30 Ekim 2021 Cumartesi

2021 Kasım Ayı Okuduklarım

_

_____________________________________________

2021 KASIM AYI ÖZETİ
_____________________________________________


     
      

      
 
      

_____________________________________________





Zamir - Hakan Günday

Hakan Günday 8 yıl bekletti bu kitap için bizi. Ama değmiş. Yorum bu kadarla sınırlı kalabilirdi yine de açalım. Zamir, güçlü ve cesur bir kitap. Hakan Günday, Siyasal Bilgiler Fakültesi mezuniyetinin hakkını vermiş. Deseler ki uluslararası ilişkiler bölümünde bu kitabı ders diye okutalım, hiç şaşırmam, desteklerim. Dünya siyasetine tarafsız ve çarpıcı biçimde içeriden ve dışarıdan bakıyor. Ülke gündemine lafını esirgemiyor. Barışın savaşla olan düzeyli ilişkisini müthiş biçimde yansıtıyor. Doğu-batı kıyaslaması, çıkarımlar. Enfes. Savaşın vuruculuğu üzerine romantize de edilmemiş. Neyse o gösterilmiş. Sömürüden beslenmeyen bir kitap olmuş. Ayrıca çalışılmış bir kitap, üzerine kafa yorulmuş. Böyle kitapları görünce de sarılasımız geliyor. Bir 8 sene daha beklemeyiz umarım sonraki kitap için derdim ama böyle çıkacaksa bekleriz.

"Eğer bir alkoliğin günün ilk yudumunu arzuladığı kadar yaşamı arzulamıyorsan, bil ki hayatta olmayı hak etmiyorsun!"

"Sırf var olduğu için şiddetle utanan birini iyileştirecek hiçbir şey yoktu bu dünyada."

"Çünkü bir savaşta sivillere karşı düzenlenmiş hangi saldırının yargı konusu olacağı, savaş sonunda mahkemeyi kimin kurduğuna bağlıydı."

"Savaşmak için bir silah yeter ama barışmak cesaret ister!"

"Tuttukları dilek için bile para verir insanlar. Havuzlara, kuyulara para atarlar. Dileğini bile satın almaya alışmış birine de barış hediye edilmez, satılır."

"Mezar taşı yerine bir tahta parçası dikildi başına. Üzerine bir şey yazılmadı. Sonra o tahta parçası da çocuklar tarafından sökülüp parçalandı. Böylece, doğumunda nüfusa kaydedilmemiş olan Zerre'den, ölümünden sonra da bir eser kalmadı. Hiç doğmamış ve hiç ölmemiş gibi... Yine de doğurmuş ve öldürmüştü. Belki de bir zamanlar yaşamış olduğunu kanıtlamak için..."

"Zaten kadınla erkeği doğumlarından itibaren ayıran bir toplum ancak tecavüzcü yetiştirebilir."

"İnsanın yüzü, doğuştan bozuk bir barometreydi. Sonuçta doğar doğmaz, avazı çıktığı kadar ağlayan bir yaratıktı. O şiddetli ağlama ciddiye alınmış olsa, daha fazla acı çekmemesi için bebeklerin doğar doğmaz öldürülmesi gerekirdi."

"Yıllar içinde anlamıştım ki yeni kurulan silahlı örgütler ile düğün hazırlığı yapan gelinler arasında bir benzerlik vardı. Her iki grup da her şeyin mükemmel olmasını isterdi. Çünkü mantıklarını devre dışı bırakmış bir romantizm içinde her şeyin mükemmel olabileceğine inanırlardı. Tabii gelinler bu romantik rüyadan henüz düğün sırasında ya da en geç ertesi sabah sıyrılırken silahlı örgütlerin uyanması biraz daha uzun sürerdi. Bazen hiç uyanmaz ve ölürlerdi."

"Goa'da serserilik yapan Kanadalı expat iken, Montreal'de doktorluk yapan bir Hindistanlı göçmen oluyordu."

"Çünkü empati denilen bağ milyonlarca insanla aynı anda kurulamıyordu. Tek kişi milyonlarca aç insan olduğu gerçeğini bir türlü algılamıyor ama milyonlarca insan tek kişinin açlığını gayet iyi kavrıyordu." 

"Türkçede sadaka diye bir kelime var. Ve bu kelime, yine Türkçedeki başka bir kelimeyle aynı kökene sahip. O kelime de sadakat. Düşünebiliyor musun? Sadakayla sadakatin kökeni aynı. Niye sence? Çünkü birilerinijmn sana sadık kalmasını istiyorsan onlara sadaka vereceksin! Ama tabii bunun için de ilk yapman gereken şey, insanları sadakaya muhtaç hale getirmek! Ayrıca..."




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Yanlışlık - Albert Camus

Hayatımızdaki varoluş sebebimizi her kitapta sorgulayan Camus, bu oyun metninde aile ve yabancılaşma duygularını deşiyor. Bir oteli işleten anne-kız, otellerine Jan'ın gelişi ile garip biçimde etkilenmişlerdir. Çünkü Jan, yıllar önce evlerinden ayrılmış ailenin çocuğudur. Aile kavramı üzerine, hayatın devamlılığı ve yaşama amacı üzerine soğuk bir hikaye. Cinayet, sır, yeniden dönüş ve kıskançlık kavramlarını olağan olmayan bir durumda oldukça sıradan biçimde anlatılmış. 




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Bütün Kadınların Kafası Karışıktır - Ece Temelkuran

Ece Temelkuran'ın kitabından yola çıkarak Seray Şahiner ve Selen Uçer'in uyarlaması ile seslendirilen metinde kadınların yaşadığı baskıları ve toplumdaki yerini sorgulamaya dair eleştiriler yer alıyor. Statüleri farklı birkaç kadının bir çatı altında buluşması hoş bir detay. Gayet keyifli bir anlatı da yer alıyor. Ancak bu farklılıklar çatışma yaratmadan, tek potada gayet doğal biçimde eritilince gerçeklik payından kopup mizahi tarafa doğru eğriliyor. Daha ayakları yere basan karakterler bulunmuş olsa belki de gerçeklik algısıyla birlikte kara-mizaha doğru dönse şahsen daha da etkilenebilirdim.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Ful Yaprakları - Civan Canova

İlgili kitabın sadece Ful Yaprakları bölümü hakkında yorum yapacağım. Porno yıldızı olmak isteyen gençliğinin baharından bile önceki yaşlarda olan bir kadının, gizemli bir öyküye sahip kendini fahişelerle tatmin eden (cinsellik amacı olmayan) bir erkeğin konuşmalarıyla ana metni sağlanmış, "ıssız adam", "kaybolmuş ruhlar" tarzındaki alt metinlerle de desteklenmiş. Ben storytel aracılığı ile ulaştığım için metnin grift yapısının pek yansımadığını düşünüyorum. Aslında daha karanlık ve ilgi çekici bir metin iken, seslendirenlerin karakterleri tanımadığını düşünmekteyim. Yıllarca ilişkilerde duyduğumuz basit diyaloglardan öteye geçememiş bir dinleti oldu benim için. Belki oyunu daha etkileyici olabilir, onu da izlemeyi istiyorum.




➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Üzümün Kardeşliği - John Fante

John Fante'den Arturo Bandini harici bir karakter görmekteyiz ama dertler aynı. Alkolik ve güçlü bir baba figürü, dindar ve anaç ruhlu bir anne, umursamaz ve kafası çok çalışmayan kardeşler. Baba figürünü tüm psikolojik çözümlemeleriyle en iyi anlatan yazarlardan biridir bana göre Fante. Henry Molise karakterinin yine yazarlık yapma çabası, parasızlık, kuyruğu dik tutma mücadelesi ve bunu aslında yapamadığında bir çocuk gibi mızmızlanması. Tipik bir Fante romanı. Nefisti. Hem kışın tadını, hem tuğla ören babanın toz kokusunu hem de alkolik arkadaşların arasında alkol kokusunu hissediyorsunuz okurken. Çevirmen Avi Pardo'ya büyük saygılarla.

"Tıraş olmak için banyoya girdim. Tımarhaneden kaçmış bir delinin yüzünü gördüm aynada. Günler artık huzur değil, çirkinlik getiriyordu - gözlerimdeki damarlar, gerdan başlangıcı. Kusurlu bir aşkla uzandığımız yatağa, ezik yastıklara, buruşmuş çarşafa baktım. Yedi yaşındayken annemle babamın yatağını aynı şekilde gördüğümü ve babamdan nefret ettiğimi anımsadım; bayat puro kokusunu, yere fırlatılmış iş pantolonunu ve onu öldürme isteğimi."

"Düşüş anında gurur terk eder."





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤



Ülker Abla - Seray Şahiner

Seray Şahiner'in kadın hikayelerinden birisi daha. Gündelik hayatta yanından geçip gittiğimiz, üst katımızda oturan ya da iş yerinde her gün gördüğümüz "herhangi biri" olan, evlenmesi ile birlikte hayatta kalma mücadelesi vermeye başlayan bir kadının ruhuna girmiş sanki yazar. Oldukça sek, gerçek bir karakter çıkıyor ortaya. Tahta şişi ile, Freud'a başkaldırışı ile kanlı canlı, pardon bol kanlı, diri bir Ülker ablaya rastlıyoruz.  Ters, yer yer sinir bozucu, umutsuzluk içerisinde hep bir yeni güne bakmaya yönlendiren aslında iyi hissettiren bir roman. 
Bundan sonra parkta döner yiyemeyeceğiz ama olsun çok yaşa, diri kal Ülker abla.

"Zaten şu yeryüzünde insanın iki ereği var: Bir, delirmemek; iki, ölmemek. Yıllarca kocama gıcık verir gibi yaşadım. Benim nefsi müdafaa biçimim : Yaşamak."

"Annesi fenalaşıp düzeliyor, diyorum, "Sizi Allah sakladı." Kız en sonuında dedi ki; "Ben ateistim." "O ne demek?" "Allah'a inanmıyorum."Dedim, "Senin halin yine iyi. Ben Allah'a inanıyorum. Allah bana inanmıyor."

"Hani diyorlar ya, rüyamda bunun bir rüya olduğunu biliyordum diye... Kabustayım ama bunun hayatım olduğunu biliyorum."



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤







➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

______________________________________






______________________________________

BONUS







➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤





➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤

DERGİ DAĞILIMI


➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


YAYINEVİ DAĞILIMI



➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤➤


2021 OCAK - 2021 ARALIK
OKUNAN KİTAPLAR & DERGİLER









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder