1 Ekim 2021 Cuma

2021 Ekim Ayı Okuduklarım

   _____________________________________________


2021 EKİM AYI ÖZETİ
_____________________________________________


      

      

      
      

_____________________________________________




Afitap'ın Kocası İstanbul - Ferhan Şensoy

Afitap'ın İstanbul'a geliş ve aktrist olma hayalini birkaç farklı disiplin ile anlatılan kitap, tamamı ile Ferhan Şensoy üslubu taşıyor. Afitap'ın başına gelenler, özellikle cinsellik ve taciz ile alakalı kısımlar hem toplumun alışık olmadığı kadar açık, hem de sansüre uğramayacak derecede kapalı bir anlatıma sahip. Ben en fazla rakı masasındaki sinemacıların muhabbetini sevdim. Zaten mizahı bu kısımlar, dramı da diğer kısımlar dengeliyor.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme - Barış Bıçakçı

Bir şiirin öykü halini en iyi yansıtanlardan biri Barış Bıçakçı. İnce ince işlenen duygu akışı her yerinize bulaşıyor okurken. Veciz Sözler'de çıtayı oldukça yükseltmişti anlatım dili olarak. Her sözde farklı duygu yaratma hissiyatı maalesef bu hikayelerde yok. Biraz kurmacaya doğru yönelmiş gibi geldi. İlk birkaç hikayeden sonra durum anlatımından öte, şaşırtmayı hedefleyen kurgulu hikayelere doğru geçiş yapmış yazar. Hiç de fena değil ama işte dediğim gibi öyle bir noktaya okuyucuyu alıp koyduğunuzda, sonraki eserler için altını çok daha fazla doldurmak gerekiyor.

"Yaşamın bütün tekliflerini nazikçe geri çevirdim. Ben öteki çocuğum, boş bir defterin önündeyim, içimden konuşuyorum."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Balkon Sefası - İsmail Saymaz

Dokunaklı öyküler diye bir kategori oluşması gerekiyor artık. Sayısı hiç de azımsanmayacak ölçüde öykü kitabı çıkıyor. Başka bir türe konumlandıramıyorum. Bu kitap da tam bu türün içinde yaşıyor. Birkaç sayfadan oluşan 28 adet öykü barındırıyor. Gündelik yaşamdan verilen örnekler kimi zaman Karadeniz komedisi taşırken, kimi zaman da Karadeniz hüznü taşıyor. Ben Karadeniz kültüründen pek hoşlanmadığım için beni çok içine çekmedi, ancak anlatımı akıcıydı ve ikinci kitap olarak eşzamanlı başka kitaplarla okunabilir tarzda olduğunu söyleyebilirim.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Uç Artık - Etgar Keret

Öykülerine gayet olağan şekilde başlayıp muzır ve beklenmedik şekilde devam etme tarzını benimsemiş bir yazar Etgar Keret. "Yahudi mizahı" denen bir olgu var. Kendisiyle, ırkı ile ya da bağlı bulunduğu tabu olan konularda dalga geçebildiği sürece tüm o gruba ait kişilerle dalga geçebilen, kısaca agresif mizaha dönüşen bir tür. Etgar Keret ise, bir öyküsünde gerçekten bir çocuğun gözünden bakabiliyorken, hemen sonraki öyküsünde bir sapığın bakış açısına döndürebiliyor rahatlıkla. Dili oldukça keyifli. Bunda Avi Pardo'nun da büyük katkısı var tabii. Her öykünün sonunda yer alan mailleşme muhabbetini oldukça yaratıcı buldum. Son olarak kitabın kapağını kim tasarladıysa içeriğini bilmeden yapıyor olsa gerek. Etgar Keret'in Türkiye basımları tasarımları oldukça kötü. Hiç buna takılmam normalde ama bene gözden geçirmeliler. Ahmet Batman kitabı gibi durmasına gerek yok bu derecedeki bir yazarın kitaplarının.

"Dünyada birine bağımlı olmaktan daha sinir bozucu bir şey varsa o da size sürekli olarak ona bağımlı olduğunuzu hatırlatan biridir."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Beterotu - Pınar Öğünç

Aksi Gibi ile tanıdım Pınar Öğünç'ü. O kitabın kendine has bir karamizahı vardı diye hatırlıyorum. Uzun süre sonra yeniden bir kitabını daha edindim ve bu sefer olmuş dedim. Hikayeleri yaşamın içinden çıkarıp, biraz da acı bir romantizm katmış. Umutlar var, bir beklentiye sarılış var, mevsimler geçerken kaybedişler var. Keyifli bir okuma süreci oldu. Tüm hikayeleri beğendim. Ama ilk hikaye çok etkileyici idi. 

"Yıllar ona ismi yazılı dört tapu, evinde ferah geçirebileceği yaşlılık getirdiyse de, iç organlarını kist gibi sarmış yokluk başka türlü davranmasını engeller, dünya malından almak istediği intikam çoğunlukla önce kendisine, sonra etrafındakilere eziyete dönerdi. Dinleneceği vakitte, hiç gitmediği şehirlerin TOKİ'lerinden yeni gireceği ev borcu aranırdı Muazzez Hanım."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Varamayan - Ahmet Büke

Kitabı 2 farklı şekilde ele almak lazım. İlk öykü olan "Varamayan" kitabın yarısını oluşturuyor ve mükemmel bir öykü. Bitmesine üzüldüğünüz hikayeler olur. Varamayan da varamadığınız bir durak gibi uzaklaşıyor sizden. Uzatıp roman yazsaydı keşke dedim çünkü "Varamayan Ahmet" pürüpak bir karakter. Kitabın diğer yarısından çok bahsedemiyorum çünkü yazılmak için yazılmış, sayfa doldurulmak için eklenmiş gibi geldi. Yazar belki doğa sevgisi, taşra kokulu öyküler eklemek istemiş ama anlaşılır bir tarafı yok. Hayvanlarla konuşma olayı yeni yazılmış bir kitap için müthiş bir keşif değil maalesef. Daha özgün ve anlatımı kuvvetli hikayelerle harika bir öykü kitabı çıkabilirdi. İlk kısım hatırına okunabilir.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Düşbükü - Ferhan Şensoy

Ferhan Şensoy'un daha yazarlığa ilk adım attığı yıllardaki öykülerini barındıran Düşbükü, diğer kitaplarından biraz daha farklı bir yere sahip. O amatör ruhun, şiirselliğin ne denli etkili olduğunu fark ettiğini anlayabildiğimiz öyküler, Şensoy'un kariyer gelişiminin muştular gibi. Her kitabında sıkça rastladığımız "cinselliği" üstü kapalı anlatım ile hem komik hem de ülke fotoğrafını çekercesine yanıkları kazıdığı bir tarzı var. 

"Kocaman bir akvaryumu andırıyor Akvaryum Birahanesi. Hepimiz biraz balık, biraz bahar nezlesi, biraz şiir, bir o kadar parasızlık... Duvara gömülü akvaryumun içinde dönen minnacık kadın heykeli, balıklarsa hiç yüzememekteler öyle durayazmışlar, kıbleleri karadeniz. Ölü gibiler, belki de küskün ve kırgınlar bu cam sınırlı küçük denize... Kimbilir onlar ne biçim görüyorlar bizi, hem balık gözü, hem camın optik şakaları, hem camdaki Yeniköy tozu..."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Müdahale - Mike Bartlett

Storytel'in yeni deneyimi, kulak tiyatrosunda, Mike Bartlett'in savaş karşıtı metne dayandırdığı bir aşk hikayesini dinliyoruz. Savaş hakkında iki zıt görüşe sahip olan karakterlerden birinin alkol ile problemi bulunmakta. Evlilik istemeyen erkek karakter, bir anda kadın karakterden kopmuştur ve birbirleriyle ilişkilerinin neden koptuğu ile alakalı birbirilerini suçlamaktadırlar. Metinde savaş ana eksende gibi dururken, karakterlerin ilişkiye bakış açılarını da aslında boşvermişlik-kuralcılık ekseninde şekillendiriyor. Daha fazla içli dışlı olabilirdi bana kalırsa. Finali ise biraz zayıf bitti. Seslendirmede Ushan Çakır daha dengeli, Damla Sönmez fazla tiyatral gelse de alıştığınızda keyifli bir dinlenceye dönüşüyor. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Yakıcı Sır - Stefan Zweig

Zweig ülkemizde peynir ekmek gibi satan yazarlarından biri. Kolay okunabilmesi ve psikolojik çözümlemeleri sayesinde herkesin içten içe kendisini bulduğu metinler yazmış bundan bir asır önce. Bazı çözümlemelerine ben de hayranım. Bu kitapta da bir çocuğun gözünden anne olgusunu ve kıskançlık duygusunu tadıyoruz. Finali itibari ile de büyüme hikayesi olduğunu çözümlüyoruz. Genelde Zweig kitaplarında gerilim dozu belli bir düzeyin üstünde seyreder. Bu kitapta bir kaçamak hikayesinin yoğunluğu (novella olduğu için) ortaya çıkmadığı için annesinin aldatma hikayesine şahit olan çocuğun kıskançlığına pek ısınamadım. Tek oturuşta bitirilecek kitaplardan yine de.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤




______________________________________






______________________________________

BONUS







➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

DERGİ DAĞILIMI


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


YAYINEVİ DAĞILIMI



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


2021 OCAK - 2021 ARALIK
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder