izlerken keyif alıyorsunuz. Üstüne bir de Aziz Nesin'in kendine özgü aşk betimlemeleri gelince enfes bir hal alıyor. Daha önceden bildiğimiz bir hikayenin olması ise heyecanımı azaltan bir unsur oldu.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Çingene Kızı
İspanya'da yaşayan Çingenelerin arasında yetişmeye çalışan Preciosa ve çevresinde gelişen aşk hikayesini anlatan kitapta, ana hikayenin çok dışına çıkarak hem konu bütünlüğünü dağıtmış hem de karakterleri içselleştirme konusunda bizi eksik bırakmış yazar. Ön yargılarla ilgili bir eleştiri yapacağını düşündüğüm bir kitap olarak başlayıp, yaşanılan hayata uyum sağlamakla ilgili metaforların verildiği bir öyküye dönüştü gitgide. Kısa olması nedeniyle kolay okunabilir ama çok fazla bir katkısı olacağını düşünmüyorum.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır 2
20'li yaşların başlarında çok severek okuduğum ve tüm hikayelerini indisleyip kimi zaman göz attığım hayattan güzel örnekler veren A.Şerif İzgören'in en sevdiğim kitabının 2.sini görür görmez siparişimi verdim ve gelir gelmez de listemin en başına alıp okudum. Aradan 10 yıl geçmiş olduğunu fark ettim. Muhtemelen ilk kitaptaki önermeler bu kitapta da var. Fakat ben pembe gözlüklerimi ya da umutlarımı bir kenara çoktan koymuşum. Kitap bana çok fazla iyimser ve umut dolu geldi. Bölümlerde anlatılanlar samimi ve dokunaklı gelirken, bölüm başlarındaki hikayeler ise oldukça doldurma hiçbir şekilde kıssadan hisse çıkarabileceğim bir veri vermedi. Elma Yayınevi politikasında iade garantisi veriyor. Kitap bittiğinde düşündüm. Bu kitap bana ne kattı diye. Daha iyi bir insan olmak gerekliliğini, her şeye kızmanın yersizliğini kattı. Bu nedenle iade edilmeyecek kalitede bir kitap olduğunu gördüm. Beklentimin aşağısında kalsa da okuyanlara kısa süreli de olsa umut yükleyebilecek bir kitap.
"Üretmeyen insan hayatla kavga eder."
"Avrupa'nın en büyük adalet sarayı Çağlayan'da, dünyanın en büyük adalet sarayı Tuzlada. Dünyanın en büyük kütüphanelerini yapmayan milletler, dünyanın en büyük adalet saraylarını yapmak zorunda kalırlar."
"Bizim türkülerde "dost" kelimesini en çok takip eden iki kelime "sandığım" ve "bildiğim" kelimesi. Herkes yediği kazığı anlatır, o zaman birini sanmadan, bilmeden bir bekleyeceksin demek ki. En azından bir filtren olacak, Viktor Frankl "Ruhsal sıkıntıların kaynağında, anlamsız insanlarla anlamlı ilişkiler yaşama isteği ve çabası yatar" der."
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Çay Güzeli
İsmail Saymaz, cesur denebilecek bir gazeteci olmayı hep son anda kaybediyor. Takip ettiğim kadarıyla söyledikleri muhalif gelirken bir yandan söyleyiş biçimiyle tüm insanlara karşı anlatması ile medyan bir anlatımı var. Bütün yapmış olduğu araştırmaların hiçbir anlamı kalmıyor bu yüzden. Bu kitap da bu görüşlerin yansıması gibi. Bir kaç söz var, bir kaç hikaye var ki gerçekten hem nalına hem mıhına vurabilecek. Ancak anlatırken o kadar suya sabuna dokunmuyor ki, etkisini sabunsuz yıkanması gibi çamurlaştırıyor. Karadeniz ile ilgili kültürü pek özümsemem, çok içselleştirmem. Bütün hikayeler Karadeniz'i hatırlatıyor. Yazım dili samimi olsa da hikayelerin ne katmak istediğinden pek emin değiliz. Yazmış olmak için yazılmış metinler ne katacak okurlara bilemiyorum. Ancak yine de diğer kitaplarını okumak için bir beklenti yarattı.
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Fahrenheit 451
İçerdiği mesajlar ve kitaplar üzerinden verdiği metaforlar çok çarpıcı olan fakat, insanların abarttığı kadar distopik öğeleri bulamadığım bir kitap oldu. Bilimkurgu olarak listelerde övülmesi aşırı saçma. Çünkü dünyası geleceğe dair çok fiziki betimlemeleri içermiyor. Fikirsel olarak göklere çıkarılması ise çok normal çünkü gerçekten yazar altmetni vurguluyor her defasında. Kitapların üzerine daha ne kadar gidebilirdi bilemiyorum. Türünün yanlış ifade edilmesi nedeniyle beklentilerimi karşılamadı, ancak fikir ve anlatımı ile unutulmayacak bir kitap olduğunu düşünüyorum.
______________________________________
______________________________________
BONUS
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
DERGİ DAĞILIMI
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
YAYINEVİ DAĞILIMI
➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder