10 Eylül 2023 Pazar

2023 Eylül-Ekim Ayı İzlenenler

             

 _________________________________

2023 EYLÜL-EKİM AYI ÖZETİ
_________________________________
    


      

      

      


       


            _________________________________
 



 

Shadows in Paradise

Renkleri ve stilize görselliği ile fark yaratan Aki Kaurismaki, işçi sınıfının ve sigara kokusunun içerisinden donuk hayatları yansıtıyor bizlere. Edward Hopper tabloları gibi bir görsel şölen yansıtıyor. 2 karakterin bir araya gelme şekillerindeki donukluk ve tutkusuz bir bağlanma hissi yaşamın anlamsızlığı çizgisi üzerinden yürürken, müziklerin seçimi ve yine karakterlerin umarsızca yaşamaya devam etmeleri ise bizi hayata geri çekiyor. Olmaması gereken bir pozitivizm yer alıyor filmde ve çok yakışıyor her nedense. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




La Havre

Aki Kaurismaki yine ötekileştirilmiş kesime bir bakış atmamızı sağlıyor. Hobi olarak boyacılık yapan eski bir yazarın bir gün mahallesine Afrikalı bir göçmenin gelmesiyle durağan hayatının nasıl değiştiğine şahitlik ediyoruz. Kaurismakinin müthiş pastel renkleri yine filmde mevcut. Günümüz teknolojilerini kullanarak yıllarca alışılagelen renkleri hala daha koruyabilmesi takdire şayan bir hareket. Film ile ilgili tek eleştirim çok fazla romantize edilmiş şekilde aktarılması olabilir sadece. "Feel Good" hissiyatının fazla olması şeker komasına sokabiliyor sizi :)




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Lily 4 Ever

Lily4Ever uzun süre akıllarda kalacak cinsten bir film. Annesinin sert bir biçimde evi terketmesinin ardından Lily teyzesinin bakımına muhtaç kalmıştır. Teyzesi ise bakmayı reddeder ve Lily'i kendi kaderine bırakır. Lily ise hayatta kalabilmek için çeşitli yollar dener. Konu aslında yıllarca çoğu filmde gördüğümüz şekilde gelişiyor. Ancak Lily-4-Ever'ı farklı kılan olay anlatım biçimi. Lily'nin hayatına giren dinamik kamera ile birlikte karakterle kendimizi özdeşleştirmemiz kolay oluyor ve kameranın detayı yakalamaya çalışması ise sanki gerçek gözlerle Lily ile birlikte yürüdüğümüzü hissettiriyor. Filmi özel kılan ikinci özelliği ise finali ve finale doğru gelişen büyülü gerçeklikle bezeli anlatımı. Sağlam bir mod ile karşısına oturulması tavsiye edilir. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




The Man Without Past

Filmi izlerken şöyle bir not almışım: "Bazen kim olduğunu anlaman için, kim olduğunu unutman gerekir." Aki Kaurismaki ince mizahını bir karakter gelişimini anlatmak için o kadar dengeli kullanmış ki film sonuna kadar hem kendi hayatınızı sorguluyorsunuz hem de mutluluk anlamının altını doldurma ihtiyacı duyuyorsunuz. Geldiği şehirde uğradığı saldırı sonucu hafıza kaybı yaşayan bir adamın yeni hayatına uyum sağlamasının anlatıldığı film, Kaurismaki esintilerinin buram buram estirdiği özelliği ile de keyifli bir kaç saat yaşatacaktır size.





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Asteroid City

Wes Anderson sinemasının perspektif şölenine ve ince ayrıntılarına hasta biriyim. Özellikle pastel renklerine bayılıyorum. Ama Wes Bey, artık biraz bunlardan sıyrılıp güzel senaryolar üzerinden filmlere devam mı etseniz? Ne çekersem olur egosundan kurtulup farklı işlere yönelmek gerektiğini düşünüyorum zira Wes Anderson tepetaklak aşağı doğru gitmekte. Eğer bunu tersine çevirmeden yapmak istediklerine devam ederse unutulacak yönetmenlerden biri olacak ve sinemaya kattıkları önemsenmeyecek. Bu arada bir filmi sonuna kadar izlemek benim içi ngurur meselesidir fakat bu filmi maalesef bitiremedim. O kadar kötüydü. Renkler ve Wes Anderson açıları nedeniyle yine de torpil geçtim.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





Kuru Otlar Üstüne

4-5 yılda bir rastlayabileceğimiz NBC eserine koşa koşa ilk haftasına gittim. Kuru Otlar Üstüne, narsist bir karakterin doğuda öğretmenlik yaptığı sırada yaşadığı zorluklar ve girdiği gönül ilişkisini anlatıyor. Film NBC filmi diyebileceğimiz durağan ilerleyen yapıda değil bu sefer. En hızlı akan, diyaloglarıyla sürekli olarak seyircisini filmde tutan bir yapıda olmuş. 210 dakikalık süresine rağmen tek bir dakika bile sıkmadan izlettirdi. Bu büyük bir odak çekme yöntemi. Zaten bir noktada seyirci ile dördüncü duvarı yıktığı bir sekans var. Burada da imzasını çakıp, kendi sinemasına da biraz nordik mizahı katmış. Karakter adına söylenecek tek bir eleştiri bile yok bence. Müthiş çizilmiş bir Samet karakteri var. Kıskançlığının ortaya çıkışı, gittiği karanlık noktalar ve istediğini elde ettiğindeki rahatlık, istediğini elde edemeyince yaptığı çocukluklar, harika bir şekilde anlatılmış. Nuray karakteri ise yine iyi yazılmış ancak alanını sonuna kadar kullanamamış gibi geldi. Çok daha dip noktalara ulaşabilirdi. Öğretmenlik ile olan dokunduğu noktalara bayıldım. Aşk hikayesi, çok iyi kurgulanmış bir biçimde ve oldukça sade olarak yansıtılmış. Buna da bayıldım. Arada kullanılan müthiş cümleler var. Karakterlerin bilgece konuşmaları bir noktada karakterlerin üzerinde eğreti dursa da (hayatı anlamlandırma konularında kişilerin olduğu yerlere göre kurduğu cümleler), cümlelerin mükemmelliği tüm göze batan kısımları örtüyor. Samet'in öğrencisi Sevim ile olan ilişkisindeki gerginlik, uzayan sahnelerle çok çok iyi verilmiş. NBC'nin bence Bir Zamanlar Anadolu'dan sonraki en iyi film olmuş diyebilirim. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




Passages

Bir aşk üçgeninin hatta dörtgeninin içinde yer aldığımız Passages'da, biseksüelliğini aşamamış bir kişinin, iki uçta debelenmesini izliyoruz. Aslında filmde cinsiyet üstü bir yerden bakıyor duruma. Agathe'nin ailesi hariç kimse cinsiyetle alakalı bir sorgulamaya girmiyor filmde. Daha açılış sahnesinde Tomas'ın narsist karakterinin örülmeye başladığını anlıyoruz. Karakterin kendini bu kadar düşünmesi de iki arada kalmasına yetiyor ve hata üstüne hatalar ile aslında ne derece önemsiz olduğunu, kendisinin önem verdiğini zannettiği insanların bir bir kapı duvar olmasıyla anlıyor. Rogowski'nin oyunculuğu filmi tek başına götürüyor. Whishaw ve Adele ise çok iyi yardım ediyorlar. Film tertemiz bir ilişki filmi. Tomas karakterinin ne düşündüğünü tam olarak anlayamayalım diye bu iki aşk ilişkisi kurduğu kişilerden birisine daha fazla yanaştığını görüyoruz. Bu da ister istemez cinsiyet dengelerini bir miktar bozuyor. O yüzden gerçekten ilişkiler konusunda cinsiyetler arası takıntınız yok ise daha çok sevebilirsiniz. Ben bir kaç aya unutulacak, sade ve tutkulu bir film izlediğimi düşünüyorum.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Karanlık Gece

2022 senesinin iki önemli yerli filminden biri olan Karanlık Gece, Kurak Günler ile benzerliklerinden dem vurulmuş ve özellikle benim için Murat Uyurkulak'ın senarist olarak yer almasından ötürü dikkatimi çeken bir filmdi. Nitekim senaryo ödülünü de kucakladı Altın Portakal'da. Fakat en iyi film almasına itirazım var. Geçelim yoruma. Kurak Günler ile olan benzerlik aşikar. Obruklar, taşraya gelen ve cehalet ile savaşan bir görevli, bu kişi ile kasabada yer alan bir insanın örtük bir eşcinsel yakınlaşması, aynı sene çıkan filmler olarak tesadüf değil gibi geliyor ama ülkenin sorunlarına bakınca olabilir diyerek geçiştiriyoruz. Çok sorun değil. Filmimiz, kısa ve dar alan çekimleri, rüzgar vurgusu ve geçmiş bağlar göndermeleri ile klasik bir Özcan Alper filmi. Vermek istediği mesajı da veriyor. Bir filmden beklenen oturaklı yapı da korunuyor. Ancak eksikler de fazla. İki erkeğin neden yakınlaştığı (hangi yakın duygularla) üstü kapalı. Sibel Kekilli neden var belli değil. Çocuğunu arayan baba figürü, sadece bir figür. Hikayeye katkısı yok. Kısacası, senaryo, yönetmenlik ve film kurgusu anlamında başarılı ancak sadece Senaryo ödülü ile kalmalıydı.. Kurak Günler'e göre bir gömlek daha altı kalıyor. Ama yapının sağlam temeller ile ilerlemesi uzun süre hatırlanacak bir film haline getiriyor. Bir alkış da posteri hazırlayan Ethem Onur Bilgiç'e.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Past Lives

Celine Song'tan filmi sade olmasına rağmen sinemaya görkemli bir girişini görüyoruz Past Lives ile. Çocuklukta iyi anlaşan ve bazen sürtüşmeler yaşayan iki çocuğun hayatları boyunca birbirilerini aramaları sonucu yaşanan gelişmelere tanık oluyoruz. Yeni teknikler gördüm filmde. Çok hoş enstantaneler vardı. Özellikle final sahnesinden sonraki kısımlara bayıldım. Filmin esas olayı "punchline" diyebileceğimiz finali. Oraya kadar gergin bir bekleyiş yaratıyor ki bunu da o kadar sade bir filmde bulmak çok zor. En son "Portrait of a Lady on Fire"da görmüştüm. Bazı kısımlarda saç baş yoldurtan kısımlar da yok değil bu arada. Bazı sekanslarda arkada sürekli "Anlamazdın" şarkısı çalıyordu Issız Adam benzerlikleri yüzünden. Başrol kadın ve erkek oyuncuların saf - standart halleri filmin sadeleşmesine inanılmaz katkı sunmuş. Sessiz sakin güzel bir film izleyeyim diyenler tercih edebilirler.
      



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Benim Varoş Hikayem

Çukur ve Magarsus'la tanınan Yunus Ozan Korkut'un daha önceki işlerinden biri olan Benim Varoş Hikayem, Adana sokaklarına iniyor ve hepsi kendine has karakterleri ekran önüne taşıyor. Belgesel, kurmaca arasında gidip gelen film, kendisini belgesel olarak nitelendiriyor. Bunun üzerinden değerlendirirsek, başı sonu bir tutarlılıkta ilerlemeyen, açılıştaki "benim hayatım burada geçti, işte böyle bir mahalle" görüşünü desteklemeyen, birbiri ardına hiçbir bağlantısı bulunmayan, sadece kişiler üzeri farklı tavır, komik öğeler üzerinden ilerleyen film zorlama bir kurguya götürüyor. Farklı bir iş olduğu kesin ancak ne kadar etkili olabildiği tartışılır.



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Magarsus

Magarsus, Succession ve Sıfır Bir dizilerinin evliliklerinden doğan çocukları gibi oluşmuş bir dizi. Mersin'de bir liman sahibi olan ailenin portakal ticaretini sürdürebilme çabasını izliyoruz. Ansambl kadro ödülü alan dizinin gerçekten ışıl ışıl parlayan bir kadrosu var. Çiçeği burnunda Cannes ödüllü Merve Dizdar, Tansu rolünde kendinden bekleneni veriyor. Ben daha fazlasını beklerdim. "Demir Leydi" rolünün hakkını 2 gömlek daha üste çekebilirdi ama kaçırmış. Ercan Kesal, mafyatik baba figürünü yine önceki tüm rollerindeki gibi oynayarak güle oynaya sağlıyor. Çağlar Ertuğrul, Tuğrul rolünde tam bir facia. Dizinin en büyük eksiği maalesef bu karakter olmuş. Kariyerinde sarsıntılar konusunda başarılar dileriz kendisine. Gelelim dizinin getirdiği en güzel karaktere. Beton karakterini oynayan Berkay Ateş, bugüne kadar izlediğimiz en muazzam karakterlerden birini sağlıyor bize. Her dakikası karakter gelişimi dolu. Dizinin ismi Magarsus değil de ismi Beton olabilecek bir karakter manipülasyonu izliyoruz. Tebrik eder başarılarının devamını dilerim. 

Artıları
+ Beton Karakteri ve Aşk hikayesi
+ Dengeli hikaye anlatımı
+ İyi bir karakterin bulunmaması

Eksileri
- Hızlı geçen olaylar silsilesi
- Tuğrul karakteri ve aşkı
- Dengesiz küfür kullanımı




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Toplu Hikayeler

Ankara DT oyunu olan Toplu Hikayeler, narsist bir usta yazarın, yeniyetme bir öğrenciye deneyimlerini aktarması ile başlıyor. İkili arasındaki hikaye gelişimi sahneler ile birlikte kısım kısım bölünerek anlatılmış ki her sahnede bu geçişlerin yumuşaklığı çok iyi verilmiş. Dekor anlamında yaz, kış, sonbahar gibi mevsimsel geçişlerin oyuna etkisi gayet güzeldi. Hikaye sıkıcı bir şekilde ilerliyor gibi gelebilir bazı kişilere, özellikle kitaplarla arası olmayan insanlara ancak ben yazarlık kısımlarında söylenenleri sevdim. Sadece Lisa'nın kendi kitabındaki bölümü okuması çok uzun sürdü ve gidişattan beni bir nebze kopardı. Bu da finale negatif etki yapıyor kanaatimce. Oyunculuklar duru ve güzeldi, ancak yaşlı betimlemesi abartılı geldi ve yordu izlerken. Oynayanların emeğine sağlık, güzel bir temsil izlediğimi düşünüyorum.






➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


Hırçın Kız

İstanbul DT oyunu olan Hırçın Kız bir Shakespeare oyunu olmasına rağmen oldukça iyi yerelleşmiş ve halka hitap edebilecek hale dönüştürülmüş bir oyun. Perde arkasına sarkabilmesi, bazı noktalarda izleyici ile interaktife geçebilmesi ve tiyatronun temelleri ile dalga geçebilmesini çok beğendim. Burak Altay Ortensio rolü ile rol çalıyor, ancak bu konuyu da metin zaten destekleyerek yardımcı oluyor. (kendi içerisinde bunun ironisi yapılmış) Hakan Meriçliler, bu rol için yaratılış gibi. Nobran, deli aşık rolünü çok iyi kotarıyor. Dekor anlamında başta çok yavan bulmuştum ama sadece iskeleler kullanılarak hareketlilik sağlanmış, sonradan alıştım. Heykeller ile girilen "spinoff"lar, yine çeşitlilik kazandırıyor. Günümüzdeki bazı işlere göndermeler içeren kısımlar halk tarafından kahkahalarla karşılandı ama ben özgün bir iş görmekten yanayım bu tarz basit göndermeler yerine. Metin eril dil içeriyor (finale hazırlama amacıyla) ancak final bu eril dili göğüsleyip dengeleyebilen bir tirada sahip mi bilemedim. Veda hanım zor bir rol üstlenmiş, nispeten başarılı ancak asıl vurucu kısım olan final sahnesinde sesi bile çıkmadı. Daha güçlü bir ses tercih edilebilirmiş. Reaksiyon alması gereken çoğu sahnede reaksiyon aldı. Bu açıdan başarılı buldum.   




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

OCAK-ARALIK İZLENEN FİLM ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI




2023 OCAK - ARALIK İZLENEN 
FİLMLER & DİZİLER & SAHNE SANATLARI











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder